Grup seksini çağrıştırıyor

25 Mayıs 2011 Çarşamba, 09:38

Safile Usul/Gazeteport

“Zengin, kariyerli, parası olan ve cinsel gücü fazla olan erkek çokeşliliği seçebiliyor.”

“Hiçbir kadın fakir bir adamın ikinci karısı olmaz.”

“Erkek daha cilveli, daha çok gülen, cinsel anlamda kendisini mutlu eden kadına koşuyor.”

“Erkek olsam çokeşli olurdum.”

Bunları bir röportajında söyleyen “muhafazakar” çevre aile danışmanı Sibel Üresin’e bu çevrelerde tutsak olan kadınlar da tepki duymuştur, bundan eminim.

Çünkü onlar bu hayatı bir Sibel Üresin’in sözlerinin çağrıştırdığı üzere bir cinsel fantezi olarak değil, soğuk, katı ve zincirden mamul bir gerçek olarak yaşıyorlar.

“Muhafazakar” danışman Üresin’in sözleri cinsel fanteziyi ise, şöyle çağrıştırıyor.

Güçlü ve paralı bir adam, ona aynı anda sahip olma mücadelesi veren kadınlar.

Bu mücadelenin yarattığı gerilim ve bunun aynı zamanda voltajı yükselten cinsel fon olması.

Bu sözler aynen bu mana içeriğine sahip.

Bu danışman kendisi de birilerine danışırsa, cinsel fantezilerinin boyutu hakkında bir fikir sahibi olabilir belki.

O zaman kendisini ve söylediklerini daha iyi anlar ve insanlara toplumsal mesajlar verirken ne dediğinin farkında olmuş olur.

Üresin Hanım, 4 eşliliğin Kuran’da yerinin olduğunu ve bunu inkar etmenin şirk olacağını da söylemiş.

Bu sözü, “muhafazakar” çevrelerdeki kadınlardan farklı olarak, erkeklerden büyük iç destek görmüştür, bundan da eminim.

Erkekler sadece bu kadar çok kadını aynı anda idare etmenin yıpratıcılığı konusunda tecrübe sahibi oldularsa, Üresin Hanım’a içlerinden, “Sen bu işi kolay mı sandın?” demişlerdir.

Danışman Hanım Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni’nin eşlerini adaletlice idare edemediğini de (eşit halvet kuralının ihlali demek istiyor herhalde) belirtmiş, ki, aslında kendisine eşit halvet nasıl olmalı konusunda yeni bir danışmanlık alanı da inşa etmeye başlayabilir.

Eyüp ve Fatih belediyeleri kendileri ile bu hanım arasına mesafe koysalar da bu hanımdan eşit ve adaletli halvet konusunda hizmet alabilirler.

Yeri gelmişken şunu da anlatmalıyım.

Fatih Belediyesi ile telefonda konuştum, “bizim bu hanımla hiçbir alakamız yok, kendi danışmanlık bürosu için reklam yapmış. Bizde sadece 2009’da kendi isteğiyle seminer verdi ve bunu parasız yaptı, biz ona para vermedik” dediler.

De…

Bu hanımın bu görüşlerini hiç mi duymadılar parasız olarak anlatıyor olsa bile.

Ve, hiç mi rahatsız olup da, “Kes bu seminerleri” demediler.

Demek ki, çok eşliliği İslam hukukunun cevaz verdiği bir olay olarak çok da garip görmüyorlar.

Yine demek ki, kadın hakları ihlalini, halvet hakkının ihlali ve de 4 kadından seksi olanın maddi olarak avantajlı olması nedeniyle diğer daha az seksi eşlerin maddi olarak dezavantajlı olması olarak görüyorlar.

Yoksa bir belediye böyle bir semineri neden verdirsin?

Yaaa.

İğrençlik işleri bunlar aslında.

Kadının halvet hakkı işleri, çok sayıda kadın eşin erkeğin maddiyatını bölüşme işleri.

Neyse, neyse, seçim zamanı bu konuya daha fazla vakit ayırmayalım.

Sadece şunu söyleyelim.

Türkiye’de siyasi ahlak taşıyan, Atatürk’ün bu ülkeye bıraktığı aziz mirası anlayan tüm siyasal partiler şunu bilmeli…

Türkiye’deki türbanlı kadın da…

Aslında Atatürk’ün bıraktığı bu mirası ona sağlayabilecek siyasi partilere yavaş yavaş kayıyor ve bu süreç devam edecek.

Aklı olan bu konuda AKP ile yarıştırmak yerine…

Vizyoner bir biçimde bu “muhafazakar” çevrelerde yaşayan kadının tutsaklıktan çıkma sürecine cesaretle eşlik eder.