İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

'Siyaset de bir ibadettir' derler ama inanmayın

'Siyaset de bir ibadettir' derler ama inanmayın

08 Ağustos 2012 Çarşamba, 08:38

Kürşat Bumin /Yeni Şafak

Yeni Şafak yazarlarından Ömer Lekesiz'in iki yıl kadar önce yayımladığı bir yazıdan alıntılarla başlayalım. Lekesiz, 'Yeniden 'Devlet Ana' başlıklı yazısında Kemal Tahir'in Devlet Ana'sını 'Bu defa, heterodoksi ile ilgili tartışmaların yeniden alevlenmesi yüzünden' okuduğunu belirterek giriyor konuya:

'Bunu derken, heterodoksi (Bektaşilik-Alevilik) konusunun benim üstünde kalem oynatmayı düşünemeyeceğim kadar derin bir konu olduğunu da hemen söylemeliyim; hazır Ahmet Yaşar Ocak'ın heterodoksi ile ilgili çalışmalarını topluca okumuşken, onun Kemal Tahir tarafından roman diliyle sunuluşunu da yeniden hatırlamak için okuyorum Devlet Ana'yı...'

Demek ki neymiş; heterodoks İslam, yazarımızın diğerleri yanında Ahmet Yaşar Ocak'ın çalışmalarını topluca okuduktan sonra bile kalem oynatmayı düşünemeyeceği kadar 'derin bir konu' imiş...

Ömer Lekesiz, yazısını Abdurrahman Arslan'ın bir kitabından naklettiği şu satırlarla bitiriyordu: 'Osmanlı'nın kuruluş başlarında mutlak bir otoriteden çok, tarikat anlayışı ve bu hususta bilgi sahibi olan insanların ortak katkıları ve desteklerinin oluşturduğu bir yapıdan bahsetmek mümkündür. Fakat süreç, bilhassa İstanbul'un fethinden itibaren otoritenin, başta sultan olmak üzere ondan sonra gelen tek tek şahıslardan çok; kendi içsel hukukunu da var eden, dışarıya kapalı bir 'tüzel kişilik', 'iktidar alanı' olarak tanımlanabilecek yapıya evrilmiştir. Bu yapının günümüz Cumhuriyet döneminde de kendini belli eden en açık özelliği otoriter ve tahakkümcü olmasıdır.'

İsterseniz, heterodoks İslam'a ilişkin onlarca çalışmasıyla konunun tartışıldığı platformlarda haklı olarak önde gelen 'otoriteler'den birisi olarak büyük kabul gören Ahmet Yaşar Ocak'a bu vesileyle bir selam da gönderelim... 'Otorite' demem yanlış anlaşılmaz, 'otoriter' ile karşılaştırılmaz umarım!

Yazının bu 'giriş' faslının hangi 'gelişme' ve 'sonuç'a ulaşmak için yazıldığını tahmin etmişsinizdir muhakkak. Tabii ki Başbakan'ın ATV-A Haber ortak yayını olan bir televizyon programında -diğer onlarca konu arasında- Aleviliğe ilişkin açıklamalarının gözden geçirilmesi maksadıyla.

Konunun değerlendirilmesini kolaylaştırmak ve konuyu kavramsal bir çerçeveye çekmek için Ahmet İnsel'in Radikal'in dünkü sayısında yayımlanan 'Yeni zamanlarda sezaro-papizm' başlıklı yazısından da bir alıntı yapmak istiyorum.

'Dini temaları siyasete malzeme yapmanın adı değildir sezaro-papizm. Siyasal iktidar mevkiinde oturan kişinin dini konularda değerlendirmeler yapması, fikir yürütmesi hatta yargıda bulunmasıdır. Bugün Türkiye'de Tayyip Erdoğan'ın kişisel eğilimi nedeniyle böyle bir görünüm sergiliyor iktidar. Giderek artan biçimde Erdoğan, dini konuları gündeme getirip uzun uzun dinler tarihinden örneklerle bugünü anlamlandırıyor. Bu genellikle her dinden din adamının dünya ahvalini yorumlama tarzıdır. Ama bununla yetinmiyor, 5 Ağustos'ta yaptığı söyleşide Alevilik konusunda, nasıl, nerede ibadet edileceğini kesin hükümlerle tanımlıyor.'

İnsel, bu tutuma bir örnek olarak da Başbakan'ın şu sözlerini alıntılıyor:

'Aleviler Müslümandır diyenler var, değildir diyenler var. Aynı zamanda bunların içinde ateist olanlar var. Eğer biz Müslümansak bir Alevi olarak, o zaman Müslümanın ibadethanesinin tek olması lazım. Cemevine karşı olduğumu söylemiyorum. Mesela Türkmen Alevileri camiye gelirler... Alevilik bir dindir deniliyorsa bunu çıksınlar müşterek olarak açıklasınlar.'

Gerçekten de Başbakan'ın konuya ilişkin açıklamaları uzun bir serüvenden sonra 'heteronomi'den sıyrılıp 'otonomi' kazanmış olan bir 'siyaset' tanımı ile bağdaştırılabilir türden değil.

Demek ki bu ülkede Aleviliğe ilişkin aylarca süren 'çalıştaylar'ın gerçekte hiç mi hiçbir anlamı yokmuş. Yokmuş, çünkü bunca çalıştaydan sonra dönüp dolaşıp geldik yine şu ünlü Alevi tanımına: 'Alevilik Ali'yi sevmek ise ben de Aleviyim.' Hatta bir adım daha ileri giderek, 'Tanım bu ise ben bütün Alevilerden daha Aleviyim.'

Şu günlerde etrafımda Alevi olmadığı için kimseye soramadım; acaba bu büyük iddia karşısında ('hepsinden daha Aleviyim') Aleviler nasıl bir ruh hali içine düştüler? Büyük bir şaşkınlık olsa gerek, çünkü kimliğini belirtmek için belki de en öne çıkardığın aidiyetin de elinden alınıvermiş!

Başbakan, 'Aleviliğin kendi içinde paramparça olduğunu' belirtiyor. Başbakan'ın bu tespitte bulunurken bu 'paramparça'lığı bir eksiklik, bir zaaf olarak gördüğünü sanıyorum. Eğer tahminim doğru ise bu tespit de çok şaşırtıcı nitelikte, çünkü bugün genel olarak Alevilik olarak adlandırdığımız heterodoks İslam zaten bilmem kaç yüzyıldır 'paramparça' değil mi? Bu 'paramparçalık' zaten onun yapısına ('özüne' diyelim hadi) mahsus bir öznitelik değil mi? Ne yapsın Aleviler, onlar da 'BİR' mi olsun?

'İbadethanesinin tek olmasını gerektiğini söylüyorum. Aksi takdirde bu ayrımcılık olur, bölücülük olur.'

İbadethanesi tek olmaz ise bunun adının niçin 'ayrımcılık', 'bölücülük' olduğunun da açıklanması gerekmez mi? Siyaset yaparak temel hak ve özgürlüklerini garanti almaya çabalayan bir toplum niçin 'Tek' olsun?

Başbakan: 'Ama eğer, 'Alevilik bir dindir' deniliyorsa, o zaman çıksınlar bunu müşterek olarak açıklasınlar, biz de bunu bilelim. Ama bunu diyemiyorlar.'

Alevileri bu sözlerle sıkboğaz etmek de doğru değil. Aleviliğin kendisini Sünni İslam'dan farklı ve ayrı bir inanç ve ritüeller sistemi olarak tanımasının kime ne zararı var? Olabilir, içlerinden kimileri Müslüman olduğunu söyler, kimileri 'Alevilik ayrı bir dindir' der, kimileri de belki (heterodoks İslam tarihinde olduğu gibi. bkz: Ahmet Yaşar Ocak) kendilerini bambaşka bir sistem içinde tanımlar. Bunun kime ne zararı olabilir ki?

İnsel'in hatırlattığı 'sezaro-papizm' meselesine dönecek olursak, siyaset-din ilişkisinde eskiden olanlar olmuş ve bitmiştir. 'Siyaset'in otonomisini kazanması çok zor da olsa sonunda nihayet gerçekleşmiştir. Dolayısıyla günümüzde -demokrasilerde tabii ki- 'siyaset'in dinlere-inançlara ilişkin fikir beyan etmesi ya da daha ileriye giderek 'gönül yapması-kırması' artık karşılaşılmayan memnu bir tutumdur.

Alevilikten Alevilerin 'gönlünü kırıcı' şekilde söz etmek; hem de bir komşu ülkede söz konusu inancı benimseyenlerin yarını hakkında ürkütücü sözlerin dolaştığı bir dönemde...

Ne diyordu Ömer Lekesiz; 'üstünde kalem oynatmayı düşünemeyeceğim kadar derin bir konu.'

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız