İsrail’e beddua...

22 Temmuz 2014 Salı, 08:29

Melih Aşık/Milliyet

Tayyip Erdoğan İsrail’e kâh hakaret ediyor, kâh beddua ediyor... Bunların hiçbir etkisinin olmadığı Gazze’de İsrail vahşetinin sürmesinden belli oluyor...
İsrail zaman zaman çevresine ateş ve ölüm kusar...
Müslüman ülkeler ve Türkiye hık mık eder... Biraz küfür, biraz beddua...
İsrail işini bitirip kılıcını kınına sokarken hepsi bir biçimde İsrail’le işbirliğine koşarlar. Çünkü her biri ABD bağımlısıdır ve kimi koltuğunun selametini kimi ekonominin esenliğini ABD - İsrail ortaklığına uymakta arar.
Erdoğan, daha çok seçmene şov amacıyla İsrail’e verir veriştirirken kimi sorulara yanıt veremiyor:
- Türkiye ile İsrail’in ticaret hacmi en çok hangi iktidar döneminde arttı?
- İsrail jetlerinin yakıtları nereden gidiyor?
- İsrail’in OECD üyeliğinin önünü hangi ülke açtı? vb...
Son yıllarda ülkemizin bölgede bir ağırlığı da kalmamıştır.
Mavi Marmara’ya saldırının ardından söylenen sözler havada kaldı.
Sözde Doğu Akdeniz’de seyrüseferi artık donanmamız kontrol edecekti. Yardım gemilerimiz Gazze’ye harp gemilerinin eşliğinde gidecekti. İsrail ile Rum Kesimi’nin Kıbrıs açıklarında petrol aramasına izin vermeyecektik...
Bütün sözlerimizi yalayıp yuttuk... Bu arada Deniz Kuvvetleri başta olmak üzere orduyu hapse atıp askeri caydırıcılığımızı da bitirdik.
Bugün PKK ve IŞID gibi terör örgütleri karşısında acze düşen... Başı biraz sıkışınca kendi ordusunu harekete geçirmek yerine NATO’dan yardım isteyen bir ülkeden mi çekinecek İsrail... Bir ABD bağımlısının sözünü niye dinleyecek?

Söz Ekmel Abi’de

Metropoll şirketinin yaptığı son araştırmayı dün Cumhuriyet’te Utku Çakırözer yansıtıyordu... Buna göre:
Ekmeleddin İhsanoğlu için ‘Oy kullanmayacağım’ diyen CHP’lilerin oranı yüzde 14’ten yüzde 6’ya gerilemiş.
CHP tabanında ‘İhsanoğlu’na oy vereceğim’ diyenlerin oranı yüzde 73’ten yüzde 80’e yükselmiş.
İhsanoğlu’nu ‘Atatürkçü’ ve ‘demokrat’ gören seçmen sayısında artış varmış.
İyi güzel... Ama Ekmel Bey’in de rotasını bu gelişme doğrultusunda ayarlaması gerekmiyor mu?
Ekmel Bey, Adnan Menderes’in Topkapı’daki kabrini ziyaretinden sonra şöyle konuşuyor:
“Türkiye’de eğer biz bu demokratik sürecin içerisinde belli bir noktaya gelmişsek, milletimizin verdiği bu şehitler sayesinde olmuştur. Adnan Menderes ve arkadaşları olmasaydı, Türkiye hiçbir zaman diktatöryadan, mutlakiyetten ve totaliter rejimlerden kurtulamazdı.
Onlar, canları pahasına, bu demokrasiyi kurdular.
***
Ekmel Bey Turgut Özal’ın kabrinde konuşuyor:
“Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük insanlardan. Önce ‘insan’ diyorum, sonra liderlerden birisi. En sevilen cumhurbaşkanı, en başarılı başbakan...”
CHP’liler Ekmel Bey’i tanıdıkça sever mi, yoksa aksi mi olur hâlâ bir şey söylemek zor.

DÖNÜŞ

CHP Gaziantep Milletvekil Mehmet Şeker Türkiye’den IŞİD’e 5 bin kişinin katıldığını iddia ediyor... Diyelim 5 bin değil de 4 bin veya 3 bin kişi... Az mı? IŞİD’in Türkiye’de geniş bir tabanının olduğunu da unutmayalım. Anketlerde Türkiye’de bir İslam devletinin kurulmasını istediğini söyleyenlerin sayısı en az 3 milyon olarak hesaplanıyor. Bu kitle aynı zamanda IŞİD’in tabanıdır. Diyelim IŞİD bir biçimde dağıtıldı. Peki, IŞİD’e katılan militanlar Türkiye’ye döndüğünde ne olacak? Bunlar evlerine gidip paşa paşa oturacak mı? Yoksa ülke çapında örgütlenerek eylemler mi yapacaklar? AKP’nin Suriye politikası çok işler açtı başımıza... Çok tehlikeler var geleceğin falında...

İrfan Şahinbaş Tiyatrosu’nu mafya bastı, polis seyretti. Ülke yöneticileri sanatçıyı sevse ve saysa böyle bir şeye kim cesaret edebilir?
Akif Kökçe

ETİK

Eski Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın İstanbul Koşuyolu’nda kapattığı 10,5 dönüm arazinin bir ayda tek çivi çakmadan iki kat değer kazandığı ve Marmaray’ın devreye girmesiyle 22 milyon dolar değere ulaştığı Yurt gazetesinde yazıldı.
Bakan Bayraktar 2004 yılında TOKİ Başkanı, sonra da Çevre Bakanı oluyor.
Aile Şirketi Bayraktar İnşaat’ı lağvetmiyor. Ortaklığı sürüyor.
Aile şirketi Bayraktar İnşaat son 10 yılda 5
kat büyümüş. Sermayesi 25 milyon liraya yükselmiş.
Arazi sahiplerini parmağında oynatan, onlara her türlü baskı yapma olanağına sahip bir bakanın...
Aynı zamanda kendi inşaat şirketi aracılığıyla aynı alanda özel iş yapması, dürüstlük
ve ahlakla
bağdaşır mı?
Şöyle de soralım; etik ve ahlakla ilgisi olan böyle iş yapar mı?