|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.
|
|
|
|
|
YAZILARIM |
|
Bu gün anneler günü. 12 Eylül faşizminde sürgünde olan bir annenin duyguları!...
13 Mayıs 2012 Pazar, 11:04
Nihayet tatile giriliyordu. Gülgün, şubat tatilinin var olduğuna ilk defa bu kadar sevindi. Şubat tatili başkaları için bir dinlenme ve eğlenme fırsatı olabilirdi!
|
Nihayet tatile giriliyordu. Gülgün, şubat tatilinin var olduğuna ilk defa bu kadar sevindi. Şubat tatili başkaları için bir dinlenme ve eğlenme fırsatı olabilirdi!
Ancak Gülgün ve Mert için özlemin bitişi olacaktı.
Yuvalarına, dostlarına, en çok da anlatılmaz bir duyguyla özledikleri kızları Arzu’ya kavuşacaklardı.
Tatil başlamadan iki gün önce bilet alıp yola çıkmışlardı. Gece yarısı otobüsün içinde uyumayan yalnızca şoför ve Gülgün’dü.
Otobüsün kaloriferi içerisini çok fazla ısıtmıştı. Mert yola çıkıldıktan kısa bir süre sonra uykuya dalmıştı.
Otobüste ağır bir koku vardı. Bazı yolcular yüksek perdeden horluyorlardı. Gülgün düşünmekten gözlerini kapayamıyor, vakit bir türlü geçmek bilmiyordu.
Elinde olsa kanat takıp uçacaktı! Beş dakikada bir saatine bakıyor, biricik yavrusuna kavuşacağı anı düşünüyordu.
Ne çok özlemişti ceylan gözlü güzel kızını.
“Sana sarılıp doya doya koklayacağım! Seni sıkıp sıkıp içime sokacağım bir tanem! Canım benim, biricik ceylanım!
Her annenin gözüne çocuğu bu kadar güzel mi görünür? Yoksa benim kızım gerçekten mi çok güzel, çok tatlı?
Yok yok, benim kızım gerçekten çok güzel ve çok olumlu bir kız.
Etrafına sürekli pozitif enerji verebilen, içinin güzelliğini yüzünde taşıyan bir çocuk.
Onda babasının yumuşaklığı, hümanistliği ile benim kararlılığımın mükemmel bir sentezi var!
O bana tanrının verdiği en değerli armağan. Kendisi için ördüğüm kazağı beğenir inşallah. İncecik şişlerle ördüm kızıma.
Sevgimi, hasretimi sabır yaptım örerken!..
Canım kızıma ne çok yakışacak!”
Gülgün ve Mert annesinin evine vardıklarında, Arzu henüz kalkmamıştı.
Babası ve annesi uyanmış, çay içiyorlardı. Anne ve babasıyla sarılan Gülgün soluğu kızının yattığı odada aldı.
Arzu bir melek kadar sakin uyuyordu. Uzun kumral saçları beyaz yastığın üzerine lüle lüle dağılmıştı.
Gülgün kızını uyandırmaya kıyamadı, yavaşça eğilip saçlarından öptü ve dünyanın en güzel parfümünü koklar gibi kokusunu içine çekip ciğerlerine depo etti.
Mert yanına gelip kızının başını okşadı. Birlikte içeri girip çay içtiler. Az sonra Arzu da uyanmıştı. Uykulu gözlerle odaya girdiğinde heyecanla bağırdı.
– Anneeee, babacığımmm, ne zaman geldiniz?
Artık tamam mı, bitti mi göreviniz? Bir daha gitmeyeceksiniz değil mi? Giderseniz artık sizinle konuşmayacağım, sizin kızınız olmayacağım!
Bu konuda kesin kararlıyım. Tamam mı anneciğim?.. Babacığım, lütfen söz ver!
– Tatlı kızım, önce gel sarılıp öpüşelim, pazarlığı sonra yaparsın. Seni çok özledik. Sen bizi özlemedin mi yoksa?
– Özledim babacığım, ama giderseniz bir daha özlemeyeceğim! Bu sefer sana da kızacağım!
Şubat tatilinden dönen Gülgün Öğretmene gelen mektup onu yıktı.
Gülgün, ders yaparken bile içindeki sıkıntıyı atamamıştı. Saat on birde okula posta geldi. Müdür bey Gülgün’e, “Hoca hanım, gözünüz aydın, mektubunuz var” dediğinde çok heyecanlandı. Acaba Danıştay’dan karar mı çıkmıştı? Zarfı görünce bunun beklediği karar olmadığını anladı. Aceleyle zarfı aldı, yırtarcasına açtı.
İçinden iki ayrı mektup çıkmıştı. Mektup, kızı Arzu’dan geliyordu. Şubat tatilinden döndüklerinden beri Gülgün kızına beş altı mektup yazmış ama hiçbirine cevap alamamıştı. İşte nihayet sevgili kızı annesine ve babasına yazmıştı. Demek ki öfkesi dinmişti.
Önce babasına yazdığına şöyle bir baktı. Nedense kırmızı bir kalemle yazılmıştı. Mektubun sonunda bir gül resmi vardı.
“Babacığım,
“Seni çok özledim, seni seviyorum ama eskisi kadar sevmiyorum. Çünkü sen de anneme uyup başkalarını kurtaracağım diye beni yalnız bıraktınız. Babacığım yine de seni çok özledim...”
Devamını okumadan kendisine yazılana baktı. Mavi bir tükenmez kalemle yazılmıştı.
Bir anda içinin buz kestiğini hissetti. Bir el yüreğini sıkıp sanki dışarı çıkarıyordu. Mektubu okumadan katlayıp blucininin cebine koydu. Teneffüs zili çalmıştı. Öğretmenler odasına gidip Mert’i buldu. Arkadaşlarıyla birlikte çay içiyordu. Arzu’nun mektubunu verip çıktı.
Elleri titriyordu, kızının mektubunu okuyacak cesareti yoktu. Kimseyle karşılaşmak istemiyordu.
Yüzü allak bullak olmuştu. Okulun arka tarafına yürüdü. Düşünüyordu. Sinirlerinin bu mektubu okumaya dayanamayacağını anladı.
Ağlamaktan ve zayıf görünmekten nefret ediyordu. Kararını verdi ve yürümeye başladı. İlerde ağaçlık bir bölge vardı. Oraya giderse kimse kendisini bulamazdı.
Koşmaya başladı. Sanki her şeyden kaçıyordu. Nefes nefese kalmıştı. Kendini bir nar ağacının altına külçe gibi bıraktı. Biraz daha yukarıda küçük bir ev görülüyordu.
Bağevi gibi bir şey. Ama etrafında duvar veya çit yoktu. Çam, mandalina, zeytin, incir ve nar ağaçlarıyla çevrilmişti. Etrafa göz gezdirdi, gelen giden yoktu. Cebinden mektubu çıkarıp okumaya başladı.
“Anne,
“Bana durmadan mektup yazıyorsun. Ben de sana cevap yazmıyorum. Hatta sana olan öfkemden babacığıma bile yazmadım.
Ama babamın senin yüzünden üzülmesini istemiyorum. Çünkü suçlu sensin. Sen bencil ve kendini düşünen bir insansın.
Neden beni doğurdun o zaman?
Madem benim senin yanında bir değerim yokmuş. Bütün çocuklar sizin çocuklarınızmış. Ben mi istedim senin kızın olmayı?
Artık ders çalışmayacağım.
Hiç kitap da okumayacağım.
Çok kitap okuyunca insanlar senin gibi solcu oluyorlarmış.
Ben normal olacağım. Çocuklarımı hiç yalnız bırakmayacağım.
Ben kendi çocuklarımı düşüneceğim.
Hem büyüyünce pırlanta takacağım.
Hep kürk giyeceğim.
Altın da takacağım. Anladın mı anne?
Dün okula giderken çok yağmur yağıyordu ıslandım. Üstelik dolmuş beklerken araba yoldaki bütün suları üstüme sıçrattı.
Her yerim çamur içinde kaldı. Sen bunlara üzülmezsin.
Niye yazdım bilmiyorum.
Sen Etiyopya’daki aç çocuklara üzülürsün.
Bir de babası işçi olanların çocuklarını seversin.
Bana ördüğün kazağı çok seviyorum ama hiç giymiyorum.
Neslihan’ın yaşgününde bile giymedim. Anladın mı giymedim.
Ben babamı istiyorum. Ben...”
Mektup yarım kalmıştı ama Arzu’nun, son satırlarda ağladığı belli oluyordu, çünkü gözyaşlarının düştüğü yerde mürekkep yayılmış, kâğıdın o kısmı buruşmuştu. Gülgün daha fazla dayanamadı.
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Ayıpsız
Aşikâre,
Yağmur misali?
Neylersin alışkanlık
İçin kan ağlarken yüzün güler
Dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?
Hıçkırıklarından sanki toprak sarsılıyor, sırtını dayadığı nar ağacının dalları başının üstünde dans ediyordu. Gülgün, polislerin saldırısına uğradıkları gece –ki o zaman bile sessizce dökmüştü gözyaşlarını– dışında yıllardır ağlamamıştı. Ama şimdi içinde, bir yanardağ patlamış gibiydi. Sadece ağlamıyor, toprağı, ağacın gövdesini yumruklayarak isyan ediyordu.
“Yapma be yavrum, yapma bunu bana!
Bu kadarını hak etmedim!
Etmedimmm!..
Lanet olsun bu dünyaya!
Bana bu acıları yıllardır yaşatanlar, sizlerin de içiniz ve dünyanız kararsın!
Sizler de evlatlarınızdan bulun belanızı! Canım kızım, canım kızım, biricik yavrum! Aşkım benim!..
Bütün dünyam, sevdam benim!
Islandın, çamurlandın demek. Seni çamur içinde bırakan şoförü öldürebilirim!
Hayvan herif, hiç düşünmedi mi ben küçücük kıza ne yaptım diye.
Onun annesi babası uzakta diye. Sen beni sevmesen de ben seni ölümüne severim.
Sen benim canımsın. Sen tek yaşam bağımsın.
Yaşama umudum, hayallerimsin.
Canım kızım benim. O güzel gözlerin sevinç yerine, mutluluk yerine, benim yüzümden yaşlarla mı doldu?
Seni bu kadar mutsuz edeceğime keşke ölseydim, geberseydim!
Bir anneyi evladı sevmiyor ve ondan nefret ediyorsa onun kime faydası dokunur ki?
Sen iste, ben sana on kazak daha örerim, ama bana bu derece haksızlık yapma yavrum. İstersen beni sevme ama benim seni sevmediğimi düşünme.
Biz nerede yanlış yaptık Allahım? Onu çok seviyorum, içim yanıyor, içim yanıyor!..”
Gülgün’ün gözleri kan çanağına dönmüştü. Toprağı ve ağaçları yumruklamaktan elleri morarmış, hıçkırmaktan sesi kısılmış, dayanma gücü tükenmişti. Hâlâ ağlıyordu. Ama artık sesi çıkmıyor, derinden ve kesik kesik hıçkırıyordu. Başını ellerinin arasına almış, yüzünü kapatmıştı. Çocukluğu, gençliği, yaşamının her karesi gözlerinin önünden geçiyordu. Kızının yazdıkları beyninin içinde bir çanın yankılanması gibi yankılanıyordu. “Neden beni doğurdun? Ben mi istedim? Ben senin gibi olmayacağım. Babamı özledim...”
“Ya beni, ya beni hiç mi özlemedin mi ceylan gözlü kuzum?”
Güler Buğday…
Annemin’de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
|
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
11 Haziran 2015 Perşembe, 12:05
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
15 Aralık 2014 Pazartesi, 09:50
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
24 Eylül 2014 Çarşamba, 17:48
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
12 Eylül 2014 Cuma, 08:33
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
04 Ağustos 2014 Pazartesi, 12:37
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
09 Temmuz 2014 Çarşamba, 09:41
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
03 Nisan 2014 Perşembe, 09:09
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
06 Mart 2014 Perşembe, 12:22
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
01 Ocak 2014 Çarşamba, 12:09
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
13 Aralık 2013 Cuma, 14:43
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
05 Ekim 2013 Cumartesi, 08:35
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
10 Temmuz 2013 Çarşamba, 09:23
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
16 Haziran 2013 Pazar, 05:22
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
12 Haziran 2013 Çarşamba, 21:08
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
04 Haziran 2013 Salı, 08:22
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
15 Mayıs 2013 Çarşamba, 07:40
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
29 Ekim 2012 Pazartesi, 02:36
|
Sadece İnsan Olmak!
26 Eylül 2012 Çarşamba, 08:25
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
12 Eylül 2012 Çarşamba, 08:21
|
Sol Pencereden Ülkücü Yazar Metin Kaplan ve Yeni Kitabı: “Fent/ Orgeneral Eşref Bitlis Suikastı”
20 Ağustos 2012 Pazartesi, 11:33
|
CHP’de 'Değişim - Dönüşüm ve Yenileşme' slogan olarak kalıp yanlış algılamalarla dezenformasyona sebep olmamalı…
21 Temmuz 2012 Cumartesi, 07:26
|
CHP’de, %33 Kadın Kotasındaki Haksız Uygulamalar, Siyasetteki Kadın Emeğini Yok mu Ediyor?
25 Haziran 2012 Pazartesi, 18:49
|
CHP İl Kongresinde kalite, zarafet ve hoşgörü çıta yükseltti.
18 Haziran 2012 Pazartesi, 11:40
|
CHP’de Değişim ve Uzlaşma Talebi Filiz verdi.
16 Haziran 2012 Cumartesi, 14:56
|
Gürhan Akdoğan, CHP İl Başkanlığına Aday Olmuyor! Değerli Emaneti Yahya Şimşek’e Teslim Etmek İstiyor.
05 Haziran 2012 Salı, 10:42
|
Bugün köşemi ‘İşten çıkarılmam için bana tuzak kuruldu’ diye isyan eden Gazeteci Özlem Buğday Yağmur’a verdim:
21 Mayıs 2012 Pazartesi, 10:45
|
Bu gün anneler günü. 12 Eylül faşizminde sürgünde olan bir annenin duyguları!...
13 Mayıs 2012 Pazar, 11:04
|
1 Mayıs emeği sömürmeyenlere bayram olsun
01 Mayıs 2012 Salı, 14:32
|
Bu gün göz ameliyatı olacaktım, ancak gelişen bir kriz sonucu amelyat masasından kalkmak zorunda kaldım.
27 Nisan 2012 Cuma, 08:04
|
Tatlı Cadılarımın yani “Genetik Devrimcilerin “ bu gün yaş günü…
22 Nisan 2012 Pazar, 10:26
|
12 Eylül Faşist Darbesinde Avukat Ahmet Hilmi Feyzioğlu Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün beşinci katından atılarak öldürülmüştü…
04 Nisan 2012 Çarşamba, 12:14
|
CHP'den emekçi kadınlara onur belgesi
09 Mart 2012 Cuma, 06:54
|
Genetik Devrimci Çocuklar…
04 Şubat 2012 Cumartesi, 09:07
|
Ülkenizi ve halkınızı ‘torunlarınız’ gibi sevin!!!
03 Ocak 2012 Salı, 10:37
|
CHP’de muhalefet ve Baykal’cılar, bulanık suda balık avlamak istiyor…
13 Aralık 2011 Salı, 08:37
|
Bu ülkede mütevazı olmak; hele hele siyasette böyle davranmak aptallığa eşdeğerdir…
29 Kasım 2011 Salı, 08:48
|
Mutsuzum… Ancak, Mutsuzluk tehlikelidir…
20 Kasım 2011 Pazar, 09:53
|
Beşinci kattan aşağıya düşmek kaç saniye tutar acaba?
07 Ekim 2011 Cuma, 10:40
|
VİCDAN…
17 Eylül 2011 Cumartesi, 13:59
|
Huylu huyundan vazgeçmiyor!!!
01 Eylül 2011 Perşembe, 09:11
|
CHP Üst Yönetiminde Değişimin Kodları!!!
13 Ağustos 2011 Cumartesi, 08:27
|
Sayın Gürsel Tekin, Bursa İl Kongresi ile ilgili çıkan spekülâsyonlara, ‘Sol/Sosyal Demokrat’lara yakışan’ tavrı koydu.
06 Ağustos 2011 Cumartesi, 14:40
|
Bursa CHP, kriz üretme merkezi oldu...
30 Temmuz 2011 Cumartesi, 10:17
|
Yeni CHP’den duyurulur:“Yeni bir tüzük yapmayı düşündüğümüzden, eskisinin hükmü yoktur…!!!”
14 Temmuz 2011 Perşembe, 11:21
|
Yeni CHP’de Mızrak Çuvala Sığmıyor.
22 Haziran 2011 Çarşamba, 09:23
|
Egosu Doyumsuz Başbakan’ın Belaltı Savaşlarının Gerekçesi...
18 Mayıs 2011 Çarşamba, 11:20
|
Yeni CHP Zengin Severler Partisi mi Oluyor?
17 Nisan 2011 Pazar, 14:43
|
Yeni CHP’de: GDO’lu üyeler İN, organik üyeler OUT…
22 Mart 2011 Salı, 09:08
|
Bursa’da Aydınlığın Meşalesini Mümin Ceyhan Taşıyor.
10 Mart 2011 Perşembe, 15:37
|
CHP Sağcı, AKP Solcu, arıyor!!! Fikri Sağlar’dan ‘RET’
02 Mart 2011 Çarşamba, 15:43
|
Bursa CHP’de Yöneticiler (!) Kafayı Basına Taktı…
24 Şubat 2011 Perşembe, 12:59
|
Mudanya CHP’de kuraldışı uygulamalar kaos yarattı.
12 Şubat 2011 Cumartesi, 17:22
|
CHP’de Ayaklar Baş Olmasın!!!
04 Şubat 2011 Cuma, 14:27
|
Bursa Bağımsız’dan Merhaba...
02 Şubat 2011 Çarşamba, 08:32
|
Deniz Baykal'a 2nci Ciddi Uyarımdır!
12 Ocak 2011 Çarşamba, 12:02
|
Referandum Değerlendirmesi
11 Ocak 2011 Salı, 12:01
|
CHP ve Kılıçdaroğlu'na Pranga Olmayın
10 Ocak 2011 Pazartesi, 12:01
|
12 Eylül Faşizmi Kimlerin Çocuklarını Korkuttu?
09 Ocak 2011 Pazar, 12:03
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|