İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

AK Parti basın savaşları ve üç safhası...

AK Parti basın savaşları ve üç safhası...

11 Eylül 2012 Salı, 08:16

Ali Bayramoğlu /Yeni Şafak

Kimse masum değil. Basın ise hiç değil. 1990'lar ve 2000'ler tanıktır. Bu yıllar boyunca basın kendi mesleki, etik ve siyasi sınırlarını silip atmış, angaje bir aktör gibi davranmıştı. Bir yandan toplumsal kutuplaşmanın taşıyıcısı olmuş, öte yandan toplum mühendisliğine soyunmuş, gazetecilik faaliyetini kendi çıkarının mutlak aracı haline dönüştürmüştü.

Bu yılları basın açısından \'kirli yıllar\' olarak anmakta hiçbir beis yoktur.

O basın, Çiller-Yılmaz döneminde bakan seçip bakan azlettirmeyle başladığı siyasi oyunculuğu 28 Şubat'ta darbeye zemin hazırlamak, askerin silahı olmak, hükümet devirmek gibi yeni rollerle pekiştirmişti.

2002 sonrası, özellikle 2007 Çankaya seçimleri öncesi merkez medya işi iktidar partisinin siyasi varlığına kastetmeye kadar götürdü. Gül'ün eşi üzerinden çıkarılan tesettür krizi, Cumhuriyet mitingleri, 367 bunalımı, 27 Nisan muhtırası, AK Parti'ye yönelik kapatma davasıyla, Özkök'ün tam simgelediği merkez medya, \'kulağı askerde ama askerden önde\' siyasi \'can isteyen\' bir tavır içinde olmuştu.

Doğaldır, bu tür siyasi aktörler siyasi yanıtla karşı karşıya kalırlar.

Öyle oldu.

AK Parti ve Başbakan Tayyip Erdoğan 2008, hatta 2009'da en keskin ve sert mücadelelerden birisini merkez medyaya karşı verdi.

Ve o medyaya çıkışarak yol aldı. Ana muhalefet partisi kadar o medyaya vurdu, o medyanın tahkir politikalarını hatırlattı, darbeci tutumuna işaret etti, patronlarına yüklendi.

O günler merkez medyanın aşağılanmayı ve toplum mühendisliğini temsil ettiği, \'siyasi şeytan\' gibi görüldüğü günlerdi.

Başbakan'ın kazanması mukadderdi, kazandı.

Bu dönem, AK Parti medya ilişkilerinin, siyasi iktidar-merkez medya daha doğrusu savaşlarının birinci safhasıdır.

İkinci sahfa siyasi iktidarın medyaya el atması, medya alanına girmesi dönemidir.

Ve bu giriş siyasi iktidarın gücünden bağımsız yaşanmamıştır.

Toplumsal meşruiyet, siyasi güç yanında, yasal imkanlar, kullanılan yetkiler, vergi cezaları, özelleştirmeler, hızla merkez medyada kendisine biata hazır yeni patron profilleri üretti.

Bir süre sonra merkez medyanın kimi parçaları siyasi iktidara yakın durmaya başladı, yeni gazete ve televizyonlar iktidara yakın konum aldılar. Hürriyet gibi amiral gemileri yayın politikalarını dengelemeye, değiştirmeye yüz tuttular. Ve bu dönemde pekçok sert muhalif yazar kendisine yer bulamaz oldu.

İlk dönemde haklı bir zeminden, mağduriyetten hareket eden siyasi iktidar, ikinci döneminde hakim bir konuma yükseldi ve hak çizgisinin adım adım ötesine geçmeye başladı.

Ve üçüncü dönem...

Şimdilerde, AK Parti, ilk dönemde yaptığı gibi merkez medya üzerinden bir \'öteki\' yaratıyor ve siyaseten böyle yol almaya çalışıyor.

Ama arada büyük bir fark var:

Siyasi iktidar, dün, medyaya yüklenirken hedefi kendisini imhaya yönelen aktörleşmiş basın anlayışı, patronları, yönetimleriydi. Bugün bunların yerinde yeller estiği oranda, yüklenme bu kez doğrudan doğruya basın özgürlüğüne, ilkelere, eleştirel duruşa karşı oluyor.

Başbakan artık gazetelere değil, tek tek gazetecilere, köşe yazarlarına yükleniyor. Sadece yapılmamasını istediklerine işaret etmiyor, yapılması gerekenleri de tarif ediyor, hayal ettiği basını zorluyor.

Nitekim bir başbakanın köşe yazarlarını kamuoyu önünde patronuna şikayet etmesi, niye yazıyor bunlar bu gazetelerde demesi, yandaş ya da muhalifi yazarı da gazeteciyi de, basın patronunu da açık baskı altına alan sonuçlar verir ve veriyor.

Basının ilk işi eleştiridir.

Eleştiri haksız, aşırı, sert olabilir.

Demokrasiler bunun üzerine oturan ve bunu koruyan rejimlerdir.

Demokrasilerde \'doğru\'lar böyle tespit edilir.

Demokrasilerde ifade özgürlüğünün temeli basın özgürlüğüdür.

Uludere ve Afyon olayları ile bunların sorumluları eğri ya da doğru tartışılmayacaksa, haklı ya da haksız eleştirilmeyecekse, eleştiri yapanlar kim olurlarsa olsunlar, niyetleri ne olursa olsun susmaya davet edilecekse, demokrasinin işi zor demektir.

Kimse masum değil.

Siyasetçi de hiç değil...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız