İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Kadınların başkaldırısı: Güler Buğday’dan “İnsanlar İhanete Tutsak…”

Kadınların başkaldırısı: Güler Buğday’dan “İnsanlar İhanete Tutsak…”

07 Mart 2014 Cuma, 09:17

Huriye Gül Kolaylı

Güler Buğday’ın ilk romanı “Annemin de Başını Ezerler mi?” yi okuduğumda saptamam şuydu:
“Arkası gelecek… “
Nitekim “Dağların Rengi Kırmızı” ve “Solun Ehrimanları” adlı siyasi romanları okurla buluştu…
Hepsi de içerik ve nitelikçe hacimli kitaplardı…
Roman kalıbında yazılmışlardı…
Ama son kitabı “İnsanlar İhanete Tutsak” kendisinin de dediği gibi, gerçekten de ustalık döneminin eseri…
Diğer kitaplarını da önemsiyorum elbette...
Ama sonuncusu için özellikle altını çize çize “ESER” diyorum...
Kitap okumayı oldum olası severim…
İlkokul birinci sınıfın ikinci dönemine kadar okuma eylemi benim için insanların bir şeyler olup tahtayı görmesiydi… Tahtayı göremiyordum, ama görmediğimin de farkında değildim..
5 numara miyopmuşum. Gözlüğü taktığımın ertesi günü yakama da okuma yazma öğrendiğimin kanıtı olan kırmızı kurdeleyi taktım ve deli gibi okumaya başladım…
O gün bugündür hep okurum…
İlkokul 3. Sınıfta Cronin, Steinbeck, Victor Hügo okumaya başlamıştım..
Bunları neden anlattığıma gelince…
İyi bir kitap okuruyum… Yani edebiyattan anlarım…
Güler Buğday “İnsanlar İhanete Tutsak” adlı kitabı için “Ustalık dönemimin ürünü” diyor…
Çok da haklı…
Yine Güler Buğday’a göre “Belgesel tadında bir roman”…
Buğday, yakın güncel tarihi okura okutturmak için farklı bir yöntem seçmiş…
Türkiye’den Avrupa’ya uzanan geniş bir mekânsal düzlem içerisinde, zamansal geri dönüşlerle örülen roman kurgusunun akışına son derece uyumlu bir şekilde; onlarca kitap okuyarak elde edebileceğiniz bilgileri özetleyerek, kimisini ise özetlemeden belgeleriyle okura aktarmış…
Haa..
Kimilerine ve de kendisine göre çok da iyi yapmış…
Ben ise hayıflanıp duruyorum..
Keşke belgeseli ayırsa başka bir kitapta toplasa, romanı özgürleştirseydi…
Ama inat kadın işte… Derdi Türkiye’nin gerçeklerini insanlara okutturmak…
Kitap okumak benim için su içmek gibi bir ihtiyaçtır. Kimi zaman da abur cubur yercesine elimde ne kadar kitap varsa deli gibi okuyasım gelir…
Doğru mu? Değil… Kötü kitabı da başladıysam bitiririm… Bunu neden anlattığıma gelince…
Son günlerde yine kitap krizim tuttu, elimde ne kadar kitap varsa okudum, sabahlara kadar… Onları bitirince eski kitaplarımdan bazılarını yeniden okudum…
Alayını bitirdim. İçlerinde meslektaşım Tayfun Çavuşoğlu’nun yazdığı Çanakkale 1915 haricinde hiçbirini beğenmedim..
Kimisinin öykü dokusu zayıftı, roman karakterleri eğretiydi, insanda dizilmiş harflerden ibaretmişçesine bir duygu yaratıyordu… Kurguda kopukluklar vardı..
Kimisi ise “iğrenç ötesi” diyebileceğim kadar kötü karalamalardı…
Kötü kitapları okudukça iyi kitapların kıymeti harbiyesi daha da bir artıyor…
Yani “İnsanlar İhanete Tutsak” adlı eserin kıymetini daha bir anladım…
Gelelim Güler Buğday ile roman konusunda en çok didiştiğimiz konuya…
Ben ısrarla diyorum ki:
Romanın öykü kurgusu muhteşem…
Tek karakter üzerinden gitmiyor. Çoklu bir karakterler var. Bu çok zordur… Çünkü okurun dikkati tüm karakterlere yayılıyor…
Zaten ağırlıklı olarak romanın kahramanı kadınlar… Her yaştan, eğitimleri, kökenleri, duruşları farklı farklı kadınlar..
Öykü kahramanları hayatın olağan akışına uymasalar da, çok sahiciler. Çok inandırıcılar, peşlerine takılıp kitabın sayfaları arasında kayboluyorsunuz…
Zaten kitabın daha doğrusu öykü kısmının farkı da burada yatıyor.
İç içe geçen, zaman ve mekânda geri dönüşlerle beslenen öykü dokusunda negatif kadın karakterleri bile romanın sonunda güçlenerek kadına dair farkındalık geliştiriyor ve duruş sergiliyorlar… Yani aynı zamanda bu ülke kadınlarının kahramanlık öyküsü, başkaldırısıdır bu kitap…
Oya gibi ilmik ilmik işlenen eserde, okurun merak duygusu son sayfaya dek canlı kalıyor…
Özetle ben kitabın edebi yanındayım.. Hala inatla savunuyorum.. Tek başına bir roman olarak yazılsaydı edebi açıdan ödüllük bir eserdi…
Güler Buğday da inatla “Benim derdim kitabı herkesin okuması ve ülke gerçeklerini anlayıp, ülkeye ihanet edenleri görüp tanımasıdır. Ayrıca dış güçlerin ülkemiz siyasetini nasıl dizayn ettiklerinin anlaşılması için böyle bir tarzda yazdım” diyor…
Kendine özgü bir tarz ve anlatım dili geliştirmiş…
Dedim ya, “İnsanlar İhanete Tutsak” adlı eserin bir başka boyutundayım ben…
Zaten belgesel olan kısmı için Güler Buğday her zamanki dik duruşu / sözünü sakınmaz yürekli tavrıyla ne söyleyecekse söylüyor…
Bana da başkalarının ve de en çok da kendisinin söylemediği kısımları anlatmak kalıyor…
Haa…
Belgesel yanının da hakkını yemeyeyim.. Müthiş…
Pek çok kişi de bu halini çok beğenmiş…
Başucu kitabı yaptıklarını söylüyorlar.
Haklılar da, onlarca belgesel kitabı alıp bilgi taramak yerine, alayını bir arada bulabiliyorlar..
Üstelik İran ile ilgili konularda olduğu gibi başka bir yerde okumadığımız bilgiler de var. Özal, Çiller döneminden AKP iktidarına dek dönemsel olarak yaşananlar da insanın kafasına çivi gibi çakılıyor… Yine darbeler ve işkenceler insanın canını yakacak kadar gerçek ve doğru anlatılmış.
Ayrıca kitapta geleceğe dair kaygılar kadar umut da yer alıyor…
Üstelik de çok öngörülü bir eser; zira yazıldığında henüz Haziran Gezi direnişi yaşanmamıştı.. Zaten kitabın yayımlanması da tam o zamana denk geldi…
Belgesel tadındaki bu romanın / Güler Buğday’ın öngörüleri gerek gezi ve sonrasında, gerekse bugün yaşananlarla öylesine örtüşüyor ki…
Hatta yaşanacaklarla bile…
“İnsanlar İhanete Tutsak”I mutlaka okuyun..
Bana göre üç kere okuyun…
İlki bir bütün olarak roman ve belgesel akışında…
İkincisinde sadece belgeselleri…
Sonuncusunda ise sadece romanı…
Hepsinin tadı ayrı ayrı..
Şimdi bunları yazarken Güler Buğday’ın “Sen ne diyorsun be! Bir kere okusalar yeter” dediğini duyar gibiyim…
Hani iyi şiiri her okuduğunuzda farklı anlam yükler, farklı bir tat alırsınız ya…
Kusura bakma Güler Buğday, senin kitabın da öyle…
Kalemine sağlık koca yürekli kadın...


Gül Kolaylı

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız