İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

Cumhurbaşkanı adaylarında aranan 'nitelikler'

Cumhurbaşkanı adaylarında aranan 'nitelikler'

23 Nisan 2012 Pazartesi, 07:44

KÜRŞAT BUMİN/Yeni Şafak

Ben bu yazı için masaya oturduğumda Fransızlar yeni cumhurbaşkanı seçiminin ilk turu için sandık başındaydılar. Bakalım ikinci turda cumhurbaşkanı olmayı garantilemiş görünen Sosyalist Parti'nin adayı Hollande, ilk turun sonucunda da listenin başına yerleşebilecek mi? İlk turun merakla beklenen bir diğer sonucu da, 'Sol Cephe'nin adayı Melenchon'un Le Pen'in kızı Marine Le Pen'i geride bırakıp bırakmayacağı.

Bildiğiniz gibi bu seçime on aday katılıyor. Ülkenin hemen her siyasi kanadının bir adayı var. Bu çeşitliliğin demokrasilerin vazgeçemeyeceği bir kuralı yansıttığı kuşkusuz. Ayrıca bu on adayın çok farklı yaş gruplarına dahil olduklarını da gözlemliyoruz. Mesela, 60'lı yaşlarını süren birçok adayın karşısında yarışa giren Troçkistlerin adayı henüz otuzlarında genç bir kadın. Bu ayrıntıyı şunun için hatırlatıyorum: Fransa'da cumhurbaşkanı adayı olabilmek için bizde olduğu gibi (Anayasa / Madde 101) 'kırk yaşını doldurmuş' olmak gerekmiyor, 18 yaşında olmak yetiyor... Fransa'da dün birinci turu gerçekleşen seçimlere katılan adayların hepsi yüksek öğretim yapmış. Ancak bu seçimlere 'yüksek öğretim yapmamış' bir aday da pekâla katılabilirdi. Çünkü bu ülkede bizde olduğu gibi adaylarda 'yüksek öğretim yapmış' olmak şartı da aranmıyor. İşin doğrusu da bu değil mi zaten? Demek ki nüfusunun büyük çoğunluğu 'yüksek öğretim yapmamış' ve yine büyük çoğunluğu otuz yaşın altında olan vatandaşlardan oluşan Türkiye'de cumhurbaşkanı adayı olabilmek 'küçük bir azınlığa' tanınmış bir hak durumunda!

Bitmedi; Türkiye'de cumhurbaşkanı seçimine aday olabilmek için söylediğimiz bu şartları yerine getirmek de yetmiyor. Bu sonuncu şartı da Anayasa'dan aktaralım: 'Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden ve Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.'

Yani özetle, Türkiye'de cumhurbaşkanı seçimi adaylarını tespit etmek - teorik ve pratik olarak- TBMM üyelerinin tekeli altındadır.

Oysa bakın dün sandık başına gidilen Fransa'da cumhurbaşkanı seçime katılacak adayların tespiti için temsil mekanizmasına öncelik veren nasıl bir yöntem icat edilmiş: Fransa'da cumhurbaşkanı seçimine aday olma şartları epeyce değişiklik geçirdikten sonra '500 imza'yı toplama şartına bağlanmış. Peki bu imzaları kimlerden toplayacaklar?

İmzalar 36 bine yakınını belediye başkanlarının oluşturduğu 40 bin dolayında 'seçilmişler'den sağlanıyor. 'Seçilmişler', yani milletvekilleri, senatörler, belediye başkanları, Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, 'il idare kurulu üyeleri' benzeri kimseler vb. Ayrıca bu bir ilin seçilmişlerinden toplanan imzaların toplamı imzaların (500) 1/10'unu geçmeyecek.

Ne dersiniz, adaylık şartları niçin bu derece özenle belirlenmiş olabilir acaba? Buradaki mantık -hiç şüphesiz- bir taraftan 'aday enflasyonu'nun önünü keserken diğer taraftan da aday olabilmeyi sadece milletvekillerinin ve barajı geçebilmiş partilerin insafına terk etmemektir. Fransa'da böylece, 1981'den beri sayıları 9 ile 12 arasında değişen cumhurbaşkanı adayları, radyo ve televizyonda kendilerine tanınan eşit haktan yararlanarak bin bir çeşit politikalarını seçmene duyurabilmişler.

Gelelim Fransa'da dün yapılan cumhurbaşkanı seçimine katılan adayların seçmenin karşısına nasıl bir hazırlık yaparak çıktıklarına:

Bir gazete bu konuya ilişkin güzel bir yayın yapmış. 10 adayı sıralayıp, dört üst başlık altında topladığı ülke sorunlarına her adayın ne çözüm önerdiğini sıralamış. Seçmen- okur karşılaştırıp karar versin diye...

Bu yayına göz atan her okur-seçmen (kafasına göre!) üst başlıklar altında sıralanan onlarca konu-sorun hakkında adayları testten geçirebiliyor. Önceliğiniz 'işsizlik' sorunu ise bakalım sağdan-soldan on aday bu konuda neler öneriyor. Bu soruna cevaben 'İşe alınmada Fransızlara öncelik tanınsın' diyen Marine Le Pen'i mi tercih etsin, yoksa 'Ekonominin ekolojik dönüşümü sonucu 5 yılda 600.000 kişiye iş'ten söz eden Eva Joly'i mi? Öncelik verdiği konu-sorun 'konut' ise, yılda 200 bin sosyal konut vaadeden Melenchon'u mu tercih etsin, yoksa çıtayı 5 yılda 2.5 milyona kadar yükselten Hollande'ı mı? (Bu arada isterse, 'sosyal konutlar önce Fransızlara' diyen Marine Le Pen'i de seçebilir tabii ki!) Ülkedeki seçim sisteminin reforme edilmesinden yana ise oyu, Fransa'da yaşayan bütün yabancılara her seçimde oy kullanabilme hakkını savunan Troçkist aday Arthaud veya Joly'ye mi, yoksa yabancılara sadece yerel seçimlerde oy kullanma hakkını vereceğini ilan eden Holllande veya Melenchon'a mı gitsin? 'Savunma' konusunu en önemli sorun olarak görüyorsa, Afganistan'daki Fransız askerlerini geri çekeceğini açıklayan Hollande, Joly ve Melenchon'a yönelmek mi yoksa halihazır durumun devamından yana olan adaylara yönelmek mi yerinde bir seçim olur? Ya da diyelim ki homoseksüellerin evlenebilmelerini ve çocuk evlat edinebilmelerine çok önem veren bir okur-seçmenin karşısına çıkan şu aday vaadleri: Arthaud, Hollande, Joly, Melenchon her iyi düzenlemeye de taraftarken, Marine Le Pen ve Sarkozy böyle bir düzenlemenin karşısındalar. Seçim tabii ki seçmene ait...

Fransa'da bu seçim dolayısıyla (da) karşımıza çıkan bu yaklaşım bolluğu da özenilmeyecek türden değil doğrusu... Seçmenlerin sandık başına giderken 'Emeklilik'ten 'Vergilendirme'ye, 'Banka ve Finans'tan 'Tarım ve Balıkçık'a, 'Ayrımcılık'tan 'Kültür'e, 'Banliyöler'den 'Enerji'ye, 'Seçim Sistemi'nden 'Adalet-Polis'e, 'Uluslararası Politika'dan 'Göç'e.. onlarca konu-sorun hakkında önlerine getirilen farklı programlara –kime oy verirse versin önemli değil- hiç değilse kulak kabartması 'siyaset'e katılımı demokrasi için vazgeçilmez kabul edenleri sevindirici bir tablo değil midir?

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız