İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Zizek, Osmanlı ve entelijansiyamız

Zizek, Osmanlı ve entelijansiyamız

07 Ekim 2011 Cuma, 07:45

Hilal Kaplan /Yeni Şafak

Yaşayan en iyi felsefecilerden biri olarak gösterilen Slavoj Zizek'in Radikal'e verdiği röportaj oldukça ses getirdi. Bunun en büyük sebeplerinden birisi Osmanlı'yı övdüğü cümlelerdi. Entelijansiyamızın genelde Osmanlı'ya dair serencamının ona âdeta bir asrı saadet muamelesi yapanlarla, onu yakaladığı her fırsatta yerden yere vuranlar arasındaki salınımdan ibaret olduğunu düşünürsek bu çok da şaşırtıcı bir sonuç değil.

Öncelikle bazı yazarların sandığının aksine Zizek'in Osmanlı'ya dair mezkûr görüşlerini Radikal röportajından çok daha önce ifade ettiğini belirtmem gerek. Örneğin özellikle Yugoslavya'nın dağılışını örnek verdiği bir bölümde, Balkanlar'da bu denli şiddetli çatışmaların olmasını Osmanlı'nın bu topraklardaki toplumsal dokuyu asimile etmeyip farklılıklarıyla beraber modern döneme taşıma başarısına 'borçlu' olduğumuzu söyleyerek övmüştü çünkü Osmanlı modern dönemde adet olduğu üzere toplumsal grupları asimile etme youna gitmiş olsaydı, birbirinin boğazına çökecek hiçbir farklılık kalmayacaktı. Bu sebeple Osmanlı'nın 'çokkültürlü' yapısına dair sözlerini sadece \'Türkiye'ye seslenen bir neo-Oryantalist\' psikolojisine indirgemek haksızlık olur. Bunlar zaten yıllardır kendisinin dile getirdiği tesbitlerdir.

Zizek'in Osmanlı'yı övdüğü sözlerinde İslâm'dan neşet eden dinî toleransa (röportajda \'hoşgörü\' olarak çevrilmiş ama İngilizce'de böyle bir kelime olmadığından \'tolerans\' dediğini varsayıyorum) yaptığı vurgu ısrarla ıskalanıyor nedense. Hâlbuki İslâm'la Osmanlı'yı birarada anarak Osmanlı toplumuna hâkim olan İslâmî toleranstan bahsediyor:

\'İslam her zaman hoşgörülü bir din oldu; 18 ve 19. yy'da İstanbul'a gelen Avrupalı gezginler, buradaki dini hoşgörüden şaşkına dönmüşlerdi. İslam'ın ve özellikle de Osmanlı'nın özgün anlamıyla hoşgörüye sahip olmak anlamında çok gerilere giden bir tarihi var.\'

Yani, üç dinin inananlarının, Osmanlı çatısı altında, modern dönemde Avrupa'da hiç olmadığı kadar barış içinde yaşadığına İslâm dolayımıyla vurgu yapıyor. Bu noktada Zizek'in Avrupa'nın geleceği için Osmanlı'yı örnek göstermesini, sanki \'Avrupa millet sistemine geçsin\' demiş gibi yorumlamak, hayatı \'şeyler\'i tarihsel bağlamına oturtmakla geçmiş bir düşünüre yapılacak başka bir haksızlıktır kanaatimce. Üstelik röportajda \'20. yy'daki haliyle Komünist Parti'nin geri dönüp bizi kurtaracağı yanılsamasını paylaşmıyorum (...) 20. yy bitti ve ben ona karşı içimde hiçbir nostalji duygusu taşımıyorum\' demiş bir adamın Avrupa'ya 19. yüzyıl ve öncesini birebir kopyalamasını tavsiye ettiğini varsaymak sanırım abes olur. Şahsen bu sözlerini -Yusuf Kaplan gibi- ortada istisnaî önemi es geçilemeyecek bir tarihsel tecrübe olduğu ve sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın da bu örnekten istifade etmesini salık verdiği biçiminde okudum. \'Osmanlı'nın nesiyle gurur duyarsınız?\' diye soran entelektüellerimizin de bu cümleleri dikkatle okumasında fayda var.

Kanaatimce Osmanlı tecrübesinden faydalanmayı önerenleri \'Osmanlı hayalcileri\' diye küçümseyen nice seküler yazarı bu sözlerle alt üst eden, Zizek'in liberal toleransa alternatif olarak Şeriat'tan neşet eden toleransı önermesidir. Yoksa tarihsel bağlamları içinde mukayeseli olarak değerlendirdiğimizde liberal ütopya, iddiaları ve kanıtlayabildikleri (olan-olması gereken) arasındaki uçurum itibariyle Osmanlı örneğinden oldukça 'geride' bir yerde durmaktadır.

Zizek'in \'Osmanlı 19. yüzyılda ve öncesinde yerel özerkliklere izin vererek doğru şeyi yaptı\' sözlerini Osmanlı hakkında cahil olduğu iddiasıyla suçlamak da okuduğunu tam anlayamamaktan kaynaklanıyor galiba. Zira Zizek \'19. yüzyıl ve öncesi\' diyor. Yani 19. yüzyılın yarısından itibaren yoğunlaşmaya başlayan merkezîleştirme politikalarının evveline işaret ediyor. Dolayısıyla günümüzün federatif yapılarına benzer bir yönetim biçimini öngörüyor ve bunu Osmanlı'nın modernleşme öncesi dönemine atıfla yapıyor. Benim hatalı bulduğum tek yan, Avusturya Macaristan ve Osmanlı imparatorluklarını \'demokratik\' olarak nitelemesi oldu açıkçası. Çünkü bu iki imparatorlukta da demokratik bir yapı olduğu görüşüne katılmıyorum. Tarihsel bağlamına oturtarak baktığımızda bile böyle bir çıkarsama yapmak bana fazla zorlama geliyor.

Son olarak Zizek'in Batı'ya ve Aydınlanma'ya ne kadar mesafe almış olduğu üzerinden kendisine methiye düzen yazarlarımızla bir anektodu paylaşmak isterim. Zizek, birkaç yıl önce Türkiye'ye geldiğinde Bilgi Üniversitesi'ndeki konuşmasını dinlemeye gitmiştim. Kalabalık muazzam olduğundan içeri girememiş, salonun dışındaki ekrandan paneli dinlemek zorunda kalmıştık. Kendisine yöneltilen ilk sorulardan biri başörtüsü yasağına yönelikti. Önce başörtüsünün kapitalizme yönelik büyük bir direniş biçimi olduğunu teslim etti, yasağa karşı olduğunu belirtti ve mealen şu sözlerle devam etti: \'Başörtüsü hususunda tipik bir Aydınlanmacıyım, başörtüsünün kadın özgürleşmesine aykırı olduğunu düşünüyorum.\'

Ya, işte böyle. Ömrünü \'Kapitalizme nasıl direniriz?\' sorusuna cevap aramakla geçir, hâlâ bir cevabının olmadığını itiraf et; ardından kapitalizme karşı bir direniş biçimi olarak gördüğün bir pratiğe karşı ol. Üstelik bu karşı çıkışını da çağdaşın pek çok düşünürün yapısını söktüğü \'kadın özgürleşmesi\' söylemi üzerine bina et... Anlayacağınız, çalışmalarında Zizek'ten oldukça faydalanan, Hegel ve Lacan'ı onun şerhleri üzerinden (bu arada Zizek \'filozof\' değil, filozoflara şerhler düşen ama yeni bir şey söylemeyen bir \'felsefeci\'dir bence) daha iyi idrak etmeye başlayan bir okuru olarak kendisini bu kadar da abartmayalım derim.

Yine de Zizek'in sözlerinin entelijansiyamızdaki Osmanlı algısını sorgulatma biçimini müşahade etmek oldukça keyifli bir tecrübeydi. Keşke iş Zizek'e kalmadan da Osmanlı geçmişimizle hakkıyla yüzleşebilsek ama şu an için bu liberal ütopyadan bile daha uzak görünüyor.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız