PKK meşrulaştırıldı

22 Ağustos 2012 Çarşamba, 08:27

Cüneyt Ülsever/YURT GAZETESİ

Bu yazı bir eleştiri yazısı değildir. Bu yazı sadece durum saptamaya yöneliktir.
PKK’nın meşrulaştığını gösteren yakın dönemin temel olguları şunlardır:
1)Oslo’da Hükümet yetkilileri ile PKK yetkililerinin yaptığı görüşmeler,
2)CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün’ün elini-kolunu sallayarak dolaşan PKK’lılar tarafından kendisine eskort verilerek önce kaçırılması, sonra salıverilmesi. Ardından Aygün’ün yaptığı “yumuşak” açıklamalar,
3)BDP milletvekillerinin, önden bilgilendirilmiş basın şahitliğinde, birbirine yolda rast gelmiş dostlar kıvamında PKK’lılar ile yaptığı ayaküstü sohbetler ve yine ardından BDP milletvekillerinin yaptığı “sıcak” açıklamalar,
4)Şemdinli’yi 19 gün teslim alan ve yöneten PKK.
***
PKK’nın meşruluk kazandığına dair göstergeler de şunlardır:
1)TBMM’de grubu bulunan 4 siyasi partiden 3’ü bir şekilde bu meşruiyeti kabullenmiştir.
a)AKP: Daha önce terörist olduğunu ilan ettiğiniz, “görüşen şerefsizdir” sözleri ile
lanetlediğiniz bir örgüt (PKK) ile bir kere bile görüşseniz, sonradan ne kadar “bana ne bana ne, yine küstüm işte!” diye haykırırsanız haykırın artık o örgütü meşrulaştırmış olursunuz.
b)CHP: Kaçırılan milletvekiliniz serbest bırakıldıktan sonra Örgüt elemanlarına sahip çıkarcasına açıklamalar yapmasının ardından o milletvekili hakkında hiçbir işlem yapmıyorsanız, siz de Örgüt’ü meşrulaştırmış olursunuz.
c)BDP: Örgüt ile organik bağı zaten aşikârdı. Ama yine de bir çekingenlik vardı. Şimdi önceden çağrılmış basın önünde kucaklaşıyorsanız, bu tavır dostluğun altını kalın çizgilerle çiziyorsunuz demektir.
***
2)Eylül 2009’da PKK’lıların Habur sınır kapısından girişi sırasında Türkiye’nin Batı’sında yaşanan tepkileri hatırlayın. Bir de dönün; Ağustos 2012’de yukarıda sıraladıklarıma karşı Batı’daki tepkisizliğin bilincine varın. En hafif deyimi ile Türkler de artık PKK’ya alışıyorlar diyebiliriz. Rahmetli Özal’ın başka bir bağlamda “alışırsınız’ alışırsınız!” sözleri bir kez daha doğrulanıyor.
3)Basında PKK’lılardan bahsederken kullanılan “terörist” kelimesi giderek irtifa kaybediyor. Sivil halka da saldırdıkları için siyaset bilimi jargonunda “terörist” olarak adlandırılması gereken PKK’lılar artık gittikçe genişleyen bir halka içinde sadece “PKK’lılar” olarak anılıyor, hatta yer yer “milis” kelimesi ile de adlandırılıyor.
***
Başta da yazdım. Amacım, kimseyi eleştirmek değil. Durum saptaması yapıyorum. Bir yandan hemen her gün TV’lerde gözlerimizi yaşartan şehit cenazeleri PKK’ya lanet okumamıza neden olurken, resimlerini önceleri sadece öldürülmüş halde veya özel röportajlar sayesinde gördüğümüz PKK’lıları artık şehirlerde serbestçe dolaşırken, milletvekilleri ile “hatıra fotoğrafı” çektirirken veya kimlik kontrolü yaparken görmeye alışıyoruz.
Çok yakında Güneydoğu’da bazı sınır kasabalarında güvenliği de temin etmeye başlarlarsa ben şaşırmayacağım.
***
Elimde değil, bu kabulleniş ile: i) merkezi Irak Hükümeti’nden petrol geliri kaçırmak için bizi kullanan Barzani’nin Suriye’de Kürtleri örgütlemesine sessiz kalmamız, ii) PKK uzantısı PYK denetimindeki Batı Kürdistan (Kuzey Suriye)’ın özerklik taleplerine zımni destek vermemiz arasında da bağlantı kuruyorum.
CHP’nin Suriye ile ilgili hassasiyetini gözlemleyebiliyorum. Ama CHP’nin Kuzey Suriye’deki gelişmeler hakkındaki görüşlerini henüz tam kavrayamadım.
BDP’nin bu konulardaki tavrı ise zaten açık ve net!
***
Ortadoğu haritası artık açıkça değişiyor. Bizim açımızdan bakıldığında bu değişimde en önemli mesele “Kürt meselesi”. Ortada üç olasılık var:
1)Irak, Suriye ve bir müddet sonra İran Kürtleri Türkiye’deki “Özerk Kürdistan”a bağlanacak. Ancak, bu alanda askeri denetim Türkiye’de olacak.
2)Türkiye, Irak, Suriye, İran Kürtleri yavaş yavaş birbirine eklenerek “bağımsız Kürdistan” kurulacak.
3)Türkiye gelişmelere daha fazla tahammül göstermeyecek, bölgede sıcak savaşlara müdahil olacak.
Samimi olarak söylüyorum. Hangi şık daha büyük bir olasılık taşıyor, ben değerlendiremiyorum. Ortalık çok karışık. Sürecin yöneteni yok. Türkiye’nin dış politikası ise hiç yok.
Hangi şık galebe çalarsa çalsın geçiş dönemi çok sancılı olacak!