Kahrolsun yalancı ABD medyası, yaşasın doğrucu havuz medyası

17 Eylül 2014 Çarşamba, 09:23

Ergun Babahan /T24

Erdoğan, Türkiye medyasından sonra Amerikan medyasına da ayar vermeye çalışıyor. Elinden gelse, Manhattan’da müteahhitlere bir havuz kurdurup oranın medyasını da denetim altına alacak. Belki de Başkan Obama, Erdoğan kadar güçlü ve kudretli değil, çünkü Amerikan medyası, AKP’nin Havuz Medyası gibi doğruları yazmıyor, yazamıyor.

Bu New York Times, Wall Street Journal gibi gazetelerin çalışanlarını AKP’nin Havuz Medyası’na staja göndermeleri lazım ki, doğru ve yansız habercilik nasıl yapılır öğrensinler.

Stratejik ortak olduğumuza göre, Amerikan medyasına doğru dürüst habercilik yapmayı da öğretmek boynumuzun borcu olmalı.

Belli ki Obama ne işadamlarını, ne medya patronlarını kucağa oturtmayı bilmiyor. Anlaşılan evdeki paraları sıfırlamaktan da habersiz. Böyle dünya liderliği olur mu? Onun da Ankara’ya gelip bu işlerin nasıl yapıldığını öğrenmesi gerekir.

Seçimle iş başına gelmiş iktidarı gazetelerin denetleyemeyeceğini, eleştiremeyeceğini Amerikalılar’ın anlaması lazım. Seçimde alınan oya bak, gazetenin tirajına bak. Kimin sayısı yüksekse, o haklıdır elbette. Senin ne haddine dönüp İŞİD’le petrol işini yazmak, Türkiye’den İŞİD’e katılanları yazmak.

Bir defa Sünni değilsin. Dönüp Sünni meseleleri hakkında yazıyorsun. Aşırı- maşırı, biz hepimiz kardeşiz ama biliyorsun Kemal Kılıçdaroğlu Alevi… Onun için o da İŞİD meselesinden hiç anlamıyor.

Bırakın bunları bizim Havuz Medyası’nın uzman kalemleri yazsın. Onların uzman haber ve yazılarına bir şey diyor muyuz. Sadece saygı gösteriyoruz. En ağır yazılarını, eleştirilerini bile sabırla karşılıyoruz. Niye? Adamlar işin uzmanı ve yüzde 99’u Sünni. Siz de 17 ve 25 Aralık’ın darbe olduğunu kavramadınız kardeşim. Ümmetin reisinin haklarının farkında bile değilsiniz.

Biz İŞİD’e falan yardım etmedik. Sizin eski Büyükelçiniz de yalancı çıktı zaten. Gazetelerinizin yalan haberlerini de o yazdırıyordur bence. Paraleller’in adamı olduğunu daha ilk günden anlamıştım ben onun. İnsana paralel paralel bakıyordu hep. Bizim Türkmen kardeşlerimize yolladığımız silahları, pardon battaniyeleri İŞİD’çilere askeri yardım malzemesi diye tutturdu.

Bakın biz İŞİD’e silah falan yollamadık, İŞİD’den de petrol almadık. Varsa aksini söyleyen anasını da alsın gitsin.

Bunun tersini söyleyeni kapının önüne koyarız. Fatih’e telefonda söyledim bir daha söyleyeyim, kapının önüne koyarız.

Biz bir şey söylüyorsak, doğrudur. 17-25 Aralık’a ‘‘montaj-dublaj’’ dedik, Amerika’nın kaset firması da bizi doğruladı. Biz İŞİD’den petrol alsak, duble yolları yapabilir miydik mesela.

Amerika’nın anlamadığı şu: Özgür medya, patronu kucağa oturan medyadır. Patron kucağa oturmuyorsa, hep yalan yanlış yazarlar. Biz, onlara doğruyu yazmayı öğretene kadar epey zorlandık ama şimdi hepsi doğruyu yazıyor.

Demokrasi ve çoğulculuk, medyanın Sünni ümmetinin liderinin sözünü dinlediği yerde olur. Herkesin doğruları yazdığı yerde düzen olmaz, kaos olur. Doğru benim dediğimdir. Amerika’nın yalancı medyası bizi dövse de, Amerika bizim stratejik ortağımızdır. Yalnız bu ortaklık, havuzda topladığım paraları kapsamaz, baştan altını çizeyim.

Obama benim kardeşim, istesin değil İncirlik, Ankara havaalanını vereyim. İncirlik’i taşıyalımmış. Nereye taşıyorsun kardeşim, bunlar hep yalan-dolan. İŞİD de yalan, paraları sıfırlamak da yalan.

Tek doğru var, Paralleler dünyayı yönetiyor. Amerikan medyasını ele geçirmişler, benim altımı oymaya çalışıyorlar ama benim Havuz Medyam onların hakkından gelmesini bilir. Haftaya yine toplanıyoruz çocuklar ama basına kapalı…