İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Birbirimizi gözetleme hali öyle bir duruma geldi ki...

Birbirimizi gözetleme hali öyle bir duruma geldi ki...

24 Mayıs 2011 Salı, 07:18

Can Ataklı /Vatan

Pazar günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul 3. Bölge turuna katıldım. Kılıçdaroğlu seçim otobüsüyle akşama kadar gezdi. Tabii ki hazırlıklar yapılmıştı ama, gördüğüm kadarıyla bu bölgedeki milyonlarca kişi Kılıçdaroğlu ile hiç beklemedikleri bir anda karşılaştılar.

Çok ilginç sahnelere tanık oldum. İstanbul seçmeninin görünmeyen öfkesini fark ettim.

Bu gezi ile ilgili izlenimlerimi ve ayrıntıları sizlerle yarın paylaşmak istiyorum. Bugün belki de sadece benim tanık olduğum çok ilginç bir olayı anlatmak istiyorum.

Bu olay, Ergenekon’la başlayan, MHP operasyonu ile “şahikasına” varan “dinleme, izleme, kaydetme ve sonra da kamuoyuna mal etme” oyununun vardığı noktayı görmek açısından çok önemli.

Küçükçekmece’deydik. Önceden programlanmamış olmasına rağmen genişçe bir alana Kılıçdaroğlu’nun geldiği gören binlerce kişi toplanıverdi. Kılıçdaroğlu tepede konuşurken ben de en ön koltuktan çevreyi gözlemeye çalışıyorum. Bu sırada hayli yaşlı, başı örtülü (türbanlı değil) bir kadın ısrarla ön camdan “Kılıçdaroğlu’nun danışmanı kim?” diye soruyor. Yan tarafta oturan bir milletvekili “Ne yapacaksın teyzeciğim?” diye sordu. Kadın “Bir zarf vereceğim” cevabını verdi.

Milletvekili “Bana ver, kendisine iletirim” deyince yaşlı kadın elindeki zarfı korkarak geri çekti ve “Olmaz kimseye güvenemem, ya kendisine ya danışmanına vereceğim” dedi.

Az sonra Gürsel Tekin geldi yanıma. “Kalabalığı ve coşkuyu görüyor musun?” diye sorarken aynı kadın yine otobüsün önünde belirdi. Belli ki Gürsel Tekin’i tanımıştı, camdan “Sen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakınısın değil mi?” diye sordu. Tekin “Evet teyze” deyince yaşlı kadın elindeki zarfı uzatıp “Bak bu çok önemli, bunu başkana ver, bunlar daha ahlaksız” dedi ve hemen uzaklaştı.

Gürsel Tekin “pembe, bir düğün davetiyesi zarfını andıran” zarfı açtı, gözleri büyüdü ve hemen zarfı kapattı.

Elbette ben de merak ettim. “Nedir, hayrola?” diye sorunca Gürsel Tekin zarfın kapağını araladı, içindeki üç dört fotoğrafı yelpaze gibi açtı. Hepsi “hard porno” sayılacak iğrenç görüntülerdi.

“Bu” dedi Gürsel Tekin “Bir AKP belediye meclisi üyesinin fotoğrafları. O teyze bunları getirdi. Görüyor musun iş nereye vardı. Bunu nasıl durduracağız?” diye hayıflandı.

Doğal tepki olarak “Herhalde kullanmaya kalkmayacaksınız?” deyince Gürsel Tekin’in gözleri sertleşti “Olabilir mi böyle şey, biz bunlardan medet umabilir miyiz. Ama görüyorsun işte. İşin çivisi çıktı.”

Gürsel Tekin daha sonra bu fotoğrafları Genel Başkan’a gösterdi mi bilemiyorum. Gösterse bile CHP’nin bu fotoğraflardan yararlanmaya kalkması mümkün değil.

Otobüsten ayrılırken düşündüm. İstanbul’un bir ilçesinde, hayli yaşlı bir kadın öfkeyle CHP otobüsüne gelip bu fotoğrafları verebiliyorsa, demek ki bu çirkin tezgâh çok yaygınlaşmış. Herkes birbirini izliyor ve kayıt altına alıyor.

Böyle bir ortamda demokrasiden, hukuktan, özgür siyasetten söz etmek mümkün mü? Bu koşullarda yapılacak bir seçim meşru olabilir mi? Seçilen herkes, beğenmediğimiz bir kararı aldığında “Acaba tehdit ve şantaj altında mı?” diye düşünmek zorunda mı kalacağız?


*****


Kürşad Tüzmen’le zar zor anlaştık

Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili girdiği polemik üzerine iki yazı yazdığım eski bakan Kürşad Tüzmen aradı dün. “Kardeşim” diye söze girip “İtibarı sıfırlanmış bir siyasetçi ile konuşmayı kabul ettiğin için teşekkür ederim” diye laf geçirerek başladı konuşmasına. “Evet o arkadaş için (Kılıçdaroğlu) yanlış bir söz sarfettim, bunun için özür dilemesini de bilirim, ama sor bakalım neden böyle konuştum” dedi sonra da.

Ardından da hızla anlatmaya başladı. “O arkadaş, o çakma genel başkan benim seçim bölgem Mersin’de adımı söyleyerek beni yolsuzluk yapmakla suçladı. Siz ona değil bana yazıyorsunuz, yok itibarım sıfırlanmış. Kimse benim yolsuzluk yaptığımı söyleyemez.”

Baktım işin ucu bana da dokunmaya başladı. Tüzmen hiç de kibar olmayan bir üslupla bana da bindiriyor, lafını kesip aynı üslupla “Bak kardeşim, yok eski bakan, yok AKP’li, herkesi korkuturuz falan bana sökmez. Ben senin yolsuzluk yaptığını yazmadım. Hâlâ anlamıyorsun, Başbakan bazı bakanların yolsuzluk yaptığı için listelere konmadığını söyledi, diyorum ki, söyleyen Başbakan, önce ona sormak gerekir, ne diye Kılıçdaroğlu’na saldırıyorsun. Ayrıca Başbakan uçurumdan atlasa koyun gibi ben de atlarım diyen de sen değil misin” deyiverdim.

Kısa bir sessizlik oldu. Tüzmen “Şimdi adrenalinim yine yükseliyor” dedikten sonra sesi biraz sakinleşti. Bana yolsuzlukla nasıl mücadele ettiğini, bir AKP grup toplantısında kendisiyle ilgili bir milletvekilinin ihbarı üzerine Başbakan’la bile tartıştığını hatta o ünlü “uçurumdan atlama” sözünü bu toplantıda Başbakan’a yönelik eleştirilerini sıraladıktan sonra “Bunları söylüyorum ama Sayın Başbakan, bizden yana hiç kuşkunuz olmasın, bunları söyleriz ama karar alındıktan sonra

buna uyarız, hatta siz uçurumdan atlasanız biz dearkanızdan atlarız” dediğini anlattı.

Sonuçta “liste dışı kalmasının nedeni” ve “neden bunu Başbakan’a sormadığı” konusu açıkta kaldı ama, zar zor da olsa sulh olup telefonu kapattık.


***


Kritik davalar boyunca, mahkûmiyet gibi tutuklamalarla masumiyet karinesinin rafa kaldırıldığını görmüştük. Seçime giderken oynanan kaset oyunlarıyla da özel hayatın gizliliğinin, “özel hayatın izlenirliği”ne dönüştüğüne tanık oluyoruz. (Gani Yıldız)


*****


Başbakan kimi kime şikâyet etti yine?

Başbakan Erdoğan hafta sonu Hakkari’ye gitmişti. Yanında 1000’in (yazıyla bin) üzerinde koruma. Ama ne çare ki meydanda 300-400 kişi. Yani koruma ordusu daha büyük. Bütün dükkânlar kapalı, şehirde ölüm sessizliği var.

Çünkü PKK halka haber salmış, bütün dükkânlar kepenk indirecek, kimse mitinge gitmeyecek, sokağa bile çıkmayacak. Hakkari halkı da ama korkudan ama gönüllü bu çağrıya uymuş.

Başbakan kürsüde çok öfkeli. “Böyle demokrasi, böyle mücadele olmaz” diyor.

“Kepenk kapatılmadı, kapattırıldı” diyor.

Hepsi doğru olabilir.

Ama şaşırtıcı olan şu; Başbakan kimi kime şikâyet ediyor? Kendisi hükümetin başı. İçişleri Bakanı onun bakanı. Valiyi emniyet müdürünü kendi hükümeti atadı. Jandarma komutanı da kendi bakanına bağlı.

Eğer şu 780 bin kilometrekarelik ülkenin herhangi bir noktasında devlete rağmen kepenkler kapatılıyor, halk sokağa çıkma yasağı ile karşılaşıyorsa, sorumluluk herhalde hükümetindir. Erdoğan anlaşılan 9 yıldır iktidarda olmaya bir türlü alışamadı hâlâ muhalefet lideri gibi konuşuyor. Üstelik Kılıçdaroğlu dün Hakkari’ye gitti, ne kepenkler indi ne de sokaklar kapalıydı. Sokaklarda Hakkarililerle görüştü, sohbet etti.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız