Bahçeli: Berkin hepimizin ortak acısıdır

14 Mart 2014 Cuma, 09:59

Neval KAVCAR /Ortadoğu

Bir okur, yurt dışından Elvan Berkin'le ilgili yazmış. Türk Milletinin toplumca Elvan'a sahip çıkması gerektiğini söylemiş. \'Ölen birilerinin o yasa kadar büyüttüğü bir çocuk. Her ne olursa olsun, çocukların ölmemesi lazım. Millet olarak merhametli yapımızı tekrar canlandırmamız lazım\' demiş. Ne kadar haklı.

Tamamen katılıyorum. Daha öncede belirttim bu nasıl bir tesadüftür ki, gaz kapsülleri, yumruklar hep Alevileri buluyor? Berkin'de Gezi Olayları sırasında, evinden ekmek almak için sokağa çıkmış onbeş yaşında bir çocuk.

Muhtemelen ne olup bittiğini seyrederken, ya da velev ki 'ekmeği az sonra alırım' düşüncesiyle slogan da atmış olsun. Polis de toplananları dağıtmak istesin. Bunun için gaz silahı adeta hedef gözeterek niçin insanların kafasına kafasına sıkılıyor? Yok mudur bunun başka yolu? Kaçıncı olay bu? Kaç can gitti?

Öğrendiğime göre var. Gaz tabancasının namlusunun yere ya da kırkbeş derece eğimle havaya doğrultulması yetiyor. Peki bunu niye yapmıyorlar? İçişleri Bakanlığı, Emniyet genel müdürlüğü niçin bu doğrultuda 'usulüne uygun kullanın' talimatı vermiyor?

Yapmıyorlar ve o kapsül hızla ya kafatasını delip beyni parçalıyor ya da göz çıkarıyor. Üstelik bu hunharca durum hız kesmeden sürüyor. Durum dedim fakat 'saldırı' demek daha uygun olurdu kanımca.

Her hangi bir olaydan etkilenip yollara düşen o gençlerin çoğu yirmili yaşlarda. Kanları deli akıyor. Canlarını yakmak yerine başka usul bulunamaz mı? Bir genç o yaşa ne emekle geliyor?

Elvan Berkin'in 269 gün sonra vefatı üzerinden prim yapmak isteyenlerde var. Oy olarak devşirme peşindeler diyeyim siz anlayın.

Bu çocuğumuz Okmeydanı Araştırma hastanesinde aylardır yatıyordu. Şimdi istismar edenler kaç kere yanına uğradı? Farklı şartlar oluşturulabildi mi? Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ailesi sonsuz bir acıya gark oldu. Evlâtlarının sekiz aydır gözlerinin önünde eriyerek, onbeş kiloya inmesini çaresizce seyrettiler.

Demem o ki, hiçbir siyaset, yaklaşım on beş yaşındaki Elvan'ın yaşamasından daha önemli değildi. Tesadüfe bakın ki Elvan'da Alevi çıktı. Niçin sorusunu toplumca sormamız ve başka Elvanların canının yanmaması için iktidarıyla muhalefetiyle polislerin orantısız güç kullanmasının önüne geçmemiz gerekiyor.

Annesinin anlattığı şu anekdota kimin canı yanmaz ki? Ekmek almak için dışarı çıkmaya hazırlanırken, çocukça coşkuyla annesinin elinden parayı alıp fırlıyor:
\'Aneyyy, senin ayağın sakat, bir olay olursa koşamazsın, kaçamazsın, ben gideyim, hem sokakta arkadaş bulursam kahvaltıya getirebilir miyim?\' diyor.

Kollarında iki ablasının isimleri yazılı Elvan Berkin dokuz ay kaldığı komada dokuz ay sonra hayatını yitirdi. Taammüden on beş yaşındaki çocuğun kafasına ateş eden her kimse bulunmalı, cezasını çekmeli. Faili mutlaka belli bu olayı fail-i meçhule çevirmesinler ki diğerleri daha usturuplu kullansın elindekini.

Elvan'ın vefatı değil de 'gözünü açtı' haberini almak isterdim.
Kendisine rahmet, ailesi ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

Bu arada ABD'den yazarak \'Millet olarak merhametli yapımızı tekrar canlandırmamız lazım\' diyen okura sevgi ve saygılarımla.

***

FEZLEKEDE TAKTİK SAVAŞI

AKP'nin eski dört bakanı hakkında meclise gelen fakat meclis kapandıktan sonra geldiği duyurulan fezlekelerin iktidar açısından önemi büyük. O sebeptendir ki, 30 mart sonrasında görüşülmesini istiyor.

Muhalefet ise 30 Mart öncesinde görüşülmesi için mutabakata vardı. Bu defa AKP kanadı 'soruşturmanın gizliliği' diyerek, görüşmeye engel olmaya çalışıyor. Muhalefet ise 'gizli ise fezleke görüşülmek üzere niye TBMM'ye geldi' fikrinde.

AKP'nin karşı atağına göre meclis toplanacak, fezlekelerin üst yazısı okunacak.

Fezlekelerle ilgili soruşturma önergesi verilmeden içeriği okunamayacak. Yani bu işin yine 30 Mart sonrasına kalması gibi durum çıkıyor karşımıza. Seçim sonrasında da soruşturma komisyonu üyeleri dışındakilerin dosyaları göremeyeceği gibi durum da olabilirmiş.

Fezlekenin meclise geldikten sonra milletvekillerinin denetiminden kaçırılması Anayasa'ya aykırı bir husus değil mi? İktidar sayısal çoğunluğu ile Anayasa'ya aykırı bir durumu fiili hale getirebilir mi? 'getirebilir' diyorsunuz değil mi? Bence de.

***

GALİP ERDEM MESAJI

\'Galip ERDEM, günümüzde ayaklar altına alınmak istenen, silinmeye çalışılan ve inkar edilen Türklüğe ilişkin mesajlarını son derece isabetli bir şekilde yıllar önce vermiştir. \'Biz yeryüzündeki bütün Türklerin tek bir millet olduklarına inanıyoruz. Canımız öyle istediği için değil, millet adını verdiğimiz içtimaî birliklerin yapısı öyle emrettiği için.\' diyerek bir yandan Türk dünyasını tanımlarken diğer yandan da Türk topluluklarını adeta kucaklamıştır. \'Ülkücünün Çilesi\' isimli eserinde ülkücü hareketin zorluklarını ve mücadeleyi anlatan Galip ERDEM aynı zamanda bir hilal uğruna adanmış ömürlere yol gösteren bir erdem timsali olmuştur.

Ülkücü hareketin aksakalı, değerli büyüğümüz Galip ERDEM'i Hakk'a yürüyüşünün 17. sene-i devriyesinde rahmet ve saygıyla anıyoruz.\'

Dr. Sinan OĞAN
MHP Iğdır Milletvekili
11 Mart 2014