İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

‘Down Sendrom’lu çocuk gördünüz mü hiç?

‘Down Sendrom’lu çocuk gördünüz mü hiç?

01 Haziran 2012 Cuma, 09:40

Ruhat Mengi /VATAN

Hayata gelmiş on binlerce çocuğun yaşadığı birçok sıkıntıya çözüm bulunmamış, bu konuda 25 yıldır aynı noktada durmakta olan ülkede “her hamilelikte çocuk mutlaka yaşatılmalı” diyen Hükümet tepkilerle karşılaşacaktır elbette.. Evet, 25 yıldır aynı noktadayız, ben gazeteciliğe başladığım yıl hazırladığım kadın köşesinde aynı “kadın ve çocuk” sorunlarını yazıyordum, hiç değişmedi, tam aksine, sayıları son yıllarda hızla arttı..

Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın bu konudaki açıklamaları da şaşırtıcı ve aslında hepimiz “tartışıyormuş gibi” yapıyoruz, ortada bir tartışma yok, “bir karar” var ve baştan beri de öyleydi.. Son yıllarda, özellikle son bir yıldır arkası kesilmeyen kadın ve çocuk tecavüzleri, hatta bebek tecavüzleri, bunların “aile içinde” olanları (ensest) her gün gazetelerde yer aldı. Birini, henüz birkaç ay önce yazılan ve unutulmayacak bir olayı hatırlayalım; “anne-babası olmayan ve dayıya emanet edilen 5 yaşındaki çocuğa dayı tecavüz etmiş ve anneanne olay anlaşılmasın diye çocuğun organlarını kaynar suyla dağlamıştı”.. Yine aynı zamanlarda 12-13 yaşında kız çocukların yaşlı adamlara verildiğini, hamile kalarak ölüm tehlikesi yaşadıklarını veya bu yaşlarda hastanede doğum yaptıklarını defalarca okuduk..

‘DEVLET BAKAR’MIŞ..

Bir tecavüzden doğan, annesi babası olmayıp da ortada kalan veya yoksul ve çok çocuklu ailelerde doğdukları için sokaklarda “tinerci” olan çocukların hepsine devlet bakmış ve bakıyormuş, bu çocukların binlercesi sorun olarak gözümüzün önünde durmuyormuş gibi Sağlık Bakanı Akdağ “sorunlu durumdaki annelerin çocuklarına da kürtaj yapılmasın, gerekirse devlet bakar” diyor..

Bu ortada görünmeyen ama böyle sık sık anıldığında “adı ve gücü” kulağa hoş gelen devlet çoğuna bakmıyor. Çocukları bırakın şiddetten kaçan kadınlara bakacak “sığınma evleri”ni bile açmıyor. Kadın ve çocukları koruyacak yasaları çıkarıp yürütmediği için kadınlar her gün katliam halinde cinayetlere kurban gidiyor, tecavüzün haddi hesabı yok.. Devlet gerekeni yapmadığı için ortaya sivil toplum kuruluşları çıkıyor, eğitime varana kadar onlar üstleniyor. Çoğu devletten teşekkür yerine ceza almaya da devam ediyor.

TEKİRDAĞ OLAYINA BAKALIM!

Onun için fantezi, popülist cümleleri bırakıp gerçekleri konuşmak lazım. Eğer Hükümet nüfusun artmasını bu kadar çok istiyor ve “vatandaşının yaşamasını” düşünüyorsa kadınların kürtajına değil, henüz iki gün önce Tekirdağ’da karanlıkta araba vapurundan çıkan ve işaret olmadığı için üç karış yerde denize uçarak (dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyecek, benzersiz bir ihmal nedeniyle) hayatını kaybeden 4 vatandaş örneğine, odalarında soba yakarak zehirlenen veya yanan gencecik insanlara, savaşta kaybedilmiş gibi her yıl binlerce insanın ölümüne neden olan trafik kazalarına bakmalı.. Bunları önlediler ve her sorun bitti de nüfusu arttıracak bir tek “kürtaj ve sezaryen” mi kaldı?

DÜNYA BASININDA..

Wall Street Journal kürtaj konusu ortaya atılır atılmaz “Bu Türk Hükümetinin söylem yoluyla vatandaşın yatak odasına ilk girişi değil, yıllardır ‘3 çocuk politikası’ndan söz ediyorlar” diye yazdı.. Bu gazeteye kızıyorlar ama arkadan diğerleri geldi; NewYork Times, İngiliz Independent, Fransız Le Monde, İtalyan La Stampa benzer tepkilerle Başbakan’ın ve Hükümet’in kürtaj baskısını “aşırı otoriterliğe” bağladılar, “demokrasilerde böyle bir baskının olmaması gerektiğini” vurguladılar. Dünyayı hayrete düşürmek sonucu değiştirecek mi, bence yine hayır..

TECAVÜZ BEBEĞİ İSTEYECEĞİNE..

Bakan Akdağ kürtaj yasası uygulanmaya başlanınca sorunların biteceğini, insanların “normal doğum planlama yöntemlerine yöneleceğini” söylüyor ve “Down Sendrom”lu çocuk olsa bile doğmalı, onun da yaşama hakkı var diyor. Bilinçli insanlar zaten normal doğum planlama yöntemini kullanır ama burası kazık kadar sapıkların küçücük çocuklara tecavüz ettiği halde kurtarıldığı, toplu tecavüzde bile sapıkların serbest bırakıldığı, ilkokul çağında çocukların babaları tarafından para karşılığı “evlendirildiği” ve bu suçların hesabı sorulmayan komik bir HUKUK (!) devleti..

O zavallı çocuklar hamile kalınca ölüm tehlikesi altına giriyor, sizin “normal planlama yöntemlerinizi” de bilmiyor, ne olacak? Bugüne kadar devlet böyle durumlarda kalan tüm çocukları korudu mu ki, hala “aile içi tecavüz” felaketiyle yaşamaya mahkum çocuklardan hiç söz ediyor mu ki bunları söyleyebiliyoruz?.. Bu arada TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı’nın “Bosna’da tecavüze uğrayan kadınlar da doğurdu, tecavüz sonucu hamile kalanlar da doğurmalı” sözleri ise gerçekten lafın bittiği yerdir, yorumu bile olamaz böyle saçma bir çıkışın.. “Bu dehşet verici öneriler yerine tecavüzleri önlemek için çalışın, ne yaptınız” diye sormak lazım!

BAKAN AKDAĞ İNCELEDİ Mİ?

Down Sendrom’lu çocuğun doğmasına gelince.. Batı’da bu hastalığı hamilelikte fark edip doğumu engelliyorlar. Ben bu hastalığı “fark edilmeyip de doğan” çocukları İngiltere’de çok yakından gördüm ve inceledim, acaba Bakan hiç gördü mü? Hayat boyu kendine de, aileye de büyük sıkıntı ve mutsuzluk kaynağı olarak yaşıyorlar (kimseyi incitmek istemem, doğmuş evladı için aksini söyleyenler olacaktır ama bu hastalık diğer “engel”lere benzemiyor.). Onun için önce inceleyip sonra konuşmaları lazım, bu konular “insanların hayatı”, oyuncak değil..

EĞİTİM, SANAT, SPOR, KÜRTAJ!

Bir de “benim şahsi görüşüm sezaryane karşıyım” diyenler var ki o da ayrı komedi.. Burada meselenin şahsi görüşlerle ilgisi yok, mesela “ters gelen bebekler”de anne ölüm tehlikesi yaşıyor ama hastaneler “yaptırımdan sonra” yine de normal doğuma zorlayacak, 15-20 saat anneye o tehlikeyi yaşatacak, belki bebeği çekme yolu denenerek bebek sakatlanacaktır. Sezaryen kararını “korkmadan” kim verebilecek bu durumlarda?

Siyasetçiler jinekolojik kararları kendi uzmanlarına bırakmalılar, eğitimi, sanatı, sporu ve her şeyi en iyi onlar biliyor ve uzmanlar yerine karar veriyorlar ama bu “kürtaj ve sezaryen” konularında “can” söz konusu, inatla yapmak can kazandırmayacak, çok can kaybına neden olacak!


*****


Demokrasinin kalitesi

Dün Kemal Kılıçdaroğlu’nun “demokrasinin kalitesi”nden söz ederken sorduğu iki soru çok önemliydi.

“Türkiye’de demokrasinin kalitesini görmek isteyenlerin iki soruyu cevaplamasını istiyorum” diyordu; “Tayyip Erdoğan’ı eleştirirsem başıma bir şey gelir mi? Acaba telefonlarım dinleniyor mu?”

Kılıçdaroğlu bu iki sorunun cevabının Türkiye’deki demokrasinin kalitesini vereceğini söylüyor, sizce de çok iyi seçilmiş sorular değil mi? Sizce de “büyük çoğunluğun cevapları birbirini tutacak” değil mi?

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız