İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Allah rızası için şu kadına bir koltuk..

Allah rızası için şu kadına bir koltuk..

09 Nisan 2011 Cumartesi, 07:28

Selahattin Duman/vatan

Bir erkek olarak söylüyorum..
Erkek egemen toplumun siyasi partilerinden kadınlara hayır yoktur..
Madem toplum kadın ile erkeği bu kadar keskin çizgilerle ayırıyor, sen de ona göre davran..

Koltuk dilenciliği yapma..
Ayır yolunu, kendi partini kur..
Başlarına belâ ol..

Çok şükür sosyal körlerden biri değilim o sayede fotoğrafın bütününü görebiliyorum..

Erkeklerin şekillendirdiği bir dünyanın kadınları, erkekçe siyasi fantezilerin mekânı olan parlamentodaki koltukların yarısını erkeklerden istiyor..

Gerekçesi ne?

“Biz kadınız.. Bizim de orada olma hakkımız var..”

Talep doğru ve haklı olabilir..

Ancaaak! Yukarıdaki cümlenin kuyruğuna “şart kipi” ile düğüm atıyorsak bu demektir ki “Ancaaak!” çekme hakkımız da var..

Seçimden önce herhangi bir siyasi parti örgütüne girip çalışmamışsın.. Emek vermemişsin..
Ter dökmemişsin.. Ahali ile yüz yüze gelmemişsin..

Seçime beş kala ortaya çıkıp koltuk istiyorsun..


***


Bunun adı “Bayramdan sonra nağra.. Hoş geldin Bayram Ağa..” siyasetidir..

Beş yıl boyunca bu günü bekleyen, beş yıl boyunca partisinin liderinin peşinde gezinip yağ çeken, o koltuk hatırına yüzlerce insanın zırva sapan sohbetine katlanan, elini sıkan, yüzünü öpen, saçma sapan konuşmalarını dinleyen erkeğin tepesi atmaz mı?

Atar.. Çünkü orta yerde demokratik bir terazi yok..

“Ön seçim” denen kurum işlese, örgüt son anda ortaya çıkanı “Aklın daha önce neredeydi?” deyip silkeler atar..

Oysa iş genel başkanın iradesine bağlı.. Hüküm iki dudak arasında..

Ya bu “Kadınlara kota istiyoruz..” rüzgârı lideri de etkilerse? Lider durduk yerde kadınlara listede yer açarsa.. Onca emek veren yiğitlerin hizmeti, yağcılığı, koşuşturmaları boşa gitmez mi?

BU EL AÇMADIR..

Temsili fotoğrafın içeriği budur..

“Kadınlara kota verilsin” diye dillendirilen siyaset yangınına kibriti de TÜSİAD çakmıştır..

Ümit Boyner ablamız alınmasın ama o fotoğrafın gerçeğini de gazetelerde gördük..

Kocası o yıl iki milyar dolarlık özelleştirme ihalesine katılan kadın, gündelikçi kadın adına konuşuyor..

Tarihi yağmalayıp alışveriş merkezine çeviren milyarder babanın gelini, kendisi başka kocası başka ilçede öğretmenlik yapan kadın öğretmen namına poz veriyor..

Hayatında mahalle baskısı neyim görmemiş bir başka milyarder hanımefendi; dostunun öfkesine kurban gidip çalıştığı pavyonun locasından müşterinin üzerine atılan konsomatris-dansöz Lokum Leman Hanım adına koltuk istiyor..

Aralarına birkaç kadın derneğinin başkanını da “şekil olsun” diye almışlar..

Lafları güzel, kendileri şık mı şık, talepleri gönül ferahlatıcı.. Lakin içi boş.. Özü kof.. Adına “demokrasi” dediğimiz, tadını hiç bilmediğimiz nesneye de bir katkısı yok..

Yakışıksız da.. Resmen siyasal sinyalcilik.. (El açma hali..)

Olayın içinde üç, bilemedin dört parti liderinin iradesi ile oluşan parlamentoya tepki yok.. Bu nasıl demokratik sistemdir, diye sorgulama yok..

Tem tersine “üç kişilik iradeye” teslimiyet ve kabullenme var..

Bu demokratik zilleti kabul edip, bir milletvekilliği koltuğu için her şeye katlanan erkek çoğunluğundan tek farkları “O koltuklarda niye hep erkekler oturuyor?” itirazıdır..

Diyelim ki sen oturdun.. Ne yapacaksın?

Son parlamentoya bir şekilde girebilen kadınlar var.. Parti liderinin “başımın gözümün..” kotasından gelip de bir fark yaratanı var mı içlerinde?


***


Farklı bir duruş, farklı bir söylem, liderin saçma sapan politikasına itiraz, siyasetin her santimetre karesine işlemiş erkek bakışına muhalefet?

Bir tane devamlılık gösteren örnek bulun..

“Aile Bakanlığı” diye bir şey uydurmuşlar.. Aha! Başına da hükümet kadını olarak bir hanımefendi dikmişler..

“Çamaşır Deterjanını Denetleme Bakanlığı” gibi bir şey.. Ne yetkisi, ne bir işe yetecek bütçesi, ne de yaptırım gücü var..

Yine de bakanlığın tepesine diktikleri kadıncağız kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor..

O bir şeyler yaptıkça veya iki kelam ettikçe çarşı karışıyor.. En fazla da şu günlerde “koltuk talep eden” kadınlar hop oturup hop kalkıyor..

Elimizdeki tek sonuç budur..

PARTİNİ KUR

Sevgili arkadaşım Zülfü Livaneli arada bir yazıyor ya! “Bizim kadınlarımız oy kullandığında İsviçreli kadının daha böyle bir hakkı yoktu..” diye..

Şeklen doğrudur ama bizimkiler bu hakkı nasıl aldı acaba, onu da sorgulamak lazım..

Yine bir kişinin iradesiyle..

Mustafa Kemal’in canı kadının hayata katılabildiği bir toplum istiyordu.. Onun dediği gibi oldu.. Peki kadının böyle bir talebi var mıydı?

Böyle bir talep için verdiği kavga?

Yoktu elbet.. O dönemlerin hatta daha öncesinin kadın hareketlerine bakın.. Taaa Osmanlı’ya gidin..

Kırım Savaşı sonrası bir hareketlenme var.. 93 Harbi ile birlikte kadınların orduya hizmet götürmek için hemşirelik hevesi..

Bu heves sonra ilk kadın derneklerine dönüşüyor.. Talep yine cılız ve belirsiz..

Bir bakıyorsunuz ki Osmanlı’nın ne kadar kadın derneği ve bunların içinde çalışan kadrosu varsa cumhuriyetten sonra da iş başında..

Cumhuriyetten önce Fatma Aliye Hanım.. Cumhuriyetten sonra Fatma Aliye Hanım..


***


Bugünün Ümit Boyner’inin konumu ile dünün Fatma Aliye’sinin konumu arasında cırtım fark yok..

Kavgası verilmeden alınan haklar o yüzdendir ki bugün birilerinin bir fiskesi ile yok oluyor.. Ağlamak yok..

Sinyal için açılan ele her zaman bir şey konmaz..

Çare mi? Bu sistemden, bu demokrasiden kadına hayır yok..

Tek çare “geniş yelpazeli” bir siyasi parti çatısı altında örgütlenip, amazon gibi savaşmaları..

Bir erkek olarak o partiyi kuracak yiğit bir kadın bekliyorum..

TÜSİAD’tı, kadın dernekleriydi, her şeye maydanoz gazetecilerdi.. Böyle olmaz..

Halkın içine gidip örgütleneceksin.. Partinin doğumunu ahali yapacak..

O zaman adaylarını seçer, sandıktan çıkarırsın..

Böyle bir kadın partisi kurulsun, ölene kadar oyumu başka bir yere atarsam namerdim..

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız