İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Evren’i sevenler kulübü!

Evren’i sevenler kulübü!

08 Nisan 2012 Pazar, 08:16

Ruhat Mengi /VATAN

Tabii buna “Evren ve Darbesini sevenler, koruyanlar kulübü” de denebilir.. “12 Eylül ile mimarı Kenan Evren”in yargılanması başlayınca ve binlerce kişi buna destek verip, yüzlerce kişi ve kurum “davaya müdahil” olunca ortaya çıktılar ve başladılar “destekleyen veya müdahil olanlar”a verip veriştirmeye..

Türkiye’de anlaşılamayan noktalardan biri de budur zaten; kendin beğenmiyorsan bunu ve nedenlerini yazar, söyler geçersin değil mi? Hayır, bu beyler (çoğu öyle) kendi görüşleriyle ilgilenmekten çok diğerlerine saydırmakla ya da kendi zekalarını pek parlak bulup aşağılamaya çalışmakla filan meşguller.. Neymiş efendim; darbe değil, Evren yargılanıyormuş, 100 yaşında adam yargılanıp da ne olacakmış, bir koro bunu alkışlıyormuş, 12 Eylül döneminde birbirini öldürenler bile şimdi aynı safa geçmiş vs.vs..

BUNA DA DEMOKRASİ Mİ DİYECEKSİNİZ?

Tamam, diyelim ki gerçekten pek parlak zekalarınız, pek derin bilgi birikiminiz vardır, diğer meslektaşlarınıza saydırmayı da seviyorsunuz.. Diyelim ki söyledikleriniz de doğru, peki bu kadar utanç verici, milyonlarca mağdur yaratmış, yüzlerce cana mal olmuş, Türkiye tarihinin en büyük darbelerinden biri konusunda herkes sizin o parlak görüşlerinizi paylaşmak zorunda mı? Bu nasıl demokrasi anlayışıdır ki böyle bir beklentiniz olabiliyor?

YARGILAMA DOĞRU YAPILACAK MI?

Şurası doğru, bu yargılamanın düzgün şekilde yapılacağına (yargı bağımsız olmadığı için), doğru kararlar çıkacağına, darbe ve darbecilerle birlikte “12 Eylül öncesindeki şartları” oluşturanların, bugün rahatça “darbe değil, ‘iddiaları’ üzerine bile tutuklanmış insanları darbeci, terörist diye suçlamalarına rağmen” ama kendileri örneğin 12 Eylül döneminin önemli bürokratı olanların da hesap vereceğine inanmayan çok kişi var.. Haklı oldukları; “o iddialarla” yüzlerce kişi hapse tıkılmışken “mahkemenin Evren ve Şahinkaya için tutuklama talebini reddetmesiyle” ortaya çıkıyor.

ŞÜPHE YARATAN DİĞER NEDEN..

Ayrıca “darbeler yargılanıyor” diye ortalık inletilirken, gerektiği her anda, mesela seçim öncesinde siyasi kişiler (ve yabancı medya) tarafından “muhtıra” olarak kullanılan kapı gibi “27 Nisan muhtırası”nı ve yazan Paşa’yı kimseciklerin ağzına almıyor olması da 12 Eylül yargılamasındaki samimiyeti şüpheli hale getiren bir başka nedendir. Bunun neden aynı kapsamda soruşturulmadığının açıklaması var mı? Halka bu açıklanmalı değil mi? “O muhtıra değildi” diye konuyu kapatmak olacak iş mi?

DEVLETTE HAREM-SELAMLIK

Dün Mardin Artuklu Üniversitesi’nde “Said’i Nursi Sempozyumu” yapılmış. İlk defa bir devlet üniversitesinin çatısı altında “harem-selamlık” oturma düzeniyle.. Eh din-inanç ko nuları bir kez devlet sisteminde egemen hale getirildi mi artık hiçbir şeye şaşırmayacaksınız. Derslere imam da girer, harem-selamlık düzeni okullara da iner, olur bunlar, bir bakarsınız sıradanlaşmış, alışmışsınız.. Sempozyuma katılan Gaziantep Gazikent Üniversitesi Rektörü İbrahim Özdemir de “27 Mayıs’a kadar tüm darbelerden hesap soralım” demiş ama orada da 27 Nisan’dan bahis yok.. Hep unutuluyor.

Bütün bunlara rağmen.. 12 Eylül’ün yargılanması öncelikle o darbenin veya diğerlerinin mağduru olmuş kişileri, sonra da isteyen herkesi memnun eder, isteyen müdahil olur, kimsenin de bir şey söylemeye, gruplar halinde “gerçek bir darbeciyi korumak” için onlara saldırmaya hakkı yoktur. Neymiş efendim; “Evren olanlara çok üzülüyor”muş.. Geç oldu biraz, yarattıkları mağdurlar ve aileleri de 32 yıldır çok üzüldüler, bazılarının üzülecek vakti bile olmadan göçtü gitti.. Yufka yürekliliğin bile yeri ve zamanı vardır, darbe yapmayanlar içerdeyken aleni bir darbeciye yufka yüreklilik komiktir. Kendisi olmadan, gıyabında mahkum edilmesi bile yeterli!


*****


O asker ailelerine ne diyeceğiz?

Daha önce yazdım biliyorsunuz; ‘İran veya Suriye ama ABD bizi mutlaka bir savaşa itecek’ dedim. ABD’li yazarların bile “Suriye ile savaşa girme kararı Türkiye için intihar demek olur, Amerika kendi çıkarı için Türkiye’yi buna zorluyor” dediğini ve bunun İran TV’sinde yayınladığını yazdım. İran’ı kızdıracak gelişmeler olduğu takdirde Başbakan Erdoğan’a İran’da gösterilen saygıdan eser kalmayacağını, Ahmedinejad’ın gülümsemesine güvenilmeyeceğini yazdım.

Ve bir de “füze kalkanı” Malatya’ya konmuş ve radar aktif hale getirilmişse artık İran’ın lafla ikna olmayacağını anlattım. Şimdi Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz “Suriye için her duruma hazırlıklı olmalıyız” diyor. İran’dan siyasetçiler hem “Türkiye’yi emperyalizmin taşeronu”olmakla suçluyor ve “asıl siz dürüst değilsiniz” diyor. Hem de “Erdoğan sürekli füze kalkanının İran için tehdit olmadığını belirtiyor. Oysa füze kalkanı İran’a karşı kurulmuştur” diyorlar. Ortalık iyice kızışmış vaziyette..

Ben haftalardır hep ABD’nin bizi öyle ya da böyle bu iki ülkeyle savaşa iteceğinden korkuyordum, zira bu konuyu aylar öncesinden planladıklarına inanıyorum. Tek umudum Hükümet’in bu büyük hataya düşmemesi.. Asıl soru şu; terör şehidi analarının feryatları sürerken “Suriye’ye gönderilecek askerler”in analarına ne denecek? “Biz böyle uygun gördük, hadi Allah kavuştursun” mu?


*****


Kaza mı, cehalet mi?

Maden göçüklerinde hayatını kaybeden madenciler için de, hızlı tren faciası için de “takdir-i ilahi” deyip geçiyor ve her “ihmalden doğan faciada” kendimizi böyle rahatlatıyoruz. İyi ama ilahi takdir neden bu tür olayları Batı ülkelerine hiç vermiyor ve hep bizde oluyor, bu soruyu hiç sormayacak mıyız?

Zonguldak’taki 61 yıllık köprünün yıkılmasından önce bu köprünün sağlam olmadığı biliniyormuş ama önlem alınmadığı için yine kaç kişi hayatını kaybetti. Aynı şekilde Erzurum’da göletin ortasında bulunan elektrik direğindeki arızayı gidermek için deniz bisikletiyle yola çıkan gencecik beş işçinin ölümü de büyük bir ihmal sonucu.. Ve sonra sorumlular çıkıp “Hata yapmışlar, deniz bisikletiyle gitmemeleri lazımdı” açıklaması yapıyor. Deniz bisikleti yerine kullanmaları gereken araç neydi peki? Bu araç onlara gösterildi, ne yapacakları öğretildi de mi yapmadılar?

Toplum bu acı olayların hesabını sormadıkça, ilgili kişi ve kurumlardan, bakanlıklardan o hesap istenmedikçe bu acılar bitmeyecek. Beklenen büyük İstanbul depremi için bile gerekenler hala yapılmadı, daha ne konuşuyoruz ki?

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız