İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Ne “vur kurtul”, ne “ver kurtul”

Ne “vur kurtul”, ne “ver kurtul”

10 Ağustos 2012 Cuma, 08:54

Ruşen Çakır /VATAN

PKK’nın saldırılarını tırmandırdığı, özellikle de büyük kentlere taşıdığı böylesi günlerde hep iki zıt çağrı öne çıkar: “Vur kurtul” ve “ver kurtul”. “Zıt” demem lafın gelişi, aslında bu iki çağrı ikizdir. Zaten “vur kurtul” diyen birisiyle tartıştığınızda vurmakla kurtulmanın mümkün olmadığını kavrayınca hemen “O zaman verelim kurtulalım” demeye başlar. Aynı şey, “ver kurtul”u yegane çözüm olarak gören bir başka kişiyle tartıştığınızda da yaşanacaktır. Muhatabınız, vermekle kurtulmanın mümkün olmadığını görünce “asker neden Kandil’e girmiyor?”dan başlayıp “Bölücübaşı’yı neden asmıyoruz?”la devam eden tipik bir “vur kurtul”cuya dönüşür. Tam da bu noktada, PKK’nın Şemdinli, Çukurca, Foça gibi farklı yerlerde koordineli bir şekilde saldırarak Kürt olmayan kamuoyunu “ver kurtul” ile “vur kurtul” çaresizlikleri arasında işlevsizleştirmek istediğini ve bunu belli ölçülerde başardığını söyleyebiliriz.

Bazı acı gerçekler

Yazının burasında “ver kurtul” ya da “vur kurtul”cuların, “Neden mümkün değil?” sorusunun cevaplarını beklediklerinin farkındayım. Ama her iki yöntem o kadar sakil, o kadar gayri insani ve o kadar gerçeklere aykırı ki üzerlerinde daha fazla kalem oynatmaya değmez. Bunun yerine her türlü enerjimizi, bu topraklarda bir arada yaşama iradesini yeniden hakim kılmaya hasretmemiz gerekir.

“Peki bu nasıl olacak?” sorusuna gelince önce bazı saptamalar yapalım, daha doğrusu Kürt sorunu üzerine yazdığımız birçok yazıda dile getirdiğimiz bazı olguları hatırlatalım:

1) Uzun bir süredir PKK ve Kürt sorunları iç içe geçmiştir. “Kürt sorunu çözülürse PKK da biter” ya da “PKK’yı yenersek Kürt sorunu da büyük ölçüde halletmiş oluruz” gibi yaklaşımlar artık geçersizdir. Yani bunlardan yalnız birini çözmeye çalışmak beyhude olacaktır.

2) Buna bağlı olarak Kürtlerle PKK’yı ayrıştırmak giderek daha fazla zorlaşmakta, hatta imkansız hale gelmektedir.

3) Kürtleri, onlara hizmet götürerek ya da din kardeşliğine vurgu yaparak “kazanma” da iyice güçleşmektedir.

4) Türkiye’de “Kürt” ve “Kürt olmayan” diye tanımlayabileceğimiz iki farklı kamuoyu ortaya çıkmıştır. Bu kamuoylarının duygu, düşünce, kaygı ve beklentileri arasındaki mesafe giderek açılmaktadır. Birinin üzüldüğüne diğerinin sevinmesi, birinin sevindiğine diğerinin üzülmesi gibi acı bir durumla karşı karşıyayız.

Akil insanlara düşen görev

Peki bu sarmaldan çıkmak mümkün mü? Zor ama pekala mümkün. Öncelikle, karşılıklı birbirlerini besleyen milliyetçilikleri olabildiğince dizginlemeye çalışmak gerekiyor. Bunun için de milliyetçiliğe mesafeli ve eleştirel bakan akil insanlara büyük görev düşüyor.

Tabii haklı olarak, son 30 yılda bu yöntemin de fazlasıyla denendiği ama belli bir noktada tıkanma yaşandığı söylenecektir. Gerçekten de birçok Türk aydını, bedel ödemeyi göze alarak ve ödeyerek devletin Kürt politikasını cesaretle eleştirdi. Öte yandan çok sayıda Kürt aydını da PKK’nın izlediği çizginin başta Kürtler olmak üzere kimseye hayrı olmadığını söyleyerek risk aldı, almaya devam ediyor. Yaşadığımız bütün olumsuzluklara rağmen, eğer Türkiye bugün hâlâ bölünmemişse işte bu farklı kökenlerden cesur isimlere çok şey borçludur.

Ancak geldiğimiz noktada sözünü ettiğim akil kişilerin eleştirilerini diğer odağa yöneltmelerinin daha işlevsel olacağı kanısındayım. Yani akil Türklerin bundan böyle öncelikle PKK’yla aralarına bariz bir şekilde mesafe koyup eleştirmeleri, akil Kürtlerin de aynı şeyi devlete karşı yapmaları gerekiyor.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız