|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.
|
|
|
|
|
YAZILARIM |
|
Egosu Doyumsuz Başbakan’ın Belaltı Savaşlarının Gerekçesi...
18 Mayıs 2011 Çarşamba, 11:20
Her seçim dönemi seviyenin düştüğünden, liderlerin üslup sorunu yaşadıklarından ve kullanılan yöntemlerin etik olmadığından şikâyet etmişizdir… 2011 seçimlerinde kullanılan yöntemleri ise ne yazık ki düzgün bir Türkçe ile ifade etmemiz mümkün değildir.
|
Her seçim dönemi seviyenin düştüğünden, liderlerin üslup sorunu yaşadıklarından ve kullanılan yöntemlerin etik olmadığından şikâyet etmişizdir…
2011 seçimlerinde kullanılan yöntemleri ise ne yazık ki düzgün bir Türkçe ile ifade etmemiz mümkün değildir.
Çünkü bu seçimleri ne yazık ki, mantık, izan, vicdan ve ahlak ölçüleri içinde anlatmanın olanağı kalmamıştır.
Her nedense bu seçimler bir anlamda partiler ve liderler için ölüm kalım savaşına dönüşmüştür.
Oysa izlendiği kadarıyla her siyasi partinin hedefinde iktidar olma amacı ve beklentisinin olmadığı görülüyor.
O halde bu ölümcül kavga ve bel altı savaşları neden yapılıyor?
MHP iktidara alternatif olma gayretinden ziyade, kendisine kurulan tezgâhla baraj altına itilme korkusundan kurtulmak için uğraşıyor.
Yeni CHP(!) ise iktidar olamayacağının bilincinde; olası bir %30’un altında kalmanın sendromunu ve korkusunu yaşıyor.
AKP ise siyaset tarihinde ender görülen veya hiç görülmemiş bir olayı yaşıyor, ancak tatmin olmuyor. Başına konana talih kuşuna bakıp, “Çok şükür” demiyor!!!
Aksine alabildiğine amansızca ve kuralsızca savaşıyor…
Gelişmeler objektif bir şekilde gözlendiğinde normal aklın almadığı bir durum var ortada!
Herkesin malumu:
AKP, ilk kurulduğunda seçim sisteminden kaynaklanan çarpıklıktan istifade ederek ülkenin en az dörtte üçünün rejim ve laiklik ekseninde endişe duyduğu bir siyasi partiyken birinci parti olmayı başardı.
Üstelik ülkede büyük ve ciddi bir ekonomik kriz yaşanırken büyük bir çoğunlukla tek başına iktidar oldu.
İlk dört yıl “bir ileri iki geri” siyaseti uygulayarak kurumlarla ve rejimle savaştı. Mağdur edebiyatı yaparak, türban ve din istismarıyla batının kaygılarına karşın güneydoğuda ve ana doluda köklü bir yer tuttu.
Uyguladığı esnek ve teslimiyetçi politikalar sonucu kendinse en büyük desteği ABD ve AB sağladı.
Tarikatlara ve cemaatlere sağladığı olanaklarla geniş bir tabana hükmetti. Bu avantajı çok iyi kullandı.
Özellikle krizden İMF’ siz çıkışı ve kaynağı belirsiz dış sermaye ve şaibeli özelleştirmelerle iktidarını ve yandaşlarını güçlendirdi.
Sonuçta AKP dört yıl sonra daha da güçlenerek ikinci kez iktidar oldu. Birçok kurumu ele geçirip siyasi amaçlı kadrolaşmayla değişim ve dönüşümü gerçekleştirdi.
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle Çankaya’ya türbanı çıkarmanın onurunu ve gururunu taşır oldular.
AKP, siyaset tarihinde az görülen hatta belki de örneği olmayan bir durumla iki kez iktidar olan ve ciddi bir dünya krizinden fazla sarsılmadan sıyrılarak yıpranmadan 3. döneme alternatifsiz giren tek parti oldu.
2011 seçimlerinde herkes biliyor ki fevkalade bir olay yaşanmazsa AKP birinci parti olacak. Yine herkes biliyor ki AKP tek başına iktidar da olabilecek.
Hatta bazı kamuoyu anketlerine göre AKP, %50’nin üstünde oy alarak anayasayı tek başına değiştirebilecek bir çoğunluğa da sahip olabilecek.
O halde Tayyip Erdoğan’daki bu kabalık, bu saldırganlık, bu hodbinlik bu bayağı siyaset tarzı ile vurma isterisi neden tavan yapmış durumda?
Başbakan’ın özellikle CHP ve AKP liderlerine karşı bu tahammülsüzlüğü ve özellikle bel altı yaklaşımlarının ve yakışıksız ithamlarının gerekçesi neden?
Benim kanaatime göre:
Bu doyumsuzluğun en önemli gerekçesi tatminsizliktir. Tayyip Erdoğan mevcut durumdan tatmin olmuyor.
Artık birinci parti olmak, tek başına hükümet kurmak kendisine yetmiyor…
Çünkü Başbakan Erdoğan “TEK ADAM” olmak istiyor!
Sözleri ve istekleri kanun bellensin veya parlamentoda elde edeceği ezici çoğunluk bu yolu kendisine sağlasın istiyor.
Sözünün üstüne söz istemiyor…
Bu nedenle şahsi iktidarına giden yol için başkanlık sistemini getirmek istiyor.
Erdoğan’ın bu arzusunu anlaşılan “Muhteşem Yüzyıl” dizisi de kamçılamış olmalı ki her şeye tepeden bakıyor.
Karşısındakilerle alay ediyor.
Rakip siyasi parti liderlerini küçümsüyor.
Onlardan bahsederken üstten bir konuşma tarzı ve hafife alan sözler kullanarak lütfediyormuş gibi tripler atıyor!!!
İnsanlar hepsini sineye çekse bile Erdoğan’ın iki konudaki tavrı ve bilinçli olarak yaptıkları kabul edilemez... Hoş görülemez... Sessiz kalınmaz…
Çünkü kalınırsa artık demokrasiden söz edilemez!!!
Başbakan 2 konuda etik dışı davranarak; haksızlık, hukuksuzluk, vicdansızlık ve ayıp ediyor:
1.Başbakan, açıkladığı “ÇILGIN PROJE’NİN” (!) CHP’nin gerçekçi, kabul gören ve vatandaşın sorunlarını çözebilecek projeleri ve taahhütleri karşısında kifayetsiz kaldığını görmenin stresi ve aczi ile çirkinleşiyor.
Erdoğan, her zaman başarıyla uyguladığı din istismarına bu kez farklı ve tehlikeli bir boyut kazandırdı.
Üstelik bu toplumda defalarca denenmiş, acıları hiçbir zaman küllenmemiş olan mezhep çatışmalarına yeniden yol açacak kadar kabaca ve hoyratça bu konuları kaşımaya başladı.
Başbakan, meydanlarda Kılıçdaroğlu’na seslenerek:
“Kendisine bir kez daha Hacı Bektaş-ı Veli’nin sözünü hatırlatmak istiyorum. Mâlum Kılıçdaroğlu da Alevidir.
Kendisi Hacı Bektaş-ı Veli’nin:
“Eline, Diline, Beline” sahip ol sözünü anlamıyor” diyerek, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “ALEVİ” olduğunu ısrarla geniş kitlelere anımsatıyor.
Başbakan, çoğunluğun Sünni olduğu; diyanetin bile sadece Sünni vatandaşlara hizmet verdiği bu ortamda Alevi karşıtlığını bilinçli olarak kaşıyor ve körüklemek istiyor.
Başbakan, çok tehlikeli olan ve toplumsal barışı dinamitleyecek olan bu tehlikeli oyunu usta bir satranç oyuncusu gibi hesaplı kitaplı yapıyor.
Tayyip Erdoğan, doyumsuz egosunu tatmin için hiçbir dönem seçim meydanlarında kullanılmayan etnik siyasete, mezhep ayrışmalarına, siyasi tercihler nedeniyle halkı bölünmesine ve kutuplaşmalara sebep olacak söylem ve tavırlardan çekinmiyor.
Oysa bu yöntem çok tehlikelidir. Bu oyunda kazanan olmaz.
Sayın Başbakan, hem tehlikeli hem yakışıksız bu oyundan acilen vazgeçmelidir.
2. Başbakan, kendinse tek adam olma yolunun açılması için, ayrıca okyanus ötesinin planlarını yaşama geçirecek yeni anayasanın pürüzsüz ve sıkıntısız parlamentodan geçebilmesi için MHP’nin baraj altında kalması gerektiğinin bilinciyle sürekli meydanlarda en üst perdeden bağırarak “BEL ALTINDAN” vurup duruyor…
Bu durumu sağlayacak yöntemler ise gerçekten utanç veren, ahlak dışı, bayağılık dolu, “BEL ALTI KASET SAVAŞLARI” ile sağlanıyor.
AKP ve Erdoğan, kazandıkça azgınlaşıyorlar...
Başbakan’ın kullandığı ve 2011 seçimlerine damgasını vuracak olan; baş eğdiren, onur kıran, utandıran, ahlak dışı yöntemler:
Her şeyden önce insan haklarına aykırı!
İnsan onurunu yok eden… toplumu yozlaştıran, bayağılaştıran, etik dışı, siyaset dışı bir uygulama…
AKP ve Tayyip Erdoğan çok iyi biliyorlar ki artık kendileri ülkeyi demokrasi kuralları içinde yönetemiyorlar. Çünkü bu iktidar Metal Yorgunu…
Artık yalanlar ve aldatmalar üzerine siyaset yapılıyor. Korkular ve tehditler üzerinden güç sağlanıyor.
Çünkü bu bataklığa dur diyecek, uyaracak ve engel olabilecek olan başta yargı olmak üzere, Cumhuriyetin tüm kazanımları ve kurumları AKP zihniyetine hizmet edenlerce işgal edilip dönüştürüldü.
Artık kurumlar kifayetsiz ve işlevsiz.
Velhasıl Türkiye hukuk kuraları içinde hakça yönetilemiyor.
Bu durumun bilincinde olan Başbakan gitgide sertleşiyor! Hatta gün geçtikçe çirkinleşiyor ve saldırganlaşıyor.
Ülke bozulan, dejenere edilen, susturulan, bastırılan ve işlevsizleştirilen tüm kurumlarıyla lime-lime dökülüyor.
Velhasıl Türkiye hak hukuk kurallarıyla yönetilemiyor.
AKP toplumu heyecanlandıran, geleceğinden emin olmasını sağlayacak; yenileştirici, dönüştürücü, varsıllaştırıcı, eğitici ve umut olma; dinamizmini yitirdiği için kural dışı yarışıyor.
Kendileri sanki Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı değil de Kasımpaşa’daki omuzu düşük ağır ağabeylerden biri olarak mahalleye racon kesiyor. En üst perdeden muhalefet liderlerine bağırıp onları azarlıyor.
Başbakan, 2011 seçimlerinde proje açıklamaktan veya yapacaklarını anlatmaktan daha çok rezilce tezgâhlanmış KASETLER üzerinden siyaset yapıyor.
Oysa 2 dönem tek başına iktidar olan, 3. dönemde de halkın kendisine güveni olduğu tüm anketlerle belirlenen Erdoğan’ın artık daha olgun, daha yapıcı, daha hoş görülü olması gerekirdi.
Kendisine olan özgüveni artmış, iyimser, uzlaşmacı, olgun ve hoşgörülü olması gerekirdi.
Oysa Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na; “Bir kaset skandalıyla Genel Başkanlığı kaptın. …yaptığın densizliktir, küstahlıktır, bu edepsizlikten dolayı, eğer zerre kadar haysiyetin varsa istifa et. Edep yahu demiyorum. Haddini bil haddini diyorum…” diye sokak kabadayısı ağzıyla yarışan lümpen tavırlı bir görüntü veriyor.
Aslında hata üstüne hata yapıyor. Çünkü kendileri tüm eleştirilerimizin yanında olumlu işlerde yaptılar: Sağlık, ulaşım ve iletişimde (Dinleme ve tele kulak rezaletleri hariç) önemli işler de yaptılar.
O halde Başbakan neden özellikle MHP’yi bu özel yaşamı deşifre eden bel altı kasetleriyle vuruyor? Dönüp kendi partisine neden hiç bakmıyor?
Burada suç olan; hata olan, yanlış olan bu tür yasak ilişkileri değişik kisveler altında (dini, nikâh) gibi yaşamak ve aileye ihanet etmek mi, yoksa yakalanıp deşifre olmak mı?
Saysın Başbakan, siz ilk önce kendi partinizde bu temizliği yapınız!!!
Çok eşli vekillerle gayrimeşru yaşam içinde olan vekil ve partililerinizi deşifre edip onları kamuoyuna açıklayınız…
Daha sonra başkalarının kasetlerini meydanlarda malzeme yaparsınız.
Hatta lütfen hiç yapmayınız...
Bu ülkede başbakanlık koltuğunda kendinizin oturduğunu anımsayıp bu rezilliği yapanlar kimler ise öncelikle onları bulup ortaya çıkarınız. Ve gereğini yapınız.
Yoksa bu kaset, dosya veya özel yaşam üzerinden yapılan siyasete ve muhbirlikler ile ortalara dökülen kirli çamaşırlar yüzünden 2011 seçimleri tümden şaibeli bir hal alacak.
Üstelik bu çirkin yöntem kullanılarak kestirmeden başarı kazanmak fark edildikçe bulaşıcı bir hastalık gibi tüm siyasete ve siyaset eşrafına yayılıp faydacılara kestirmeden yol olacak!!!
Nereden mi biliyorum?
Ne yazık ki kolay ve kısa yoldan başarılı olma arzusu birçok kimseyi bu aşağılık yöntemlere başvurmaya itiyor.
Benzer bir çirkin ve bayağı bir olay da Bursa CHP’de Genel Merkezin aday belirlediği zamanda kullanılmış.
Üstelik bu çirkin oyunu yapanlar sonuçta almış.
Daha sonra bu işte adı geçen adayların yumruklaşmasına kadar giden olay: 2002 yılında adaylardan birinin başına gelen talihsiz bir olayla ilgili olarak CHP Genel Merkezi'ne " taşınan bilgi ve dokümanlarla ilgili…
Bu kirli operasyon ve ahlaksızca yapılan müdahale sonucu o aday listede seçilemez bir yere ötelenmiş.
Aynı ekibin diğer adayları da bu tür uygulamalarla liste dışı bıraktırdığı yaygın olarak söyleniyor.
Bu tür haksızlığa uğrayan adaylar bu rezilliği uluorta anlatıyor ve kazanan kişiye ve gruba nefret kusuyorlar.
Bu işin kahramanı (!) olan şahsiyet ise listede seçilebilirlik olanağı olan bir yer kapmayı başarmanın keyfini yaşıyor.
Ayrıca paralı ve hatırlı reklamların şişirmesiyle ne olduğunu şaşıran bu zat, her sabah aynaya bakarken kıs kıs gülmekte ve “gerçekten bu yazılanlar, söylenenler, övgüler bana mı yapılıyor? “diye kendi şaşkınlığını yaşıyor.
Rapor, dosya, kaset ve yandaşların karalama kampanyaları ile aday eksilten, ön kesen veya eleten şahsı yakın tanıyanlarsa en çok; hiç okumayan, araştırmayan, incelemeyen bu şahsı; “çok bilgili ve birikimli, barışçı, entelektüel kültürü yüksek” (!) olarak pompalayan yazar-çizer takımının kendi bilgilerinden şüphe duymaya başladılar.
Bu örneği yazmaktaki amacım:
Siyaset zaten namusuyla yapılırsa, meşakkatli, zorlu, acımasız ve nankördür. Son yıllarda ise kazanmak için her yol mubah anlayışı egemen olarak kirli ve bulaşıcı bir hal almıştır.
Kaset olaylarından sonra sadece kirli demekte az kalır…
Çünkü kir yıkanınca temizlenir.
Kasete bulaşanların ve uğraşanlarınkine bu nedenle kir demek hafif kalır!!!
Çünkü bu tür kirler temizlenmez...
Bu yöntemlere batak bile dense az kalır.
Bu tür bir kiri ancak “ZİFT” olarak tanımlayabiliriz…
Hadi diyelim bir ilaç bulundu da zift bulaşan yüzey temizlendi.
Ancak bu tür rezilliklerle kirlenmiş vicdanları ve anlayışı biliyoruz ki hiçbir ilaç ve kimyasal temizleyemez.
Bu nedenle bu tür kirli kaset savaşlarına son verilmelidir.
Sayın Başbakan’da benliğindeki, içgüdülerindeki, egosundaki doyumsuzluğun hem kendinin hem ülkenin başına bela getirmesine izin vermemelidir.
Güler Buğday
|
|
|
|
|
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
11 Haziran 2015 Perşembe, 12:05
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
15 Aralık 2014 Pazartesi, 09:50
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
24 Eylül 2014 Çarşamba, 17:48
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
12 Eylül 2014 Cuma, 08:33
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
04 Ağustos 2014 Pazartesi, 12:37
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
09 Temmuz 2014 Çarşamba, 09:41
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
03 Nisan 2014 Perşembe, 09:09
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
06 Mart 2014 Perşembe, 12:22
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
01 Ocak 2014 Çarşamba, 12:09
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
13 Aralık 2013 Cuma, 14:43
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
05 Ekim 2013 Cumartesi, 08:35
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
10 Temmuz 2013 Çarşamba, 09:23
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
16 Haziran 2013 Pazar, 05:22
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
12 Haziran 2013 Çarşamba, 21:08
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
04 Haziran 2013 Salı, 08:22
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
15 Mayıs 2013 Çarşamba, 07:40
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
29 Ekim 2012 Pazartesi, 02:36
|
Sadece İnsan Olmak!
26 Eylül 2012 Çarşamba, 08:25
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
12 Eylül 2012 Çarşamba, 08:21
|
Sol Pencereden Ülkücü Yazar Metin Kaplan ve Yeni Kitabı: “Fent/ Orgeneral Eşref Bitlis Suikastı”
20 Ağustos 2012 Pazartesi, 11:33
|
CHP’de 'Değişim - Dönüşüm ve Yenileşme' slogan olarak kalıp yanlış algılamalarla dezenformasyona sebep olmamalı…
21 Temmuz 2012 Cumartesi, 07:26
|
CHP’de, %33 Kadın Kotasındaki Haksız Uygulamalar, Siyasetteki Kadın Emeğini Yok mu Ediyor?
25 Haziran 2012 Pazartesi, 18:49
|
CHP İl Kongresinde kalite, zarafet ve hoşgörü çıta yükseltti.
18 Haziran 2012 Pazartesi, 11:40
|
CHP’de Değişim ve Uzlaşma Talebi Filiz verdi.
16 Haziran 2012 Cumartesi, 14:56
|
Gürhan Akdoğan, CHP İl Başkanlığına Aday Olmuyor! Değerli Emaneti Yahya Şimşek’e Teslim Etmek İstiyor.
05 Haziran 2012 Salı, 10:42
|
Bugün köşemi ‘İşten çıkarılmam için bana tuzak kuruldu’ diye isyan eden Gazeteci Özlem Buğday Yağmur’a verdim:
21 Mayıs 2012 Pazartesi, 10:45
|
Bu gün anneler günü. 12 Eylül faşizminde sürgünde olan bir annenin duyguları!...
13 Mayıs 2012 Pazar, 11:04
|
1 Mayıs emeği sömürmeyenlere bayram olsun
01 Mayıs 2012 Salı, 14:32
|
Bu gün göz ameliyatı olacaktım, ancak gelişen bir kriz sonucu amelyat masasından kalkmak zorunda kaldım.
27 Nisan 2012 Cuma, 08:04
|
Tatlı Cadılarımın yani “Genetik Devrimcilerin “ bu gün yaş günü…
22 Nisan 2012 Pazar, 10:26
|
12 Eylül Faşist Darbesinde Avukat Ahmet Hilmi Feyzioğlu Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün beşinci katından atılarak öldürülmüştü…
04 Nisan 2012 Çarşamba, 12:14
|
CHP'den emekçi kadınlara onur belgesi
09 Mart 2012 Cuma, 06:54
|
Genetik Devrimci Çocuklar…
04 Şubat 2012 Cumartesi, 09:07
|
Ülkenizi ve halkınızı ‘torunlarınız’ gibi sevin!!!
03 Ocak 2012 Salı, 10:37
|
CHP’de muhalefet ve Baykal’cılar, bulanık suda balık avlamak istiyor…
13 Aralık 2011 Salı, 08:37
|
Bu ülkede mütevazı olmak; hele hele siyasette böyle davranmak aptallığa eşdeğerdir…
29 Kasım 2011 Salı, 08:48
|
Mutsuzum… Ancak, Mutsuzluk tehlikelidir…
20 Kasım 2011 Pazar, 09:53
|
Beşinci kattan aşağıya düşmek kaç saniye tutar acaba?
07 Ekim 2011 Cuma, 10:40
|
VİCDAN…
17 Eylül 2011 Cumartesi, 13:59
|
Huylu huyundan vazgeçmiyor!!!
01 Eylül 2011 Perşembe, 09:11
|
CHP Üst Yönetiminde Değişimin Kodları!!!
13 Ağustos 2011 Cumartesi, 08:27
|
Sayın Gürsel Tekin, Bursa İl Kongresi ile ilgili çıkan spekülâsyonlara, ‘Sol/Sosyal Demokrat’lara yakışan’ tavrı koydu.
06 Ağustos 2011 Cumartesi, 14:40
|
Bursa CHP, kriz üretme merkezi oldu...
30 Temmuz 2011 Cumartesi, 10:17
|
Yeni CHP’den duyurulur:“Yeni bir tüzük yapmayı düşündüğümüzden, eskisinin hükmü yoktur…!!!”
14 Temmuz 2011 Perşembe, 11:21
|
Yeni CHP’de Mızrak Çuvala Sığmıyor.
22 Haziran 2011 Çarşamba, 09:23
|
Egosu Doyumsuz Başbakan’ın Belaltı Savaşlarının Gerekçesi...
18 Mayıs 2011 Çarşamba, 11:20
|
Yeni CHP Zengin Severler Partisi mi Oluyor?
17 Nisan 2011 Pazar, 14:43
|
Yeni CHP’de: GDO’lu üyeler İN, organik üyeler OUT…
22 Mart 2011 Salı, 09:08
|
Bursa’da Aydınlığın Meşalesini Mümin Ceyhan Taşıyor.
10 Mart 2011 Perşembe, 15:37
|
CHP Sağcı, AKP Solcu, arıyor!!! Fikri Sağlar’dan ‘RET’
02 Mart 2011 Çarşamba, 15:43
|
Bursa CHP’de Yöneticiler (!) Kafayı Basına Taktı…
24 Şubat 2011 Perşembe, 12:59
|
Mudanya CHP’de kuraldışı uygulamalar kaos yarattı.
12 Şubat 2011 Cumartesi, 17:22
|
CHP’de Ayaklar Baş Olmasın!!!
04 Şubat 2011 Cuma, 14:27
|
Bursa Bağımsız’dan Merhaba...
02 Şubat 2011 Çarşamba, 08:32
|
Deniz Baykal'a 2nci Ciddi Uyarımdır!
12 Ocak 2011 Çarşamba, 12:02
|
Referandum Değerlendirmesi
11 Ocak 2011 Salı, 12:01
|
CHP ve Kılıçdaroğlu'na Pranga Olmayın
10 Ocak 2011 Pazartesi, 12:01
|
12 Eylül Faşizmi Kimlerin Çocuklarını Korkuttu?
09 Ocak 2011 Pazar, 12:03
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|