Siyaset ve şantaj

18 Eylül 2012 Salı, 10:31

Kamil Tekin Sürek/Evrensel

Burjuva politikasında şantaj her zaman bir siyasi koz olarak kullanılmıştır. İktidar sahipleri rakipleri ile ilgili dosyaları zamanında kullanmak için özenle saklarlar. Hatta, şimdi yanlarında olan ama bir gün karşılarında olabilecek kişiler hakkında da dosyalar mevcuttur ellerinde. Gerektiği zaman dosyalar ortaya çıkar.
Son günlerde ortaya çıkarılan dosyalardan biri Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile ilgili. Taraf Gazetesi Muhabiri Mehmet Baransu, Aziz Yıldırım’ın sahte çürük raporu alarak askerlikten kaçtığını ifşa ediyor. Baransu’nun anlattıklarına bakıldığında, olay pek çok kişi tarafından, yıllardır biliniyor. Fakat, Aziz Yıldırım iktidarlara yakın olduğu dönemlerde bu sahte çürük raporu gündeme gelmiyor. Ne zaman ki Yıldırım AKP Hükümetine karşı siyasi mücadele başlatıyor. O zaman, dosya raflardan iniyor ve bir gazeteciye kullanması için veriliyor.
Bir başka şantaj unsuru TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in Uludere Katliamı ve Afyon Patlaması hakkında ettiği sözden sonra gündeme geldi. Boyner, devletin şeffaf olması, Uludere ve Afyon gibi olaylardan sonra halkın bilgilendirilmesi gerektiğine dair bir iki söz etti. Bunun üzerine AKP Hükümetine yakın Sabah Gazetesi Yazarı Süleyman Yaşar, devlet şeffaflaşsın ama sermaye de şeffaflaşsın diyerek, büyük patronların 158 milyar dolar parasının yabancı bankalarda olduğu, büyük patronların vergi vermemek için paralarını kaçırdıklarını ve şirketlerin şeffaflaşmasını getiren yeni Türk Ticaret Kanununun değiştirilmesi için büyük çaba harcadıklarını ve Meclisteki partilerin ittifakı ile TTK’nin şeffaflaşma ile ilgili hükümlerinin değiştirildiğini yazdı.
Büyük patronların paralarını yurt dışında saklama konusunda, kısa bir süre önce yayınlanan bir başka gazete haberi de muhatabı tarafından tekzip edilmedi. Bu habere göre, Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, bankalara büyük miktarlarda kredi faizi ödeyen Galatasaray’ı bu durumdan kurtarmak için yurt dışında bankalarda olan paralarının bir kısmını Türkiye’ye getirmiş ve Galatasaray’ın borçlarını ödeyerek, daha düşük faizle kulübü kendisine borçlandırmıştı.
Yukarıdaki iddiaların gerçek olup olmadığını anlamak ve gerçekse yasal işlemlere başlayıp suçluları cezalandırmak çok kolay. Fakat, anlaşıldığı kadarıyla, suçlananların cezalandırılması için değil, siyasi şantaj yapılarak susturulmak için gündeme getiriliyor dosyalar.
Daha önce yüzlerce siyasetçi ya da iktidar odağı bu tür şantajlarla susturulmuş ve siyaseten unutturulmuştu.
İktidar sahiplerinin birbirlerini tasfiye için gündeme getirdiği dosyalar, işi bittiğinde unutulsa dahi, bizlerin bu dosyaları unutmaması gerekir. Hangi büyük patronun ne kadar parası yurt dışında saklı. Hangi büyük patron, ne kadar vergi kaçırıyor? TTK’nin şeffaflık getirdiği iddia edilen maddelerinin değiştirilmesi için kimler kulis yaptı? Hangi partiler bu maddelerin değiştirilmesi için oy kullandı? Bütün bunları halkın bilmesi gerekir. Aldığı yedi yüz elli lira asgari ücret ile toplanan verginin önemli bir kısmını ödeyen, devlet tarafından her şeyi bilinen, takip edilen işçiler; patronların gizli kapaklı işlerini öğrenmelidir.