‘İMAMIN ORDUSU’NDAN SAİD NURSİ’YE

31 Mart 2011 Perşembe, 12:49

MEHMET TEZKAN / MİLLİYET

İMAMIN ORDUSU’NDAN SAİD NURSİ’YE


Son günlerde okuduğum on yazıdan sekizi İmamın Ordusu’na ait.. Savcıdan çok savcılık yapanlar da var..
Basılmamış kitabın suç sayılmasına, imha edilmesine ayıptır diyen demokratlar da..
Şimdi birinciler, ikincileri sizin demokratlık odağınız kaymış diye suçluyor..
Veriyorlar, veriştiriyorlar..
Eski kafalısınız diyorlar..
*
Dün basılmamış kitap toplama furyasına bir yenisi daha eklendi.. Zekeriya Beyaz’ın Said Nursi üzerine yazdığı kitabın taslaklarına, notlarına el konulmuş!
*
Medyada kendine savcılık misyonu yükleyenler bu yapılanları şöyle izah ediyor..
Kitap daktiloyla değil, bilgisayarda, elektronik ortamda yazıldığına göre, o andan itibaren suç işlemeye başlanıyor..
Bu sebeple basılmasını beklemeye gerek yok..
Zaten yazdığın metin basılmadığı için kitap da olmuş olmuyor.. Düşünce suçuna girmiyor..
Ne oluyor..
Örgütsel doküman..
Kitaba birkaç kişi yardım etmişse, birkaç kişi iyi olmuş, kötü olmuş, burası eksik olmuş, şunu unutmuşsun diye not düşmüşse, bu durum kanıtlanmasa bile iddia halindeyken bile ne oluyor?
Örgütsel faaliyet..
*
Kendini demokrat, herkesi avanak sananlar şimdi yakın çevrelerine de ateş etmeye başladı..
Vay efendim nasıl olur da hukuki hata dersiniz..
Nasıl olur da kişisel ve hukuksal mücadelenin iç içe girdiğini iddia edersiniz..
Nasıl olur da yasalara göre suç olanla, soruşturmayı yürütenlere göre suç olanın birbirine karıştığını söylersiniz..
İş giderek İmamın Ordusu’ndan çıktı..
Hizadan çıkmayalım, bizim işimiz; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapılana edilene kılıf bulup savunmak diyenlerle..
Hizadan çıkıp, yanlışı söylerim kardeşim diyenlerin itiş kakışına dönüştü..
*
Biz yine de İmamın Ordusu’nun rotasından çıkmayalım.. Bence bu konuda en şahane tespiti Bekir Coşkun Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde yazdı:
Kimse okumadı kitabı..
Ama en çok şeyi bu kitap anlattı..
(...)
Kimsenin okumadığı ve kimsenin görmediği kitabı üstelik herkes anladı da..
(...)
Ömründe hiç kitap okumamışlar, kitap okumayı aklından geçirmemişler, yaşamında eline kitap almamışlar, kitap yüzü görmemişler..
Kitabın anlatmak istediğini anladılar..
*
Cumhurbaşkanı Gül de savcının kitabın reklamını yaptığını ima etmiş.. Büyük bir PR çalışması olduğunu söylemiş ve eklemiş; herhalde on bin satacak kitap şimdi yüz binlerce satacak..
*
Durun bir dakika.. Durun..
Kitabın üzerine odaklandık, kitap üzerine tartışmaya daldık.. On bin mi satar yüz bin mi satar derken kitabın yazarını unuttuk..
Ortada vahim bir durum var..
Yazarı bu kitabı yazmaya kalktığı için terör örgütü üyesi olmak suçuyla tutuklandı, ne kadar tutuklu kalacağı belli de değil..
*
Prof. Beyaz’ı da aynı akıbet mi bekliyor? Onun kitabı da basılmadığı için örgütsel doküman mı sayılacak?



Maliye’nin işi bu değil ki..
CHP, ‘aile sigortası’ kavramını ortaya attı.. Gerçi doğru düzgün, en alttakilerin de anlayacağı basitlikte anlatamadılar, insanlar sistem hayata geçerse eline ne geçeceğini pek anlayamadı ama seçim kampanyasının lokomotifi oldu..
Hükümet adamları her gittikleri yerde her çıktıkları ekranda aile sigortasına kaynak bulunamayacağını anlatmaktan helak oldu..
Kendi projelerini bıraktılar, varsa yoksa aile sigortası..
*
Önceki gün ekranda Maliye Bakanı’nı gördüm.. Şık değildi çünkü, maliye bakanlıkları öteki bakanlıklardan farklıdır, biraz hesap kitap bakanlığıdır, kaynak bulma bakanlığıdır, politika yapma, laf yetiştirme, başka partinin hesaplarını çürütme bakanlığı değildir..



Koca belediye 50 kuruşa muhtaç mı?
Metronun son durağı Darüşşafaka.. Hastane tarafından çıkarsanız, oraya sekiz araçlık cep yapılmış.. Taksiler trafiği tıkamadan metrodan inen yolcularını alsın, çevredeki sitelere götürsün diye..
Geçenlerde baktım cebin başında bir belediye görevlisi (İSPARK) yanaşan taksilerden fiş keserek 50 kuruş alıyor.. Bir taksi günde on defa müşteri almak için yanaşsa 5 lira eder.. Öğle yemeği kadar.. Hatta daha fazla.. Adam zaten arabanın gazını zor çıkartıyor, benzinliyse hiç çıkartamıyor..
Koca belediyenin 50 kuruşa ihtiyacı mı var? O cep kimin parasıyla yapıldı, kimin için yapıldı?