İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Tayyip Erdoğan’ın hastalığı, Ecevit’e ‘iş görmez’ raporu!.. Sen ne yapmak istiyorsun Der Spiegel?..

Tayyip Erdoğan’ın hastalığı, Ecevit’e ‘iş görmez’ raporu!.. Sen ne yapmak istiyorsun Der Spiegel?..

11 Aralık 2011 Pazar, 08:45

Reha Muhtar/VATAN

Günlerdir kimi görsem Tayyip Erdoğan’ın hastalığından bahsediyor...

Kanser uzmanları, ameliyatı yapan Hoca’nın uzmanları, bağırsak uzmanları, hastane uzmanları kim varsa bana “ilk ağızdan duyduğunu” söylediği bir şeyler anlatıyor...

Ben ki kanser konusunda kendimi “bilgili” sanırdım, bunca yorumdan sonra yolumu tamamen şaşırdığımı itiraf etmeliyim...


***


Dün Alman Der Spiegel dergisinin manşetini görünce iyice işkillendim...

Şöyle diyor Der Spiegel dergisi:

“Tayyip Erdoğan’ın hastalığının ciddi olduğu yolunda spekülasyonlar var... Erdoğan olmadan sadece AKP değil, ülke de kaosa sürüklenebilir...”

Gazetecilikte biz böyle haberlere “İltifat yoluyla geçirmece” deriz...

Yani “karşımdakini övüyorum numarasıyla geçirmece...”

Jürgen Gottschlich isimli bir gazeteci yazıyor yazıyı Der Spiegel gibi uluslararası prestijli Alman dergisinde...

Yazıya bakıyorum...

Tayyip Erdoğan’ın hastalığının ciddi olduğuna dair bilmediğim veya atladığım bir ipucu bulabilir miyim diye?..

Öyle ya, haberin başlığını “Tayyip Erdoğan’ın hastalığının ciddi olması halinde Türkiye kaosa sürüklenir” diye koymuşsanız koskoca Der Spiegel’den “hastalığın ciddi olduğuna dair kuvvetli emareler beklerim...”


***


Oysa yazı, bu cüretkar ölçüdeki “iddialı başlığın altına”, manşetteki spekülasyonu hiç desteklemeyen eften püften ipuçları sıralıyor...

“Rutin kontrol için yatmışmış da, ameliyat olup çıkmışmış...

Bir süre sonra ofisine gider denmiş de, iki hafta olmuş daha gitmemiş..”

Bir Başbakan’ın “ameliyat olmaya gidiyorum” diyerek hastaneye gitmesi için, bademcik ameliyatı geçiriyor olması lazım...

Bunu Der Spiegel’in bilmemesi imkansız...

Geçelim...

Ameliyat sonrası evinde Amerikan Başkan Yardımcısı ve Katar Emiri’yle görüşüyor, Dolmabahçe’deki çalışma ofisine gidip birbuçuk saat çalışıyor, şike yasasını da takip edip, Cumhurbaşkanı vetosunu korakor bir mücadeleyle Meclis’ten eski haliyle geçirtiyor...

Bütün bunlara rağmen, yine de bir gazetecinin içini “kurt kemirmesi, kuşkuyu elden bırakmaması, araştırmaya devam etmesi” doğrudur...

Gazetecilik verilenle yetinme mesleği değil çünkü...

Ancak, elde hiçbir fazladan veri olmadan, Der Spiegel’in yaptığı gibi, “Erdoğan ağır hastaysa Türkiye büyük kaosa sürüklenir” demek, “İltifat yoluyla güzel geçirmece” dediğimiz türden, namert bir gazetecilik türüdür...


***


Bu haberin “Sarkozy vefat ederse Fransa kaosa sürüklenir, Merkel ölürse Almanya toz duman olur” demekten ne farkı var?..

Elinde ağır hasta olduğuna dair ciddi bir kanıt varsa, yaz bilelim...

Yoksa eğer neden bu haber?..

Kendince, Erdoğan’ın ne kadar önemli biri olduğunu gösterircesine “O ağır hastaysa Türkiye kaosa sürüklenir” diyecek ve “iltifat ederek, geçirmece” yapacak...

Günlerdir AKP ile Fethullah Gülen cemaati arasındaki ayrılık noktalarını yazıyorum...

Neden?..

Çünkü ben bir gazeteciyim...

Benim yazdıklarıma da bir sürü itiraz geliyor...

Ne ki ben söylenmeyeni söylerim, bilinmek istenmeyeni bilmeye uğraşırım...

Bunları bir gazeteci merakıyla yapmak, yazıyı somut bilgi ve bulgalarıma göre yazmak benim görevim...

Fakat ortada hiçbir yeni bulgu yokken, “Ölürse büyük siyasi kaos olur” gibi haber kıstaslarını aşıp, “başka hesaplar varmış görüntüsü” veren başlıklar atmam...


***


Der Spiegel’in yazısı beni, birkaç yıl önce “iş göremez” denilen Bülent Ecevit’le ilgili rezil haberlere götürdü maalesef...

Ecevit’i çok severdim...

Mantık ölçülerinde değil; duygusal bir sevgiydi benimkisi...

O günleri çok iyi hatırlıyorum...

İki satır olsun iyi bir haber duymak için, yazıların satıraralarına kadar okurdum...

Ne ki en güvendiğim kalemler, sanki Ecevit’in evinin içinden; banyodan bildiriyormuşcasına yazılar kaleme alıyorlardı...

Onun kirli, iş göremez, üstünü başını bile değiştirmekten aciz durumda olduğunu yazıyorlardı...

Manşetler, yazılar, Ecevit’in aklının tamamen gittiğini, hiçbir şeyi hatırlamadığı ve bilmediğini, eşi tarafından yıkattırılmadığı, kirli kaldığını ve daha nice ayrıntıyı gerçekmiş gibi yazıyorlardı...

O yazıları satır satır okuyan ben birkaç gün içinde Ecevit’in öleceğine inanmıştım...

Komadan çıkamaz denen adam, hastaneden çıktı ve yıllarca hiçbir şey olmamış gibi yaşadı...

Kusura bakmasın Der Spiegel, fakat o günleri yaşadığımdan yoğurdu üfleyerek yiyorum ben...

Bu yazıya da sonsuz bir şüpheyle yaklaşıyorum...

Şüphem hastalıkla ilgili değil...

Var veya yok hastalık onu bilemem...

Şüphem Der Spiegel’le ilgili...

“Sen ne yapmak istiyorsun Der Spiegel?..”

Şüphelendiğim sensin hastalık değil!..


*****


ÇOCUĞUNUZU YETİŞTİRME SANATI...

Evvel zaman içinde, at çiftliklerinin birinde bulunan bir at, bulunduğu çiftlikten kaçmış...

Bir gün boyunca, başı boş halde yol giderek başka bir çiftliğe gelmiş...

Sahipsiz atı gören çiftlik sahibinin oğlu ‘at’ı çiftlikten içeri almış ve babasına;

- ‘Sahipsiz bir at geldi baba, ben de onu çiftliğe aldım’ demiş...

Çiftlik sahibi baba atın yanına giderek şöyle bir bakmış ve;

- ‘İyi yapmışsın oğul, hele bir dinlensin, karnı doysun, yarın götürürüz sahibine’ demiş...

Oğlu şaşırmış;

- ‘Bu atın hangi çiftliğe ait, sahibinin kim olduğunu nereden biliyorsun baba’ demiş...

Baba yalnızca gülümsemiş ve ata su vermiş...


***


Ertesi gün olmuş...

Baba, oğul ve at sabah erken saatlerde yola koyulmuşlar...

At, çiftlik çıkışında bir yola sapmış ve bir süre gitmiş...

Sonra yandaki gölü görmüş ve su içmek için yoldan çıkmış...

Su içmeyi bitirince çiftçi onu tekrar yola çıkarmış...

Bir süre daha gittikten sonra bu sefer atın karnı acıkmış ve çimenlik bir yere gitmiş...

Karnı doyunca çiftçi onu tekrar yola çıkarmış...

Bu şekilde at birkaç kez daha yoldan çıkmış...

Her seferinde çiftçi onu yola çıkarmış...

Sonunda akşamüstü bir çitliğe gelmişler...

Çiftliğin sahibi yanlarına gelmiş ve şaşkınlıkla şöyle demiş:

- ‘Bu benim atım, inanamıyorum. Peki bu atın bana ait olduğunu nasıl anladınız?’

Atı getiren çiftçi, merakla atı nasıl getirdiğini bekleyen sahibine ve cevabı merakla bekleyen oğluna dönerek şöyle konuşmuş:

- ‘Sizi ve çiftliğinizi bulan ben değilim... Atınızın kendisi buldu sizi... Benim yaptığım tek şey onu yolunda tutmaktı...’


***


Burçin Alpacar’ın öyküsüydü bu...

Yaşamda insanların içinden geleni yapmalarına müsaade ederseniz, onların iç seslerini dinlemelerine olanak verirseniz, kendi pusulasını kendisine rehber etmesini sağlarsanız, insanlara en büyük iyiliği yaparsınız...

Uzun mücadeleler ve hesaplaşmalar sonucunda hayatta gerçek istediklerimin neler olduğunu,ne yaparsam mutlu ve huzurlu olacağımı farkettim...

İçinizdeki sesi dinleyin, başkalarına da içlerindeki kendi seslerini dinlemelerini öğütleyin...

Atın uzak düştüğü kendi çiftliğini bulduğu gibi, yakınlarınız da kendi yıldızını bulacaktır...

Hiç şüpheniz olmasın...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız