İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Erdoğan AKP Grubu’ndan güvenoyu alamadı

Erdoğan AKP Grubu’ndan güvenoyu alamadı

12 Aralık 2011 Pazartesi, 06:15

Can Ataklı /VATAN

Sevgili okurlar; çok ilginç bir haftayı geride bıraktık. Öyle görünüyor ki bu haftaya damgasını vuran gelişmeler önümüzdeki haftalarda da dilimizden düşmeyecek. Başbakan’ın rahatsızlığı ile AKP içinde gizli bir huzursuzluk olduğunu fark ettik. Bu rahatsızlığın yakın gelecekte çok ciddi gelişmelere neden olacağını söylemek yanlış olmaz.

Ne oldu böyle?

Hafta içinde de yazdım. AKP’ye yandaşlıklarıyla ünlü bazı isimler, Başbakan ameliyat olduktan sonra durup dururken “Erdoğan’dan sonra AKP” tartışması açtı. Dayandıkları nokta ise 2012 ya da 2014’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Bu bahaneyi ahlâki ve vicdani bulmadığımı belirtmiştim. Ama tartışmaların ardı arkası kesilmiyor.

Ne Cumhurbaşkanlığı

Elbette bir süre sonra yeni Cumhurbaşkanı’nı seçeceğiz. Ama biliyor musunuz, henüz seçim tarihi bile belli değil. Gül’ün görev süresi 5 yıl mı 7 yıl mı, bu bilinmiyor. YSK topu taca atıyor, Meclis kılını kıpırdatmıyor. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir yasası bile yok. Sadece tahmin ve temenniler var. Ağırlıklı görüş Gül’ün 7 yılı doldurması gerektiği yönünde.

Bildiğiniz mi var?

Başbakan sağlığına kavuşmak için çırpınırken tahminen üç yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi bahanesi ile “Erdoğan’dan sonra AKP” tartışması açmak çok ayıp. Ancak eğer Başbakan’ın geleceği ile bilmediğimiz bir gerçek varsa durum başka tabii. Ama o zaman da bu tartışmayı açanların dürüst olması ve gerçeği söylemesi gerekmez mi?

Garip gelişmeler

Bir taraftan Erdoğan’ın sağlık durumunun çok iyi olduğu açıklanır ve Başbakan doktorların uyarılarına rağmen “işbaşı yaptı” fotoğrafları çektirirken AKP içinde kaynayan bir kazan olduğunu ve fokurdamanın tencereden taşmaya yol açtığını görüyoruz. Şike ile ilgili son gelişmeler AKP’de çok ciddi bir çekişme olduğunu gözler önüne serdi.

Aynen iade kararı

Şike cezalarını hafifleten değişiklik teklifi Çankaya’dan veto edilince genel beklenti AKP’nin artık bu değişikliğin arkasında durmayacağı yönündeydi. Bülent Arınç’ın vetoyu destekleyen açıklamaları, Şamil Tayyar’ın zafer çığlıkları bu izlenime neden olmuştu. Beklenmedik gelişme AKP grup başkanvekillerinin “imzamızın arkasındayız” açıklamaları oldu.

Başbakan’dan destek

AKP grup başkanvekillerinin açıklaması parti içinde şaşkınlık yaratırken, bir beklenmedik gelişme daha oldu ve Başbakan “O imzalar aynı zamanda benim imzamdır, yasa aynen geri gönderilsin” dedi. Muhalefet de iktidarın bu kararının arkasında durdu. Şike yasasına karşı sözler söyleyen bazı AKP’lilerin anında çark etmeleri de mizah konusu oldu.

Meclis’e bakalım

Çark eden olsun olmasın, gerçeği ortaya çıkaracak yer Meclis Genel Kurulu’ydu elbette ve önceki gece Meclis yasayı aynen iade etmek üzere toplandı. Medya sonucu “Şike yasası aynen iade edildi, 283 milletvekili evet oyu kullandı” diye duyurdu, ama asıl bakılması gereken nokta belki de kasıtlı olarak ihmal edilmişti. O da oylamaya katılan AKP’lilerin sayısı‘ydı.

Güvenoyu sayısı yok

Şike yasasının görüşülmesine AKP’den 252 milletvekili katıldı. Bu da 74 AKP’linin o sırada Meclis’te olmadığını gösteriyor. Yani AKP’li sayısı Meclis’in salt çoğunluğunu oluşturan 276’nın hayli altında. Elbette bu yasa için 276 AKP’liye ihtiyaç yoktu ama siyasi nezaket, tartışmalara el koyan Genel Başkan’ın arkasında durmayı gerektirir. Bu olmadı.

Psikolojik yıkım

Şimdi şöyle düşünün. Bir yasa teklifi Genel Başkan rahatsız olduğu için bu konuda konuşmayınca partide yoğun tartışmaya neden olmuş. Genel Başkan hasta yatağından müdahale edip “Bu benim imzam” demiş. Böyle durumlarda, partililer başkanlarının arkasında olduğunu göstermek için Meclis’e tam kadro gelirler. Bu aynı zamanda bir tür güvenoyudur.

Demokrasi martavalı

Tabii şimdi kimileri “Fena mı oldu, AKP’de demokrasi olmadığını söylüyordunuz, şimdi kendinizi inkâr ediyorsunuz” diyebilir. Bu savunma koca bir martavaldır. Parti içi demokrasi bu tür durumlarla ortaya konulmaz. Her konuda indir parmak kaldır parmak kuralına uyanlar eğer bugün böyle bir eylem koyuyorlarsa işin içinde başka şey var demektir.

Erdoğan sonrası AKP

Şimdi yine dönelim en başa, “Erdoğan sonrası AKP” tartışmalarına. Başbakan’ın beklenmedik ameliyatının içte ve dışta ve şimdilik kapalı kapılar ardında “acaba” sorusuna yol açtığını tahmin ediyorum. Türkiye’den beklentileri olan dış güçlerle, iktidar savaşı yapan iç güçlerin “her ihtimali” gözönüne aldıkları tahmininde bulunmak yanlış olmaz.

Aşırı güç endişesi

Şurası kesin ki, AKP son seçimlerde aldığı çok yüksek oyla, demokrasiyle yönetilen ülkeler arasında iktidarı en güçlü ülke oldu. Bu tür büyük güçlerin, bir süre sonra zehirlenmeye açık olduğu ve iktidarın başkasına gerek olmadan kendi kendisini yemeye başladığı da bir siyaset gerçeği. Aşırı güç daima endişe yaratır. Türkiye’de yaşanan acaba bu mu?

Tersine orantı

Düz mantıkla bakıldığında, çok güçlü bir iktidarın tüm sorunları da çözebileceği varsayılır. Ama siyasette bu ters orantılıdır. Güç büyüdükçe sorun çözmek yerine daha büyük sorunların ortaya çıktığı görülür. Nitekim AKP üçüncü kez iktidara geldiği günden beri hiçbir sorunu çözemediği gibi hemen her gün çözümü çok zor yeni sorunlar baş gösteriyor.

İsteseniz de durmayabilir

Aşırı güçlü yapılar bir süre sonra şişer, basınç artar. Adeta bir amiral gemisinin hantallığına ulaşır. Amiral gemisi en önemli güçtür ama bir an gelir bir hücumbota teslim olur, çünkü gemi büyüdükçe, gücü arttıkça hareket yeteneği de azalır. Siz dümeni çevirseniz bile o koca geminin dönüşü hayli zaman alır, bir bakarsınız hücumbot sizi torpillemiş.

Türkiye böyle mi?

Bazen iktidarın bu hale geldiğini düşünüyorum. Türkiye’yi sarsan, “yenilik” diye yutturulmaya çalışılan, “değişim” adı altında dayatılan pek çok konuda, iktidar yanlışını anlasa bile yanlıştan dönüş yolunu bulamıyor. Belki manevra yapıyor ama tıpkı amiral gemisi gibi döndürmek kolay olmuyor. Bu da paniği artırıyor, yanlışlar yeni yanlışları doğuruyor.

Operasyonlar operasyonlar...

İktidar gücünü kullanarak birçok operasyona kalkıştı bugüne kadar. Ergenekon, Balyoz, şike, Kürt açılımı, Alevi açılımı, devleti yeniden organize etmek, komşularla sıfır sorun politikası, İsrail’le, AB ile dalaşmak hemen akla gelenler. Ama dikkat edin, hiçbirinde sonuca gidilemediği gibi hemen hepsinde de sorunlar kartopu gibi büyüdü.

Şike yasası turnusolü

Başbakan Erdoğan da farkındadır gelinen durumun herhalde. Nitekim son şike yasası turnusol kâğıdı gibi. Çok belli ki iktidar işin tadının kaçtığını, kontrolün elden gittiğini gördü ve şike yasasına müdahale etti. Ama işte amiral gemisi örneğindeki gibi “istese bile” dönüşü gerçekleştirmede sıkıntıya girdi. Kendi yarattığı iklimin esiri oldu, partide ayrılık çıktı.

Devam edecektir

Başbakan, aşırı gücün yarattığı basıncın giderek partisine de Türkiye’ye de zarar verdiğini görerek dönüş yolları arayabilir. Ama bunun da başka patlamalara neden olacağı ortadadır. O nedenle istese de manevra yapma yeteneği erozyona uğradığı için başarısız olabilir ve sürekli tavizler vermek zorunda kalabilir. Bu da liderliğini tartışmaya açar.

Büyük koalisyon

Bir başka gerçek de şu ki, AKP çok güçlü ama bu parti aynı zamanda büyük bir koalisyon. Bu koalisyonun tek yapıştırıcısı Başbakan Erdoğan. İktidarın kendi eliyle yarattığı sorunları çözecek tek kişi de Erdoğan. Ama güçlü iktidar basıncı aynı zamanda Erdoğan’ın sorunları çözmesine de engel oluyor. Acaba Türkiye yeniden dizayn edilmek mi isteniyor?

Tartışmalara tekrar bakmak

Bu durumda, “Erdoğan sonrası AKP” tartışmalarına yeniden dönmek ve “Asıl söylenmek istenen, Erdoğan’sız bir Türkiye’yi mi tartışmaya açmak” sorusunu sormak yanlış olmaz. Cumhurbaşkanı’nın tavrı, bir cemaatin son gelişmelerde “aktif taraf” olması, zihnimde bu kuşkuya neden oluyor. Belli ki Türkiye büyük gelişmelere gebe. Hayırlısıyla.

Hepinize iyi haftalar dilerim...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız