Aziz Nesin ve Sivas tahriki!..

23 Mart 2012 Cuma, 07:33

Atilla AKAR /YURT GAZETESİ

Aslında ben bugün için başka bir yazı yazmıştım. Fakat Nazlı Ilıcak’ın CNN-Türk’teki “Dört Bir Taraf” programında Aziz Nesin’e dair sarf ettiği sözlerden sonra vazgeçtim. Üşenmeyip aceleyle bu yazıyı kaleme aldım.

Ilıcak programdaki konuşmasında her ne kadar “Bunun karşılığı da bu olmalıdır şeklinde anlaşılmak istemem...” dese de sonuçta mealen olayın asıl sebebi Aziz Nesin'in tahrikleridir...\' demeye getiriyordu. Yani ki Ilıcak, 19 yıl sonra dönüp dolaşıp işi gene aynı noktaya kilitliyor ve sorumluluğu Aziz Nesin’e ihale ediyordu.
Peki bu yaklaşım ne kadar geçerli? Bence birçok açıdan geçerli değil. Birincisi “Tahrik sebebi” sayılan Nesin’in 1 Temmuz 1993 tarihli konuşmasında Ilıcak’ın yansıttığı türden bir “Tahrik” yoktur. (Bahse girerim Ilıcak bu konuşmayı okumamıştır bile. İsteyen Nesin Vakfı’nın sitesine girip konuşmanın çözülmüş tam metnini bulabilir.) Ayrıca Ilıcak’ın göstermek istediği gibi “Dine inananlar aptaldır” demiyor. Evet, meşhur “Yüzde 60” lafını burada da kullanıyor. Ancak–doğru veya yanlış eleştirilebilir- daha çok siyasi manada kullandığı anlaşılıyor.

İşin en ilginç tarafı, Aziz Nesin’in konuşmasının genel havasının böyle olmaması bir yana, bir bölümünün Alevileri de eleştirmeye ayrılmış olmasıdır. Hz. Ali ile Muaviye arasındaki çelişkiden hareketle bu kavgaları 1000 yıl sonra sürdürmenin anlamsızlığından söz ediyor. Hatta kız alıp vermedeki bağnazlıklardan bahsediyor. Dahası Alevi kültürünün simgesi sazı bile eleştiriyor. Buna karşılık Alevi kitle olgunca dinliyor. Çünkü biliyorlar ki karşılarında bir aydın vardır. Onlar gibi davranmak zorunda değildir.
İkinci ve en önemlisi bizzat Aziz Nesin’in oradaki varlığının bir “Bahane” haline getirilmesidir. Bence Aziz Nesin orada dinden hiç bahsetmese, sırf “Portakallı Pekin Ördeği” tarifi anlatıp ayrılsaydı bile gene de olaylar çıkartılacaktı. Çünkü belli ki birileri sırf bunun için o gün oradaydı. Hadiselerin gelişim seyrinden bunu anlıyoruz.
Olaylardan iki gün önce “Müslümanlar” imzasıyla dağıtılan kışkırtıcı bildiriler, bu bildirilerde Nesin’den “Köpek”, “Şeytan” diye bahsedilmesi, “Gün Müslümanlığın gereğini yerine getirme günüdür” diye çağrıda bulunulması bunu gösteriyor. Ayrıca Aziz Nesin’in konuşmasının bir gün önce olduğu halde olay çıkartmak için Cuma namazı çıkışının beklenmesi, çevre illerden “Aczimendi kılıklı” kişilerin gelmesi, olay esnasında atılan sloganlar, olay sonrası “Şanlı Sivas kıyımı” laflarının edilmesi başlı başına manidardır.

Burada kilit kavram, son derece öznel “Tahrik”tir. Ne var ki Ilıcak’ın dediği gibi “Tahrikçi” Aziz Nesin değil, o günkü kitle içinde “Birileri” ve her daim tahrike açık kitle psikolojisidir. En büyük kutsalı, yani insanların “Yaşama hakkı”nı çiğnemişlerdir. Bize uymuyor diye hiçbir kişinin hayatı ayaklar altına alınamaz. Olayı böyle görmek ve göstermek katliamı meşrulaştırmaktır.

Ilıcak, 19 yıl sonra belki biraz değişmiştir diye düşünmüştüm. Yanılmışım. Meğer halen bıraktığımız yerdeym