İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Herkes kendi darbecisi ile uğraşıyor ve müdahillik...

Herkes kendi darbecisi ile uğraşıyor ve müdahillik...

23 Nisan 2012 Pazartesi, 08:46

Celalettin CAN /Özgür Gündem

Ankara’daki 12 Eylül davasının belki en zayıf noktası sanıkların bir başına darbe yapma ile suçlanması oldu. Böyle olduğu içindir ki avukatları “Kurucu İrade” fikrini ortaya attı. Bunun anlamı şu: 12 Eylül darbesinin girişim olarak kalmadığı, devletin yeniden kurulduğu ve işte bu 12 Eylül devletinin, devletler hukuku çerçevesinde uluslararası hukukun güvencesi altına girdiği... Kısacası sadece darbe yaptıklarından dolayı sanıkların yargılanması ve mahkumiyet cezaları almaları sıkıntılı bir durum?

Şu bir gerçek, uygun bir toplumsal iklim doğduktan sonra herkes yargılanır. Yasa uygun değilse, toplumsal iklim ile yasa arasındaki çelişki bir şekilde çözülür. Ne var ki ortada bir toplumsal iklim yok. Egemen oligarşinin siyasi alana yansıyan çelişkilerinin yarattığı çatlaktan yürüyoruz. Üstelik 12 Eylül hukuku ile yönetilen bir ülkede, 12 Eylülcülerin yargılanması gibi bir garabete tanıklık ederek ilerliyoruz. MHP liderlerinin 12 Eylül mahkemesinde ifade ettiği ‘fikri iktidarda, kendi cezaevinde’ gibi bir durum yaşanıyor. Gerçi MHP yargılanmıştı, ama bundan demokrasi çıkmamıştı. Şimdi de darbeciler yargılanıyor, göründüğü kadarı ile bundan da demokrasi çıkmayacak. Bizim yaptığımız ‘Karşı Kürsü’ perspektifiyle 12 Eylül davasını olabildiğince olumlu yönde etkileme, tüketileceği tüketme çabası. Gerçekten bir başına darbe yapma ile sınırlı bir yargılama sıkıntılı bir durum. Üstelik 32 yıldır tüm hükümetler ülkeyi darbe yasalarıyla yönetmiş. ‘Mademki onlar darbe yapmakla suç işlemişler, siz ne diye darbenin tezahürü olan yasalarla ülkeyi idare ettiniz?’ sorusuna verilecek mantıklı bir cevapları yok. Çünkü mesele bir başına tarihteki 12 Eylül’ü yargılama değil, bir noktada bunun önemi de yok, süren 12 Eylül ve sürdüren 12 Eylülcülerle hesaplaşmadır asıl mesele.

Bu da davayı genişletme, hak ve özgürlüklerle ilişkisini kurma, yapılmadığı oranda hükümeti teşhir etme, alternatif adalet ve demokrasi arayışını zorunlu kılıyor. En önce de davayı genişletmeyi. 12 Eylül darbecileri ile 12 Eylül öncesi olaylar arasında ilişkinin kurulması gerekiyor. Çünkü 73’lerin başında nispi istikrar içinde olan bir toplumun istikrarsızlaştırması ile darbe arasında kurulacak somut ilişki ëKurucu İrade’ düşüncesine meşruiyet alanı bırakmaz. En önemlisi darbeden sonraki durumdur. Darbecilerin devlet olması onlara işkence yapma, insanlık suçu işleme hakkını vermez. Anayasanın Geçici 15. Maddesi ile koruma altına alınan cunta görevlileri bağlamında, Erdal Eren’in yaş meselesine rağmen asılması, Diyarbakır cezaevinde yaşatılan vahşet, Mamak, Metris, Erzurum, Elazığ Askeri cezaevleri, polis ve askeri birimlerdeki işkenceler, yargısız infazlar, kayıplar vb. insanlık dışı uygulamalarla 12 Eylül darbecileri arasında kurulan ilişki süreci bir ölçüde bütünler.

Buna karşılık mahkeme, yeterli belge sunulamadığı gibi gerekçelerle müdahil miktarını en aşağıya çekiyor. Darbe döneminde işkence gördüğümüze dair nasıl belge vereceğiz ki... İşkence gören insanlar doktora bile sevk edilmezdi. Doktorların rolü daha çok yara bere içinde kalmış olan bizleri yeniden işkenceye hazır hale getirmekti. Bunu geçelim, Erdal Eren içinde belge bilgi istenmez ki... Mahkemenin yapması gereken, 12 Eylül’de haksızlığa uğrayan herkesi dinleme, kayıtlara geçme, herhangi bir devlet biriminde bu yönlü kayıt, bilgi, belge varsa bunları toparlama, sadece mağdurları değil, mağdur edenleri de dinleme, netice olarak bir sonuca varma olmalı. Ayrıca mesele darbecilerin ceza almaları değil bir başına, toplumun olan bitenleri bilmesi, gerçekle yüzleşmesi ve hesaplaşması, aynı şeylerin bir daha olmaması için ne yapabiliriz, bu yönlü kolektif bir düşüncenin gelişmesidir mesele...

Anlaşıldığı kadarıyla 12 Eylül ile ilgili herhangi bir hazırlık yapılamadan mahkeme açılmış. Durum bu olunca, mahkeme kendi eksikliğini bizlerle gidermeye çalışıyor. ‘Müdahil mi olmak ve yargılatmak mı istiyorsun, belge getir’ mantığı bizim için yeni değil. 12 Eylül döneminde işkence altında kendi aleyhimize ifade verme, sözde karıştığımız olaylarla ilgili kanıt isterlerdi. İddianameler bu temelde hazırlanır, mahkeme kararları bu temelde verilirdi. Mantık aynı. Bu aslında hükümetin 12 Eylül yargılaması ile ilgili bir hazırlığının olmadığı gibi böyle derdinin de olmadığını ortaya koyuyor. Bu anlayış doğru değil, ama maalesef herkes kendi darbecisi ile uğraşıyor. Hükümetin derdi Ergenekon ve 28 Şubat. 12 Eylül sol’la ilgili ve sürekli kamuoyunun gündemine getirilmesi, Ergenekon ve 28 Şubat karşısında çift standart eleştirisi karşısında zorunlu olarak kabul ettiği bir şey, ama yargılama diye bir dert ve bir hazırlık yok. Biz yüklenmezsek biçimsel bir yargılama ile 12 Eylül işi bitirilecek, sonra ‘bak ben tüm darbecileri yargıladım’ denecek.

Öyleyse 12 Eylül davasını takip edelim. Belge bilgi yağdıralım. Müdahillik meselesini zorlayalım. Ardından Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nin geldiğini, onda belge bilgi, tanıklık problemi olmadığını, Hakikat Komisyonu üzerinden bunun köklü bir şekilde çözüldüğünü, 12 Eylül yargılamasının asıl Diyarbakır’da olacağını bilen bir noktadan, Ankara’nın sonuçlarını Diyarbakır’a yansıtalım.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız