İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Eğitimde doğruculuk/4+4+4

Eğitimde doğruculuk/4+4+4

25 Şubat 2012 Cumartesi, 08:38

Ayşe Böhürler /Yeni Şafak

Kendi eğitim hayatımdan başlayarak çocuklarımın eğitim hayatına baktığımda, bu ülkede eğitim sisteminin hatırlamadığım kadar çok kez değişmiş olduğunu görüyorum. Sistem sürekli değişirken eğitim hataları devam ediyor.

Eğitim sistemi şimdi yeniden bir değişim arifesinde. Değişsin mi-değişmesin mi tartışmaları yapılırken muhalefetin artık mazide kalmış endişeler içeren sığ üslubuna bakınca bunlar karşı çıkıyorsa iyi bir şeydir yaklaşımı içinde değişimi desteklemek istiyorsunuz. Ancak mevzu çocuklar olunca, bu tepkisel yaklaşımdan sıyrılmak ve konuyu bilimsel eğitim kriterleri açısından irdelemek gerekiyor.

4+4+4 sisteminin çocuklarımızın hayatına etkileri ne olacak sorusuna çocukların genel olarak tepkisi benzer oluyor. \'4.sınıfta hangi mesleği istediğimize nasıl karar verelim, liseye başlarken bile karar veremiyoruz\'... Haklılar, zira 4.sınıfta ancak çocukça hevesler ve ailenin telkini ile yol haritalarını belirleyebilirler. O yaşlarda etrafımda sanatçı olmak isteyen çok çocuk vardı. Çünkü popüler ve cazip geliyordu. Ancak sonraki yıllarda birçoğu teknik meslekleri tercih ettiler. Daha ergen olmadan, çocukların verdikleri kararların geleceklerini belirlemesi fikri herkesi ürkütüyor. Zira eğitim kararlarındaki hatalar bazen bir ömür boyu taşınamaz mutsuzluklara neden oluyor.

Peki, 4+ 4+4'ün nicel olarak ifadesinin ötesinde mevcut eğitim süreçleri içinde bu dönüşüm nasıl gerçekleştirilecek? Türkiye'nin eğitimde temel ihtiyaçlarının daha giderilmediği göz önüne alındığında değişimin ek maliyeti nasıl telafi edilecek? Yeni bir müfredat, yeni öğretim programları, derslikler, okullar, öğreticiler isteyecek olan yeni sistemin fizibilitesini doğru çıkarmak lazım.

Türkiye'de şu anda 160 bin derslik açığı varken, 4+4+4 e geçildiğinde 64 bin derslik daha lazım.

Ak Parti iktidarı döneminde öncelik eğitime ve bunun içinde de okulların fiziki şartlarının iyileştirilmesine verildi. Ancak bu okulların mimari projeleri 8 yıllığa göre yapıldı. 4+4+4 olduğunda tüm bunların yeniden revize edilmesi ya da okulları yeniden yapmak gerekiyor. Derslikler, fiziksel yapılar, insan kaynakları, öğretim programları açısından 4+4+4'ün fizibilite ve finansman projeksiyonuna ihtiyacı var. Zira sınıf öğretmenlerinde 38 bin civarında öğretmen fazlası, branş öğretmenlerinde 45 bin civarında daha öğretmen açığı ortaya çıkacak.

Ayrıca müfredat programları 8 yıllık eğitime göre hazırlandı. Müfredat programları bugünden yarına değişebilecek şeyler değil. Bu sistemi uygulayan ülkelerden birisi olan Almanya'nın bu sistemden vazgeçmeye başladığı biliniyor. Almanya eğitim istatistiklerinde ilk üçte yer alırken artık 20. sıralara düşmüş durumda. Şimdiye kadar başarı ile uygulanan 4+4+4 sistemi sanayi toplumunun öncelik ve ihtiyaçların karşılık veriyordu. Ancak kapitalizmin dijital çağında dijitale entegre üretim sitemleri içinde bu yöntem meslek eğitimi açısından verimli olamıyor. Fayans döşeme ustasının bile aynı zamanda bilgisayarda 3D program kullanacak bilgi ve becerisi olması gerekiyor. Bunun için de en azından liseyi bitirmesi şart.

Bu gerekçelerle yeni kapitalizme hızla adapte olabilen kuzey ülkelerinde meslek eğitimi lise sonrasına kaymaya başladı. Türkiye'de ise böyle bir değişim gündeme gelirken bir taraftan Fatih Projesi destekleniyor. Oysa iki eğitim yaklaşımı da birbirine zıt durumda.

KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ

Ak Parti iktidara geldiği andan itibaren kız çocukların eğitimine büyük yatırım yapmış, katkı sağlamış ve bu alanda da cumhuriyet tarihinin en büyük başarısını sergilemiş durumda. MEB verilerine göre 2008-2009'da yüksek öğrenim çağındaki kızların okullaşma oranları % 39 iken 2009-2010 döneminde bu oran % 48'e yükselmiş. Kadın nüfus içinde okuma yazma bilmeyenlerin sayısı 3 milyon 125 bin 244, okuma yazma bilen ama okul bitirmeyenlerin sayısı ise 7 milyon 4 bin 283.

2003-2011 tarihleri arasında kız çocukların orta öğretime erişimi %60'a ulaşmışken 4+4+4 bu oranı olumsuz etkileyebilir. Çünkü bu değişim ile birlikte ilköğretimi yasal zorunluluk olmaktan çıkıyor. Bu tablo Harran başta olmak üzere törelerin yoğun yaşandığı bölgelerde bu tablo bir geriye gidişe neden olabilir.

Bu meselenin arka planındaki bir diğer mevzu da, bu yasa ile okul dışı evde eğitimin yolunun açılması. Ancak bu eğitimi uygulayan Amerika gibi ülkelerde ebeveynlerin eğitim oranları da bir hayli yüksek. Bu eğitimin uygulamasını gerçekleştirecek olan onlar çünkü. Türkiye'de ise kadın nüfusun (annelerin) ancak % 6'sının üniversite mezunu olduğunu biliyoruz...

Tüm bu sorunlar görülmeden konunun imam-hatip ekseninde ele alınması ise tartışmayı kısır bir alana hapsediyor. Siyasi olarak bu değişimin toplumda 28 Şubat travmasının iyileşmesinde elbette katkısı olacaktır. Ancak bu 21.yy'ın eğitim hedeflerine ne kadar uygundur? Diğer taraftan iktidar ve siyasetler tarihin içinde döngülerle el değiştirir. Eğer eğitimin ihtiyaçlarından yola çıkmazsak gelecekte ortaya çıkacak tepkisel siyasetleri de, bunun vebalini de göze almamız gerekir.

Ayrıca iyi bir ahlak kodu oturtulmadan yapılacak olan din eğitiminin sakıncalarını şimdiye kadar çok yaşadık. Din eğitiminde özden ziyade şeklin ön plana çıktığı resmi yaklaşımlar, dini dindarların arasında bile bir çatışma kaynağı haline getirebilir.

Mesela 2030 da başka bir iktidar bu konuları tam tersi açıdan Meclisin gündemine getirirse, dindar olarak yetiştirdiğimiz çocuklarım ne yapacaklar? Bu nedenle geçmiş ve gelecek travmalarımızın ilacı eğitimin doğrularını savunmak olacaktır inancındayım.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız