İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

Kürt sorununda pek konuşmadığımız şeyler

Kürt sorununda pek konuşmadığımız şeyler

06 Haziran 2011 Pazartesi, 07:46

Can Ataklı/Vatan

Sevgili okurlar; artık son haftadayız, haftaya bugün seçim sonuçları belli olacak, kim kazanmış, kim kaybetmiş, Türkiye’nin yeni geleceği ne olacak öğreneceğiz. Yeni parlamento ile bir anayasa yapılıp yapılmayacağının da ipuçlarını göreceğiz. Tabii girdiğimiz son haftanın bizlere neler yaşatacağını herhalde heyecanla bekleyeceğiz.

En kritik hafta

Kuşkusuz seçimden bir önceki hafta en kritik günler olacak. Seçim meydanlarının ateşi çok yükseldi. Özellikle Başbakan üslup konusunda hiçbir engel tanımıyor. Ne ölüye saygısı var, ne protestocuya, ne bir kadına, ne tarihimize. Diğer parti liderleri de üslupta Erdoğan’a yetişmek için çok çaba harcıyor ama güçleri o kadarına yetmiyor.

Kürt sorunu

Seçimlerin en can alıcı noktası partilerin Kürt sorunu üzerine yaptıkları çeşitlemeler. Kürt açılımına kalkışan AKP, son anda viraj alıp bu sorundan uzaklaşmaya çalışırken CHP ve MHP’de belirgin bir atak dikkat çekiyor. İki partinin bu beklenmedik atağı bölgede sempati yaratırken AKP’ye karşı da görünür bir öfke dalgası yükseliyor.

Türkiye’deki etkisi

Partilerin ve özellikle televizyondaki tartışmacıların seçimleri âdeta sadece Kürtler üzerinden yürütmeleri Kürt olmayan kamuoyunda ne kadar etkili oluyor şu anda bunu pek bilmiyoruz. Çünkü bu tartışmalar içinde halk pek yok. Ancak çeşitli yerlerden gelen haberler görünmeyen bir tepkinin giderek egemen hale geldiği sinyalini veriyor.

Bağımsız bir aday

Örneğin Balıkesir’den bağımsız aday olan Serap Yeşiltuna’nın başlattığı bir hareketin kamuoyunda ne ölçüde sempati gördüğünü çok merak ediyorum. 1980 doğumlu Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu Yeşiltuna’nın ana sloganı şu: Balıkesir’i PKK’dan kurtar. Yeşiltuna kendisini ulusalcı olarak tanımlıyor.

Irkçılık mı yapıyor?

Serap Yeşiltuna Türkiye genelinde yayın yapan gazete ve televizyonlara da röportajlar verdi ve genellikle “ırkçı” bir söylem geliştirmekle de suçlandı. Kendisi politikasının ırkçı olmadığını ileri sürüyor ve Kürtlerle bir sorunu olmadığını, ama Kürt maskesi altında PKK’lı teröristlerin Batı bölgesini adeta istila ettiklerini söylüyor.

Sessiz destek

Yeşiltuna Balıkesir halkından yeterli oyu alır mı bilemem, ancak söylediklerini paylaştığım Kürt olmayan çevrelerde tedirgin bir destek olduğunu da gözledim. Gizliden gizliye “Kürtlere düşman değilim, ama ne olacaksa olsun, ama herkes yerine gitsin” görüşünün yayıldığını fark etmemek mümkün değil. Bu çok tehlikeli bir gidiştir.

Nereden kaynaklanıyor

Kendimizden saklamanın âlemi yok. Her ne kadar medyada âdeta Kürt propagandası yapılsa da, AKP tabanının bile sırf Tayyip Erdoğan uğruna Kürt açılımını destekler göründüğünü kabul etmek durumundayız. Kürt olmayan milyonlarca kişi Kürtlerin bitmek bilmeyen taleplerine karşı giderek daha derin bir öfke duymaya başlıyor.

Terör tehdidi bunalttı

Gözlediğim kadarıyla en büyük tepki, başta PKK lideri olmak üzere Kürt hareketinin temsilcilerinin başları her sıkıştığında terör sopasını ellerine alarak “İsteklerimiz kabul edilmezse cehennemi birlikte yaşarız” mesajları vermesine geliyor. Kürtlerin her bahane ile sokaklara dökülmesi, ortalığı yakıp yıkmaları halkı fena halde bunaltmış.

Dokunsan patlar mı?

En büyük endişem, toplumun bir kesiminde oluşan, ama özellikle terör korkusundan ve Kürt olmayanların şimdilik örgütlü olmamalarından dolayı açığa çıkmayan öfkelerinin beklenmedik bir olayla patlaması. Zaman zaman çeşitli Anadolu kentlerinde yüreğimizi ağzımıza getiren olaylar yaşanmasına rağmen henüz çok tatsız bir olay yaşanmadı.

Yeşiltuna’nın endişesi

Balıkesirli Serap Yeşiltuna iş arama bahanesiyle Güneydoğu’dan gelenlerin, kısa sürede örgütlü topluma dönüştüklerini, bu birlik ve beraberlik sayesinde adeta mafyalaşarak bulundukları yerde egemen olduklarını ileri sürerek “Madem özerklik istiyorlar, artık yerlerine dönsünler” diyor. Ama itiraf etmeliyiz ki, Yeşiltuna’nın bu irkilten düşüncesine katılan pek çok kişi var.

Kürtler de düşünmeli

Özgürlükler adına rahatsız edici gibi gelse de, Kürt vatandaşların da oturup düşünmesi gereken bir konu var. Elbette her Kürt kendi kimliğinin tanınmasını isteyecek, demokratik eşitliğini savunacaktır. Ama bunu terör üyesi olmadığı halde şiddet yoluyla halletmeye çalışmak ve bu yolla tehdit etmek de günün birinde ters tepebilir.

Ya Türkçülük başlarsa

Bunun karşılığı kimi bölgelerde Türklerin de örgütlü biçimde Kürt düşmanlığı yapmaları demektir ki, bu yolun açılması halinde dökülecek kanın önüne ne akıl ne mantık geçebilir. Türkiye’yi bir kan gölüne çevirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur ve olamaz. Kürtlerin haklı taleplerini siyasete alet etmenin yaratacağı sakıncaları artık görmek gerek.

İçi boş açılım

Üç yıldır, iktidarın hiçbir hazırlık yapmadan başlattığı Kürt açılımını eleştiriyorum. Kimi zaman Kürt vatandaşların yanlış “ayrımcı suçlamalarına da göğüs germeye çalışarak uyarılarımı çekinmeden söylüyorum. Türkiye’de yaşayan herkes Kürtlerle, terörü birbirinden ayırmayı biliyordu üç yıl öncesine kadar. Bilinmeyen Kürtlerin ne istediği idi.

İstekler ortaya çıktı

Sonunda Kürtlerin ne istedikleri daha açık biçimde dile getirilmeye başlandı. Aklı başında herkes bu taleplerin büyük bölümünün haklı olduğuna inandı, destek verdi. Ancak iktidar belli ki dış talimatlı Kürt açılımını siyasi gücüne katkı sağlamak için kullanmaya kalkınca hiçbir sorun çözülemediği gibi kördüğüm haline getirdi. Facia burada.

Kimseye kızmayın

Elbette herkes Kürt sorununun çözülmesini, boşuna akan kanın durmasını istiyor, özlüyor. Ancak siyasi kaygılarla Kürt sorununun çıkmaza sokulması, üstelik bugüne kadar hiç yaşanmamış biçimde düşmanlıkların körüklenmesi, durumu artık terör boyutundan çıkarmış halkları karşı karşıya getirmiştir. Kürt olmayanların tepkisini de anlamak gerekir.

İlkesizlik- sevgisizlik

Partiler seçim yaklaştıkça bir taraftan Kürt sorununu derinleştirip çıkmaza sokarken diğer yandan da güya diğer oyları kaybetmemek için milliyetçi söylemlere de bel bağlamaktadır. Bu kadar ilkesizlik sonuçta sevgisizlik doğurmaktadır ki, yazının başından beri anlatmaya çalıştığım derin kaygılarımın nedenini her herhalde özlü biçimde anlatmaktadır.

Çare zor değil

Oysa Kürt sorununun çözümü o kadar da zor değil. Öncelikle iktidar sorunun çözümü için ne düşündüğünü açıkça söyleyecek. Ardından diğer siyasi partilerin görüşünü alacak. Bunu toplumun bu konudaki tarafları ile oturup konuşacak. Herkesin üzerinde mutabık kalacağı temel ilkeler belirlenecek. İlk etapta bunlar hemen yerine getirilecek.

Anayasa hemen çözemez

İktidar, kendisine destek olan bir avuç sözde liberalin peşinde sorunu anayasada yapılacak bazı değişikliklerle çözebileceğini sanıyor. Oysa bu büyük yanılgı. Bir kere Anayasa’da henüz söylenmese bile yapılacak değişikliği toplumun tamamına kabul ettirmek o kadar kolay değil. Hele iktidar güçlü olmazsa bunun olanaksız olacağını rahatlıkla söyleyebilirim.

Gizli pazarlık olmaz

İktidar hem kendi fikrini açıkça söylemiyor hem de bir dizi gizli görüşme yapıyor. İmralı ile yapılan gizli görüşmeler şimdilik açığa çıkmasa da toplumda tedirginlik ve endişe yaratıyor. AKP bu pazarlıkların nasıl yapıldığını, görüşmelere kimlerin katıldığını; neler konuşulduğunu, neler vaat edildiğini kamuoyuna açıklamak zorundadır.

Tepkiyi durduramaz

Aksi halde toplumda oluşan görünmeyen tepkiyi frenleyebilmek bir süre sonra zorlaşabilir. Bunun bedeli de takdir edersiniz ki çok ağır olur. AKP iktidarı, sırf oy uğruna kanattığı ve üzerine merhem süremediği Kürt sorununun altına kalabilir. Ama bu aynı zamanda Türkiye’nin de aynı sorunun altında kalması demektir. O halde biraz izan.

Hepinize iyi haftalar dilerim...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız