Elinin körü!!! Vaziyet harbiden fena! Bu ülkede bi şey izi, bir başka şeyin izine hiç bu kadar karışmamıştı!

10 Mart 2011 Perşembe, 10:00

Özlem Buğdasy Yağmur/Olay

Kim solcu?

Kim halkçı?

Kim demokrat?

Bağlantılı olarak,

Neden?
Nasıl?

Hangi sebeple?

Tabii bir de,

Nereye kadar?.. (Bakmayın öyle en arkadan geldiğine… Çok sıkı soru olup, “Pazara kadar!” Yanıtına hakkıyla olanak tanıması açısından favorimdir.)

Gazetecilik ona keza…

Kim gazeteci?

Kim değil?

Tanımı,

Ölçüsü ne?

Somut kriterler neresinde?

Zamanla mı sınırlı?

Yoksa mekan mı bağlar?

Hem sonra,

Ne iş yapar bu gazeteci milleti?

Haber mi?

Yorum mu?

(Haşa…) Şantaj mı?..

Kime gider?

Kim gelir?

Ne sorar?

Ne konuşur?

Neyi kaydeder?

Niye kaydeder?

En mühimi de, kaydettiğini ne yapar???

a) Haber

b) Yorum.

c) Arşiv

d) Komplo

e) Şantaj





Şu ülkede “Şantajcı” ve “Gazeteci” kelimeleri bir araya gelip, üzerine bir de “Komplo” çirkefi eklendi ya,

Utanç içinde izliyoruz.

Harbiden büyük yara!

Tam da arzu edildiği üzre,

Karmakarışık edildi bu milletin yorgun zihni!

Ve yine tam da arzu edildiği üzre,

Güvensizlik dibine kadar…

Şu tartışılan edepsiz gündeme bakın:
Görüşme kaç dakika sürdü?

Odanın metrekaresi neye, ne kadar elverişliydi?

Duvarların ses yalıtımı ne alemdeydi?

En önemlisi de,

(Her şeyi bu ayrıntı çözecek zahir…) Görüşmeden kim bilir nasıl ayrılındı?

a) Memnun

b) Üzgün

c) Kızgın

d) Dargın,

e) Elinin körü

Cevap veriyorum:

d) Elinin körü!!!