İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Ateş; aşk ile değil öfke ile yaktığında...

Ateş; aşk ile değil öfke ile yaktığında...

22 Mayıs 2012 Salı, 08:08

Leyla İpekçi /ZAMAN

İnsanın 'güzel' ile olan ilişkisi bozuldukça kâinattaki değerini layıkıyla bilemez oldu.

Doğayı tahrip etmek bize çeşitli kapitalist gerekçelerle 'güzel' olarak sunuluyor mesela. Romanlarda, filmlerde kötü karakterler kazanıyor. Onların kazanması kötülüğü güzel gösteriyor bize. Öfkeyi, nefreti, intikamı öven sanat eserleri insan ruhuna yaptıkları tahribatı görmezden geliyorlar. Belki şöhret, maddiyat, belki rekabet ve hükmetmek adına.

Kibir, haset, hırs, tahakküm... Bunlar nefsin emrettiği kötülükler. İnsanı 'günah işlemeye' sevk eden tuzaklar. Bunlar 'güzel' (dolayısıyla iyi ve sevilen) olarak sunuldukça kötülük yaygınlaşıp güçleniyor. Hayatta bunun karşılığı ne? Tohumlar çalınıyor, çiçekler 'kendi' kokularından uzaklaşıyor, toprak kayması şiddetleniyor, dereler kuruyor, arılar bal yapmaz oluyor.

'Kötü karakter' hayatımızın her alanında yaptığı tahribat ile güç kazanıyor ve güçlendikçe haklılığını dayatmaya başlıyor. Güçlü olanın hakkını savunmak, hakkın hakikat ile olan ilişkisini de çürütüyor içten içe. Çirkinleşiyoruz ve bu bize yine de güzel gözüküyor! Bu, tam da hakkın inkar edilişi değil midir!. Toprak kayıyor, su kuruyor, hava kirleniyor, ateş aşk ile değil öfke ile yakıyor.

'Kötü karakter'lerin en müthiş örneklerini kurgulayan profesyonel sanatçılar, kötülüğü sinsice yapanların 'kurgu'larına ise müdahale etmiyorlar. Mesela Irak'ı yalan gerekçelerle işgal edip \'bizi çiçeklerle karşılayacaklar\' diyorsunuz. Bu arada bir milyon kişi haksız yere ölüyor. Ama siz kurguladığınız binbir 'kötü karakter'le dünyanın her yanına 'güzel hikayeler'inizi satıyorsunuz.

Kötülüğü güzel gösteren gerekçelere başvurarak gerçeği kurgulamak. Bu, başta da belirttiğim gibi insanın asli tabiatından kaynaklanan hiyerarşik sıralamayı bozuntuya uğratıyor. Tanrı-İnsan-Kâinat ilişkisini. İnsanlık kötülüğü güzel göstererek kendi nefsine zulmettikçe, tabiata, eşyaya ve kâinata da zulmetmeye başlıyor. Bu zulmü mahlûkat arasında ancak insan yapabiliyor!

Tanrı İnsan Kâinat hiyerarşisini nasıl bozduğumuza geleyim. İnsandaki 'sanatçı ruh' öncelikle 'kendini gerçekleştirmeye' yöneliktir. Kötülüğü emreden nefsini belirli bir farkındalık sonucu kınamaya ve Rabbiyle gönüllü bir rıza ilişkisine girmeye doğru evrilen narin ve çok incelikli bir 'sanatçı ruhu'ndan bahsediyorum tabiri caizse. William Chittick der ki: \'İnsan müstakil bir âlem olduğu için, kâinat olmadan da varolabilir. Ama kâinat insan olmadan tam bir ilahi suret değildir.\' İbn Arabî de şöyle der: \'İnsan kainatın ruhudur.\'

Aynada bir yansıma kâinat. İnsan da öyle. Bizzat O değil! Bu akis ne kadar nurlu ve net olursa, o kadar 'güzel' gösterecektir ayna O'nu. Mutlak Güzel'i ifade etmek imkânsızdır ama bize düşen, güzelliğin tecellilerini görebilmek, gösterebilmek. Bazen her şeyde buluyoruz güzelliğin tecellilerini. İçimizde onu 'kendi imkânlarımız ölçüsünde ifade etme hevesi' uyanıyor. Şiirle, resimle, minyatürle. Bazen ise güzelliği her şeyde değil, sadece bazı şeylerde buluyoruz.

Zulümle örtülmüş oluyor çünkü güzelliğin cevheri. Çamurdaki nuru duyumsamak zorlaşıyor. Ama her koşulda ilahi güzelliğin bölünüp parçalanamayacak bir nitelik olduğunu da seziyoruz değil mi? Nereden geliyor bu sezgi?

'En güzel surette' yaratılmış olmamızdan belki. Bizler bütün güzelleşmiş hallerimizle ancak akisiz, yansımayız. Mecazız. Kendimizde tecelli eden 'ilahi isimleri' bildikçe, nefsimizin perdeledikleri kalkmaya başlıyor ve 'aslı'mızı (Rabbimizi) daha 'kesintisiz' bilmeye başlıyoruz. İnsanlaşabilmek için asli derdimiz şu o halde:

Hangi ilahi surette yaratılmışsak, onu layıkıyla bilebilmek, onda gerçekleşebilmek. Bu yola 'kendini gerçekleştirme' yolculuğu diyorsak, bir 'seyr ü süluk' ise bu... Metaforik olarak 'sanat eserimiz'in icrası da diyebiliriz ona.

\'Her şeyi İnsan için, İnsan'ı Kendim için yarattım\' Kudsi Hadisi, kendimizi tıpkı bir sanat eseri gibi gerçekleştirme arzumuzun bir tür güzelleşme serüvenine dönüşmesinin ölçüsünü önümüze koyar. İşte yukarıda bozulduğunu söylediğim Tanrı İnsan Kâinat hiyerarşisini böyle algılıyorum.

Ve diyorum ki: İnsanın güzel ile olan ilişkisi bozuldukça kâinattaki değerini (yani bu sıralamayı) layıkıyla bilemez oldu. Ya \'Tanrı'yı öldürüp\' yerine kendini koyarak sadakat, tevazu ve bağlılığı küçümsedi. Ya da kendi hiçliğinin anlam katmanlarını göz ardı edip kâinattaki değerini unutarak tahakküme, sömürüye, tahribata başladı.

İnsanın 'en güzel surette' yaratılmış olmasının ilk sırrı, güzelliği yaratmasının imkânsızlığını idrak etmesindeydi. Evet, biz güzeli ancak keşfedebiliyoruz. En değerli sanat eserimiz bu keşiften ibaret! Ama bu o kadar değerli bir keşif ki, nihayetinde güzelliğin cevherine varmaya talip!

Her şeyin ilk örneğiyle, en güzel şekliyle var edilmesinde, insanın -kâinata son eklenen değer olarak- bir dahli olmadı. Biz kendimizi, ilk örnekle kendi içimizden yaratmış değilizdir. Öyle olsa kendimize (nefsimize) her koşulda hükmümüz geçerdi.

Artık soruyu Dostoyevski'nin kötülüğü sorgulayan karakterlerinin sorduğu gibi soralım: \'Tanrı varsa, neden izin veriyor bu kadar kötülüğe? Neden masumlara gazap ediyor?\' Birkaç yazıdır devam ettiğim 'kötü karakter' okumalarına gazap isimlerinin de 'güzel isimler'e dahil oluşuyla devam edeceğim inşallah. Ve tabii her şeyin çekirdeği ve mayası olan Hakikat Nuru'yla.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız