Hükümet-Cemaat kavgası mı dediniz?

24 Mart 2014 Pazartesi, 08:53

Adem Yavuz ARSLAN/BUGÜN

Türkiye'de sağ/muhafazakâr siyasetin ve dolayısıyla da seçmenin kadim bir saplantısı var.

Makul, mantıklı gerekçelerle izah edemediği her şeyi ya da siyaseten işine gelmeyen durumları 'dış mihraklara', daha spesifik ifadesiyle \'İsrail'e\' havale ederler.

İletişim imkânlarının artması, eğitim/kültür seviyesinin yükselmesi ile bu hastalıktan kurtulacağımızı sanıyorduk.

Fakat tam tersi oldu.

Her şeyi 'dış mihraklara, İsrail'e bağlama hastalığına' bir de 'Cemaat fobia' eklendi.

Hastalık diyorum, çünkü bu iş artık klinik bir vakıa haline geldi. Hükümet işine gelmeyen ne varsa hepsini Cemaat'e mal ediyor.

Öyle ki kuru fasulye fiyatının artmasını bile Cemaat'e mal edenler çıktı. Hatta Öcalan haberi yapan Perinçek ve Aydınlıkçıları bile 'gizli paralel' yaptılar.

Hükümet, yolsuzluk operasyonu sonrası Anayasa'yı ihlal edip doğrudan yargıya müdahale etti. Emniyeti, yargıyı, bürokrasiyi hallaç pamuğu gibi dağıttı.

Resmen cadı avı başlatıp Cemaatçi avına çıktılar.
Hatta kendi atadıkları bürokratları da görevden aldılar. Adeta paranoya halinde herkesten şüphe etmeye başladılar. Denetime gönderdikleri müfettişleri başka müfettişlere denetlettiler...

Yetmedi, antidemokratik yasaları yıldırım hızıyla Meclis'ten geçirdiler.

Peşinen söyleyeyim, sandıktan ne çıkarsa çıksın bu psikolojiyle ülke yönetilemez.

Neyi saklıyorsunuz, bu neyin telaşı?

Maalesef 'İleri Demokrasi' diyenler adım adım ülkeyi felakete sürüklüyor.

\'Twitter, mivitır anlamam hepsini kapatacağım. Dünya ne derse desin\' diyen Başbakan dediğini yaptı ve dünyaya rezil olduk.

Sosyal medyayı, YouTube ve Facebook'u kapatacak kadar gözünüzü korkutan nedir ey hükümet? Neyi saklıyorsunuz, neyin ortaya dökülmesinden korkuyorsunuz?

Bir bakanınız Kur'an ile dalga geçiyor kınayamıyorsunuz bile. Bizzat Başbakan eliyle toplumun bir kesimi linç ediliyor.

AK Parti'den bir tane ehli insaf çıkıp da 'Yaptığımız zulümdür, ayıptır, günahtır' demiyor.

Cemaat'e yönelik her türlü hakareti, baskıyı, zulmü yapanlar önce dünyanın 160 ülkesine yayılmış Türk okullarını kapatmaya çalıştı. İstediği sonucu alamayınca hızını alamayıp Türkçe Olimpiyatları'nı yasaklayacağını söyledi.

Artık salon veya stat vermeyecekmiş?
Hatta önceki gün Ankara mitinginde 'Bundan böyle bunlara su bile yok' dedi. Böyle bir tehdidi yapan birisi bir sonraki adımda Cemaat mensuplarına özel kıyafetler giyme ya da semboller takma zorunluluğu da getirebilir!

Örnekleri uzatmanın bir anlamı yok. Öyle yalanlar, öyle iftiralar atılıyor ki akıl, sır ermiyor.

Daha önce de yazdım, söyledim. Şu an Türkiye'de yaşanan hükümet-Cemaat kavgası filan değil.

Türkiye adım adım demokrasi ve hukuk devleti olmaktan uzaklaşıyor.

Son röportajında Fethullah Gülen Hocaefendi'nin de dediği gibi: \'Mesele, AK Parti-Cemaat kavgası değil. Temel hak ve hürriyetler konusunda son birkaç senedir ciddi bir daralma yaşanıyor. Siyasetin kırıcı ve yıkıcı dili her kitleyi ayrı ayrı ötekileştiriyor, toplumu kutuplaştırıyor.\'

Düşünebiliyor musunuz?
Başbakan Alo Fatihleri arayıp haberlere müdahale ediyor, beğenmediği haberi yapanı, yazıyı yazdıranı işten attırıyor...

77 yaşındaki medya patronunu ağlatacak kadar azarlıyor...
YÖK başkanını arayıp rektör atamalarını yaptırıyor... Adalet Bakanı'nı arayıp sevmediği işadamına hapis cezası verilmesini istiyor, ihaleleri dağıtıyor... TOKİ başkanını arayıp 'kupon arazilerin kendine sorulmadan satılmamasını' söylüyor...

Hangi mahkemeye hangi hakim/savcının atanacağına karar veriyor...

Fenerbahçe yönetimini ele geçirmeye çalışıyor, Çarşı Grubu'nun söylemi hoşuna gitmeyince Beşiktaş stadını yaptırmamakla tehdit ediyor...

Gazete manşetlerini attırıyor, hangi köşe yazarının ne yazacağına karar veriyor... Onlarca yıllık cemaat ve vakıfları siyasete sokuyor... İstediğine istediğini veriyor, istemediğini yağmurda susuz bırakmakla tehdit ediyor...

Başbakan böyle davranınca İçişleri Bakanı, emniyet müdürüne, \'Kır kapıyı tutukla gazeteciyi, izin vermezse savcıyı da tutukla\' diyebiliyor ya da hukuksuz emri verirken 'Sen git dediğimi yap, biz yasa yapar suç olmaktan çıkartırız onu' diyebiliyor.

Özetle, mesele hükümet-Cemaat kavgası diye geçiştirilemeyecek kadar ciddi...