İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Başörtüsünü savundular ama başörtülü eşlerini başı açık kadınlarla aldatmayı erkeklik hakkı olarak gördüler.

Başörtüsünü savundular ama başörtülü eşlerini başı açık kadınlarla aldatmayı erkeklik hakkı olarak gördüler.

09 Nisan 2011 Cumartesi, 08:20

Ayşe Böhürler/ Yeni Şafak

Erkekler, İslami değerlere sahip olmayı en çok, kadınlara ikinci hanımın İslam'a uygun bir durum olduğunu onaylatmak, yaptıkları işlere bahaneler üretmek olarak gördüler.

Kapitalizme karşı durdular ama en önce onlar kapitalistleşti.

BAŞÖRTÜ TARTIŞMALARI her geçen gün başka bir boyut kazanıyor.
Bu meselenin başından beri sürekli altını çizdiğimiz şey "daima iki cephede savaştığımız gerçeği" idi.

Bu son tartışmalarda bu her cepheden erkek sesiyle teyit edildi.

Yani hem kendi mahallemizde hem de karşı mahallede mücadele veriyoruz.

Aslında dava arkadaşlarımız olarak tanıdığımız, aynı inancı paylaştığımız erkeklerin sadece dindaşlarımız olduğunu, her kritik durumda tanıklık etsek de her seferinde "kedidir kedi" deyip sineye çektik.

Bu nedenle şaşırmadık. Bu tarz tepkiler ne ilk ne de son olacak.

Menfaatlerine dokunan her konu, dindar erkeklerin karşı cepheye düşmesine sebep olabilir çünkü.

Baş örtmenin muteber ve yaygın olmadığı bir dönemde başımı örttüm. Başörtüsünün yadırgandığı, tepki gördüğü ve başörtülülerin kamusal alanda hiç bir şanslarının olmadığı bir dönemde... Her kadının yapabileceği birçok şeyi yapamayacağımı, birçok kapıdan giremeyeceğimi biliyordum.

Belki de bu sebepledir ki, o dönem, sonradan bulduğum az sayıdaki başörtülü arkadaşlarım ile birlikte engellendiğimiz hiç bir konuyu, hiç bir zaman mağduriyet olarak sunmadık, kendi adımıza hiç bir zaman mağdur söylemini benimsemedik.

Kendimizi mağdur gibi hiç hissetmedik.

Bizim bir davamız vardı ve onun uğruna bedel ödüyorduk. O dönemin gençleri olarak, hepimiz bir davanın bedel ödemeden gerçekleşemeyeceğini bilen bir kültürden geliyorduk.

Hayatım boyunca "ben başörtüsü yüzünden mağdur oldum" cümlesini kurmadım.

Engellendim, yok sayıldım, hakarete uğradım ama mağdur olmadım. Belki de bu nedenle inandığım değerler etrafında sabit ve eğilmeden durabildim. Hiç bir mevkii, statü ve durum beni bundan alıkoymadı.

Birçok başörtülü arkadaşımın da benzer duruşu sergilediğine yakından şahidim.

Tam tersi şahitliğim, bizim camianın erkekleri için geçerli ne yazık ki...

Tüm bunları niye yazıyorum? 28 Şubat mağduru olduklarını gerekçe göstererek, birçok kapıyı açmaya çalışan, tıkladıkları kapılardan giremeyince o kapıları aleyhine çalışan muhafazakâr erkek güruhunun başörtü düşmanlığının gerekçelerini anlamaya çalışıyorum.

Muhafazakâr erkekler neden başörtülülere düşman oldular?

Başımızı örtmek gibi dini bir emri yerine getirmek için mücadele verelim, onların mevkii ve itibar sahibi olacakları durumlar için mücadele verelim, ahlaki zaaflarını dini manada görmezden gelelim, ama kamusal alanda varoluşumuzu güçlendiren bireysel haklarımızı savunmayalım.

Toplumsal adaleti savunmayalım, vicdanı savunmayalım.

İslami harekete 25 yılı bulan tanıklığım içinde gördüm ki; erkekler, İslami değerlere sahip olmayı en çok, kadınlara ikinci hanımın İslam'a uygun bir durum olduğunu onaylatmak, yaptıkları işlere bahaneler üretmek olarak gördüler. Kapitalizme karşı durdular ama en önce onlar kapitalistleşti.

Mevkii, statü, itibar deyince onlar geldi. Statükoya karşılardı ama en önce onlar statükoyu savunur hale geldiler.
Başörtüsünü savundular ama başörtülü eşlerini başı açık kadınlarla aldatmayı erkeklik hakkı olarak gördüler. Elbette inanç ve değerlerine sahip çıkan dindar erkekleri bunların dışında tutuyorum.

Biz her zaman yardımcı durumunda kaldık. Çalıştık, ürettik, düşündük, yazdık ve onlardan bir şey istemedik. Şimdi yine onlardan bir şey istemiyoruz.

Sadece bir hakkın savunuculuğunu yapıyoruz, aynı inancı paylaşan insanlar olarak da onlardan sadece engel olmamalarını istiyoruz.

İsim vermek istemiyorum ancak uzun bir tarihimiz var. Biz onları, gazetelerde yazmaya başlayınca da, 28 Şubat'ta da, 27 Nisan da, Ak Parti kurulduğunda da gördük.

Özel hayatları ile savundukları fikirler arasındaki çelişkileri, kadınlar söz konusu olunca insanlığı ikinci plana attıklarını, 28 Şubat mağduru olmayı kapıları açmak için nasıl kullandıklarını, aynı zamanda darbe dönemlerinde nasıl sindiklerini de gördük... Şimdi de başka bir sürece tanık oluyoruz.

Ak Parti kurulduğunda partiye, Tayyip Erdoğan'a ağır eleştiriler yapanların, partiyi küçümseyenlerin, şimdi partiyi kapattırmak üzerinden başörtülü kadınlara eleştiri yapmalarına tanık oluyoruz.

Hidayet Tuksal'ın deyimiyle "muhafazakâr körlüğe" tanık oluyoruz. Star gazetesi, Kanal 24 başta olmak üzere bir kısım muhafazakâr medya, başörtülü vekil tartışmalarına ekranlarını, sayfalarını kapatmalarına taraf oluyoruz. Galiba onlar da erkek tarafı....

MİLLETVEKİLİ OLMAK İÇİN BAŞINI AÇMAK...

Bir müddet örtülü olup sonra başlarını açan çok arkadaşım, dostum var. Çünkü örtmeyi tercih etmek kadar açmayı tercih etmek de bireysel ve kişisel bir tercihtir. Buna müdahil olmayı, eleştirmeyi dahi kişilik haklarına tecavüz gibi algılarım hep. Bu arada başörtüsü elbette çıkarılabilir. İnsanlar psikolojileri, ruh halleri, hayat koşulları itibarı ile başörtüsünü taşıyamaz hale gelebilirler. Bazen başörtüsü sadece hayatımıza değil ruhumuza da prangalar vurabilir. Bazen de başörtüsünün dini bir emir olduğuna inancımızı yitirebiliriz. Bunların hepsi anlaşılır gerekçelerdir.

Tam tersi bir duruma, hizmet için başörtünün açılmasının tavsiye edilmesine ise itirazım var. Milletvekili olmak için başını açmaya fetva verilebilir mi?

Başörtülü bir kadının TBMM'ye girmek için başını açması aynı zamanda birçok başı açık ama kadın haklarını bizden iyi savunan kadınlara güvensizliği de gösteriyor.

Bunları, milletvekili olmak için başını açmayı düşünenler ya da bu nedenle şimdiden açanların sayısının az olmadığını gördüğüm için yazıyorum.

Ben ilkeleri savunuyorum, mevkileri değil. Başörtülü vekil tartışması da bana göre temel bir ilke savunusudur. Mevkii değil.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız