İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

13 Haziran’da kimse iktidar olmayacak

13 Haziran’da kimse iktidar olmayacak

24 Mayıs 2011 Salı, 08:14

Nuray Mert /Milliyet

Türkiye’de siyaset, bir süredir olağan rayının dışına çıktı. Mesele, siyasal üslup, seviye ve hatta kaset skandalları gibi hileler değil. Asıl mesele, siyasetin tanımının ve zemininin giderek daha fazla demokratik rayın dışında seyretmesi. Demokratik siyaset asgari mutabakat zemini üzerinde seyreder. Mutabakat zemininin neredeyse tamamen yok olduğu bir ortamda demokrasiden söz etmek, sözde kalır. Türkiye’de durum budur.

AKP?önemsemiyor
İktidar partisi, uzunca bir süredir, asgari mutabakat zeminini önemsemiyor. ‘Asgari mutabakat’ derken, artık ‘uzlaşma’dan bahsetmiyorum. Her şeyden önce, üzerinde anlaşılan ‘meşru’ bir zeminin varlığından söz ediyorum. Artık mesele, fikir ayrılıkları ve hatta bunların derinleşmesi sorunu değil. Halihazırda, iktidar partisi, kendi belirlediği siyaset çerçevesini ‘meşru’, geri kalanını ‘gayrimeşru’ olarak görüyor. Bu durumda, siyasal rekabet ve muhalefetin demokratik siyaset çerçevesinde bir karşılığı yok. Zira iktidar partisi, doğrudan, rakiplerini ve/veya muhaliflerinin ‘meşruiyet’ini tartışma konusu ediyor.
AKP, artık mevcut sistemin ‘demokratik’ dönüşümünün tek ‘aktörü’ olarak kendisini görüyor, demokratik dönüşümün yegâne çerçevesinin de kendi öngördüğü kurgu olduğunu iddia ediyor. Bu durumda, karşılaştığı her itiraz, eleştiri ve tabii muhalefeti bu kurguya karşı düzenlenen bir ‘tuzak’ olarak takdim ediyor, meşru siyasal zeminin dışında tanımlayıp, meşru zeminin dışına itmeye çabalıyor. Dahası, farklı yerlerden gelen itiraz ve muhalefetleri ortak bir tuzağın farklı uzantıları olarak tanımlıyor. Farklı itirazlar ve muhalefet çevrelerini, kendisine karşı olmak ‘ortak payda’sında buluşan ‘karanlık bir işbirliği’ olarak resmetmeye çalışıyor. Herhangi bir ülkede, her türden muhalefet çevresinin, iktidarı eleştirmek, ona itiraz etmek gibi ‘ortak’ bir paydaları olması son derece doğal bir şey olarak algılanırken, bu ülkede artık, neredeyse ‘organize suç’ olarak tanımlanıyor.

Mutabakat zemini yok
Bu ülkede, bazı siyasi çevrelerin zamanında, askeri darbe ve müdahaleleri siyasetin kabul edilebilir bir parçası olarak görmesi, mevcut iktidarın rakiplerinin çoğunun, meşruiyetini toptan ‘darbeci’ diye mahkûm etmesini kolaylaştırıyor. Diğer taraftan Kürt siyasal hareketinin, yasal ve yasadışı boyutları arasındaki ilişki, Kürt siyasal hareketini gayrimeşru olarak tanımlamak için elverişli bir imkân olarak kullanılıyor.
Ama asıl mesele, artık neyin ‘meşru’ olup olmadığı konusunda, hiçbir toplumsal/siyasal mutabakat zemininin kalmamış olması. İktidar ve çevresinde göre, kendi dışındaki tüm aktörler ‘gayrimeşru’ ve yapıp ettikleri ‘fitne ve fesat’tan ibaret. Buna karşın, iktidar çevresinin dışında kalan tüm çevreler için de, mevcut iktidar çevresi ve siyaseti, gücünü dayatmak için her yolu mübah sayan bir ‘dayatma’dan ibaret. Oysa, demokratik siyaset, siyasal tartışma, müzakere ve uzlaşma süreçlerinin toplamından ibarettir. Ancak, böylesi bir sürecin işlemesi imkânı toptan yitirilmiş görünüyor.

İktidar değil muktedir
Diğer taraftan, müzakere ve uzlaşma çoğunlukla ‘mutlak anlaşma’ olamayacağı için, demokrasi, aynı zamanda, siyasal temsil konusunun oyunun kurallarına göre düzenlenmesini gerekli kılar. Yani, müzakerenin tarafları arasında seçimde rakibini yenen (veya yenenler) belli bir süre için iktidar olur, yani ‘karar alma’ mekanizmasının başına gelir. Ancak, siyasal tartışma ve müzakere anlamında, demokratik siyaset zemininin ortadan kalkmış olduğu bir seçim sürecinin sonunda ortaya çıkacak iktidar tablosu, fevkalade sorunlu bir siyasi tablo oluşturur. Böyle bir ortamda kimse demokratik anlamda ‘iktidar’ olamaz, olsa olsa otoriter anlamda ‘muktedir’ olur.

Engel ortadan kalkınca
Ne garip tecellidir ki, AKP’nin içinden geldiği siyasi gelenek, öteden beri, ‘iktidar’ olduğu halde, askeri-sivil bürokratik vesayet yüzünden ‘muktedir’ olamadığından yakınmıştır. Türkiye’nin demokratları, bu yakınmanın sadece ‘askeri-sivil bürokratik vesayet’e karşı oluşu ile ilgilendiler, bu karşı oluşu, sadece demokratik bir imkân olarak görmekte ısrar ettiler. Oysa, sağ-muhafazakâr siyaset yakınmasının önemli bir boyutu da, ‘tam anlamıyla muktedir’ olmak özlemi idi.
Bugün daha iyi anlaşılıyor ki, sağ-muhafazakâr siyaset, bunca zamandır vesayet sistemi yüzünden iktidarlarını yeterince sivil demokratik bir zeminde kullanamamaktan değil, vesayet sisteminin mutlak iktidar olmaları önünde engel olmasından yakınıyordu. Bu engel büyük ölçüde ortadan kalkınca, yeni muktedirlerin demir yumruğunun altında kaldık. Türkiye’nin son ‘demokratikleşme’ serüveninin sonunda aldığımız acı ders bu oldu.
Sağ-muhafazakârlar, sonunda çok özledikleri ‘muktedir’ olma imkânına kavuştular, ama demokratik iktidar olma şansını tümüyle yitirdiler. Ancak, daha fazla demokrasi özleminin bir batağa saplanması bir yana, Türkiye’de artık ‘muktedir’ bir siyasetin otoriter anlayışı ile yönetilme koşullarının da ortadan kalkmış olduğu görülmelidir.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız