|
Çok mu zor ‘sürç-i lisan’ demek? Çok mu zor ‘kastı aştım’ demek? Çok mu zor özür dilemek?
Tabii ki bilerek yapmış olamaz. Buna hiç ihtimal vermiyorum. Çok konuşan ağızdan yanlış sözcükler çıkar. Diliniz sürçer, hiç murat etmediğiniz tablo ortaya çıkabilir. Doğal bu. Hiç kimse yanlıştan beri, hatadan münezzeh değil.
Doğrusu ‘Yanlış anlaşıldım, kastım o değildi’ demesini bekliyordum. Kimden söz ettiğimi anlamışsınızdır. İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan... Onun skandal sözlerinden. Ala, dinden uzak biri değil. Öğrencilik yıllarının muhafazakâr çevrelerde geçtiğini biliyoruz.
Açıklamasını okuyunca çok şaşırdım. Ağzından çıkan çirkin sözleri düzelteceği yerde, kendisine haklı olarak tepki gösterenleri yaftalıyor, suçluyor, itham ediyor. O yanlış bir şey dememiş, sözleri paralel yapı uzantılarınca bilinçli şekilde saptırılmış, mecrasından çıkarılmış. ‘Montaj, dublaj’ demeye ramak kalmış.
Yadırgadım. Konuşmasını tekrar dinledim. Gecenin ilerleyen saatleri, sahur vakti. Karşısında gençler var. Onlara diyor ki: “Peygamberimiz Mekke’yi fethedip oraya girerken muhtemelen tabii şimdi buradan biz çıktık, geri geldik ve Mekke’yi fethettik, insanlar fevç fevç İslam’a giriyorlar. Muhtemelen kendisine pay çıkardı oradan. İnsanın biraz gururlanması doğal bir şeydir, insanidir. Ama hemen ikaz ediliyor. ‘İstiğfar et, Allah tövbeleri çokça kabul edendir’. Onun için biz kendimize pay çıkarmıyoruz, başörtüsü yasağını kaldırdık diye...”
Biraz uzun alıntı yaptım, daha iyi anlaşılsın diye. Cümle düşüklükleri ona ait. Bu sözlerde sorun yok mu? ‘Kendisine pay çıkardı, gururlandı’ ne demek. Biraz siyer okuyan, Efendimiz’in Mekke’ye ne kadar mütevazı girdiğini bilir. Bunun için derin bilgiye veya ilahiyatçı olmaya gerek yok. Her Müslüman, Peygamber’inin vahyin kontrolü altında olduğunun şuurundadır. Aksi düşünülemez.
‘Pay çıkardı, gururlandı’ ifadeleri sadece yakışıksız değil, saygısızca ve edepsizce. Bugüne kadar böyle anlatım, böyle ifade ne gördüm ne duydum. Kitaplarda varsa, itham edeceği, yaftalayacağı yerde onu göstersin. Ondan sonraki cümle daha vahim. Şu ifadeye bakar mısınız: “Onun için biz kendimize pay çıkarmıyoruz, başörtüsü yasağını kaldırdık diye.”
Bunu söylemeye dili varmaz insanın. Sen kimsin? Kimsin sen? İnsan biraz utanır. Ağzından çıkanı kulağı duyar. Efendimiz fetihten pay çıkardı, gururlandı, ikaz edildi, onun için biz kendimize pay çıkarmıyoruz. Böyle laf mı olur? Bir Müslüman, meramını Peygamber’iyle kendisini kıyaslayarak anlatır mı? Bu cümlelere dökülen nasıl bir zihniyettir, nasıl bir anlayıştır.
Hükümetin yaptıklarından hiç pay çıkarmadığı, her şeyi Allah’tan bildiği sözü de doğru değil. Ama mevzumuz başka.
Neresinden bakılırsa bakılsın bu sözler problemli. Mutlaka düzeltilmeli. Tavzih edilmeli. Kasıt olduğunu ben de düşünmüyorum. Bilinçli olarak söylemiş olamaz. Hem geçmişine hem de içinde bulunduğu çevreye bakarak varıyorum bu hükme. Kastını aştığı, yanlış konuştuğu, dili sürçtüğü kabak gibi ortada.
Ve bu bir hata. ‘Olmuş bir kere. Görmeyiverelim’ cinsinden küçük bir hata değil. Vahim bir hata. İzaha değil, düzeltilmeye muhtaç. Aynı sözleri başka partiden biri söyleseydi kıyamet kopardı. Hayret ki Diyanet bile tepki gösteremedi.
Baktım, dün bir gazetede yandaşın biri izah etmeye çalışmış. ‘Efendisinin’ yaptığı gibi. Açıklamayı biraz daha uzatmış. O kadar. Olmaz. Vahim hatayı izaha yeltenmek... Tepki gösterenlere, itiraz edenlere saldırmak... Ben buna söyleyecek söz bulamıyorum. Kuldan utanmıyorsun, Allah’tan kork. İktidar cazibesi insanın gözlerini bu kadar mı kamaştırır? Yazık.
Rahmetli Erbakan hayatta olsaydı değil Efendimiz hakkında o sözleri söyleyeni, ona kol kanat gerenleri de sopayla kovalardı. Ankara’yı dar ederdi. Saadet Partisi’nin sert tepkisini hatırlatmaya gerek yok herhalde.
Efkan Ala, lafı eğip bükmeden hatasını düzeltmeli. ‘Sürç-i lisan’ demeli. ‘Gurur, kibir, pay çıkarma’ gibi başta sana ve hepimize mahsus haller O’nun semtinden geçmezdi. Bir gün bir adam, huzuruna çıktığında heyecandan titremişti. “Hayır” demişti: “Ben bir hükümdar değilim. Kureyş’ten kurumuş et yiyen bir kadının oğluyum.”
O’na selam olsun.
|
