İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Niçin 4 yıl beklendi?

Niçin 4 yıl beklendi?

02 Şubat 2011 Çarşamba, 08:20

ALTAN ÖYMEN

'Bölge Adliye Mahkemeleri'nin 2007'ye kadar kurulması gerekiyordu. Adaletin yükünün hızla artmasına rağmen o kuruluş ertelendikçe ertelendi..'

Yargı, gereği gibi çalışamıyor. Bu, herkesin kabul ettiği bir gerçek. Ama bu çoktandır biliniyor. Ve 7 yıl önce bu sorunu çözmek için bir kanun çıkarıldı. Adı şu:
“Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun.”
Meclis’te kabul tarihi: 26 Eylül 2004.
Resmi Gazete’de neşir ve ilan tarihi: 7 Ekim 2004
Kanun Numarası: 5235
Kocaman bir kanun bu... Hem, evvelce ’bidayet mahkemesi’ denilen ‘ilk derece mahkemeleri’yle ilgili kuralları içeriyor, hem de ‘bölge adliye mahkemeleri’ denilen yeni mahkemelerin kuruluşunu düzenliyor.
O düzenlemeye göre, ‘ilk derece’ mahkemelerinin verdiği kararlardan büyük bir kısmı, Yargıtay’a gitmeyecek. O mahkemelerde hükme bağlanacak. Ayrıca ilk derecedeki uygulamalar ve kararlar arasındaki çıkabilecek ihtilafların bir bölümü, o kademede çözülecek. Sonuçta işlerin Yargıtay’da yığılması önlenecek. Yargıtay dairelerinin giderek artan yükü hafifleyecek. Açılan davaların sonuçlanması hızlanacak...
2004 yılında atılan bu adım, bir başka açıdan da çok önemli. Çünkü bu kanun, Meclis’ten aynı yıl içinde çıkan iki temel kanunun (Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun) gereği gibi uygulanmasının şartı sayılıyor. O iki temel kanunun yürürlüğe girmesiyle başlayacak geçiş dönemi içinde, adliyeye (dolayısıyla Yargıtay’a) eskilerine ek olarak çok daha fazla dava gelecek.

Evet, yıllardan 2004... Gün 7 Ekim... Bölge mahkemelerini kuran kanun o günkü Resmi Gazete’de ‘neşir ve ilan’ ediliyor. Yürürlüğe girişi ise biraz daha sonraya bırakılıyor. ‘5 Nisan 2005’ olarak saptanıyor. Fakat o tarihten sonra artık, tüm ilgililer gerekeni yapacak. Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşu yolundaki çalışmalar da hızlanacak.
Tabii, bölge adliye mahkemelerinin kuruluşunun tamamlanması için biraz daha zamana ihtiyaç var. O zaman içinde, kanuna ek listelerdeki kadrolara tayinler yapılacak. Ayrıca binalar, araçlar, gereçler sağlanacak... Kanun bunu da göz önünde tutmuş. Adalet Bakanlığı’na biraz zaman tanımış. Ama o zamanın fazla uzamamasını istemiş. Kanuna eklediği geçici maddelerden birinde o zamanın en fazla iki yıl sürebileceğini belirtmiş. Şöyle:
“Geçici Madde 2- Adalet Bakanlığı bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren EN GEÇ İKİ YIL içinde 25’inci maddede öngörülen bölge adliye mahkemelerini kurar. Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmi Gazete’de ilan edilir.
Bölge adliye mahkemeleri göreve başlamadan önce Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca bu mahkemelerin başkanları, daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve savcılarının atamaları yapılır. Bölge adliye mahkemelerinde görev yapacak diğer personelin atamaları da aynı süre içinde yapılır.”

Peki ne oldu o iki yıl içinde?.. Yani, kanunun yürürlük tarihi 1 Nisan 2005 olduğuna göre, 1 Nisan 2007’ye kadarki zaman içinde?..
Bunlar yapıldı mı?..
Hayır, bütün bunlar ertelendi, ertelendi, ertelendi ve üç yıl sonrasındaki 31 Aralık 2010 tarihine gelindi... Yani, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tutukluluk süreleriyle ilgili düzenlemesinin yürürlüğe girdiği güne...
Ondan sonrası hatırlarda. Kanunun 102’inci maddesinin 2’nci fıkrasıyla 252’inci maddesinin 2’nci fıkrasının Yargıtayca okunup yorumlanmasından sonra, Hizbullah davası sanıkları dahil, birçok sanığın salıverilmesine... Çünkü kanunun numaralarını verdiğimiz maddelerinin yazılışından, Yargıtay’ın çıkardığı sonuç şöyle: Kesin hükmün verilmesinden önceki beş yıllık azami tutukluluk süresini dolduranlar salıverilecek. Devlete karşı işlendiği öne sürülen örgütlü suçların aynı durumdaki sanıkları da 10 yılı doldurunca salıverilecek...
Peki o maddelerin 31 Aralık 2010 günü yürürlüğe gireceğini ve bu sonucu doğurabileceğini bilen hükümetin o vakte kadarki tutumu neyle izah edilir?
- Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kuruluşunu dört yıl erteleyerek, Yargıtay’da biriken işlerin daha da yığılmasına ve yetişilemez hale gelmesine sebep olması?..
- Buna başka bir çare arama yoluna gitmediği gibi, başta Hizbullah sanıkları olmak ü zere, durumu onlara benzer bazı sanıkların salıverilmesinden sonra da gereken tedbirleri almayı ihmal etmesi?..
- Sanıkların salıverildiği ve/veya ikametgâhlarının bulunduğu yerlerdeki polis örgütlerinin, her gün karakola gelip kayıt yaptırmaları gereken sanıkları izlememesi veya izleyememesi... Ve sanıkların kolayca ortadan kaybolabilmeleri... Ve arkalarından hâlâ ne zaman nereye, nasıl kaçabildiklerine dair hiçbir ipucu elde edilememesi?..Veya edilse bile, bunun kamuoyuna açıklanamaması?..
Bütün bunlar neyle izah edilir?..
Bu soruları sormak, tüm ilgililerin görevidir?.. ‘Yürütme’yi denetlemekle görevli olan Meclis’in çoğunluk grubundaki milletvekilleri dahil... Çünkü, Meclis’teki bugünkü dengelere göre, o denetimin sonuç vermesi ancak, bu görevi onların yerine getirmesiyle mümkündür.








Haberleri Paylaş
FacebookMixxDeliciousTwitterGoogleDiggYahooRedditmyspaceFriend FeedStumble Upon

Diğer Politika Haberleri
Tebrikler: Mısır'ın halkına ve Türkiye Başbakanı'naMısır'da çöken ABD'nin İsrail merkezli siyasetdir İsyan ahlakı ve CHPSelek için kritik eşikHalbuki Ergenekon sulandırılmışMİT'in Erdoğan'a suikast istihbaratıHayır haşmetmeap, bu bir devrim!Türkiye, Mısır'ın neresinde?Siyasette tehlikeli tırmanışKılıçdaroğlu: Asıl eşkıyalık vatandaşa 'ananı da al git' demektir

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız