Cem Sultan Lisesi’ne çift yönlü soruşturma!

29 Aralık 2011 Perşembe, 10:17

Özlem BUĞDAY YAĞMUR /OLAY

Malumunuz olduğu üzere,

Okulda sigara içerken yakalanan Cem Sultan Lisesi birinci sınıf öğrencisinin başına gelenleri geçtiğimiz gün aktarmıştım.

Hani eğitimci ve idarecilere hitaben,

“Beni disipline vermeyin.

Ailem duyacak olursa intihar ederim!”

Diye yalvaran ve buna rağmen yaşadığı korku hiçe sayılarak, Kulağından tutulduğu gibi disipline sevk edilen küçük öğrenci vardı ya…

(Aldığımız bilgilere göre) İşte o öğrencinin felç riski ne yazık ki halen devam ediyor.

İlk yazımda da belirttiğim gibi,

Çocuğun yaşadığı artık nasıl bir korku ve panikse…

Ve karşısına dikilen eğitimcilerin tavrı, (Kim bilir) ne denli anlayıştan uzak idiyse…

Kaldırıp atmış kendisini!!!

(Ve iddiaya göre) Okulun hizmetlileri, yerde yatan çocuğu fark edinceye kadar da, O’nun kendisine ne yaptığını kimseler anlamamış!!!

Olayı duyduğum andan beri düşünmeme rağmen,

Despotlukla eşgüdümlü seyreden bu vurdumduymazlığı kavrayabilmem mümkün olamadı.

Çocuk bir hata yaptı.

Sen de yakaladın!

Sonra hep birlikte gereğini düşündünüz!

Ve çocuğun ödünün kopmuş olmasına rağmen onu disipline sevk ettiniz!

Aileye de kim bilir nasıl haber verdiniz!

Buraya kadar tıkır tıkır işleyen sistem…

Hiç değilse gerisini takip etmez mi?

O çok korkmuş çocuk intihardan bahsetmiş!

Buna rağmen,

Ne rehberlik, ne de başka bir psikolojik destek söz konusu…

Olabilecek en mekanik yaklaşımla, yallah disipline!!!

Bari o aşamadan sonrasını da sarsılmaz kontrol mekanizmanızın menziline dahil etseydiniz ya…

Şayet iddialar doğru ise…

Okulun ara boşluğunun zeminine düşmüş o çocuk bedenini (Okul dağıldıktan sonra) hizmetliler fark etmişse…

Çocuğu sigara içerken enseleyen!

Ve aynı maharetle hakkında işlem yapan eğitimciler,

“Neticede çocuktur bu.

Üstelik çok da korkmuştu!

Üstüne üstlük, emanetti!

Ne olur ne olmaz kabilinden, gözümüzü üzerinden ayırmayalım!” Demediyse…

Durum tahmin edilebilenden çok daha vahim demektir!



***



İşin fikri ve hissi boyutu böyle…

Bir de soruşturma aşaması var.

Denen o ki,

Adli süreç, hastane polisinin çocuğun durumundan şüphelenmesi üzerine başlamış. (Ki bu bile başlı başına bir muammadır!)

Milli Eğitim Müdürlüğü’nün açtığı idari soruşturma ise sürüyor.

Bakalım ne çıkacak?

Despotizmin, bir öğrenciyi yatağa bağlayan sınırları nereye kadar normal kabul edilecek?..