İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Arapça öğrenen şeriatçı olmaz...

Arapça öğrenen şeriatçı olmaz...

05 Ekim 2011 Çarşamba, 06:41

Mehmet Ali Birand /Milliyet

Haber Türk Gazetesi’nde Pazartesi günü yayınlanan bir haber duyarlı çevrelerde rahatsızlık yarattı. İlk okuduğumda ben de kendi kendime “Hoppala, bu da nereden çıktı?” dedim. Hemen aklıma Ak Parti iktidarının eksen değiştirme çabaları geldi. “Acaba bu önerinin altında başka bir şey var mı?” sorusunu sordum. Nedense koşullanmış bir kuşkuculuk var içimizde. Adeta içimize yerleşmiş ve bir türlü atamadığımız bir kuşku bu…
Konu 1997’den bu yana ilköğretimin 4. sınıfından itibaren seçmeli yabancı dil olarak verilen ikinci yabancı diller arasına “Çince, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Japonca ve Rusça’dan” sonra Arapça’nın da alınması. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı’nda bir hazırlık başlatılmış. Buna göre önümüzdeki yıllarda Arapça’nın aşamalı şekilde 4. sınıftan 8. sınıfa kadar seçmeli dil olarak okutulması planlanıyor.
Yabancı bir dil okutulmasıyla laik sistemin tehlikeye girmesi arasında belki bir ilişki kurmakta zorlanabilirsiniz. Ancak sözü edilen dil Arapça olunca nedense işin rengi değişiyor. Fransızca, Almanca veya İngilizce olsa kimse böyle bir tartışmaya girmezdi. Normal görülürdü.
Arapça’nın yaygınlaşmasından neden ürküyoruz ?
Oysa her yabancı dil öğrenen kişiye çok şey katar. O kişi bir ikinci kimlik kazanır. Geçmişin içimize soktuğu “Batı değerleri daha yararlıdır…Doğu değerleri geridir” anlayışı özellikle söz konusu dil Arapça olunca daha da canlanıyor.
Fransızca, Almanca veya İngilizce öğrenmek batılı değerlere bağlılık, Arapça ise gericilik, daha da önemlisi İslamcılığı arttırıcı bir unsur olarak görülürdü. Hedefimiz batı, batının teknolojisi ve zenginliği idi. Arap olan şeyler bizi ilgilendirmezdi.
Türkiye, dünya dengeleri düşünüldüğünde artık bambaşka bir sürece girmiş durumda. Bu süreçte de yabancı dil bir zorunluktur. Para kazanabilmek ve başka ülkelerin deneyimlerinden yararlanmak için kaçınılmazdır. Bu dönemde özellikle Arapçayı küçümsemekten vaz geçmeli, öğrenen herkesin kendini Siyasi İslam’a kaptıracağı gibi bir kuşkuyu da üstümüzden atmamız gerekiyor.
Bütün bunlar bir yana, benim yabancı dil konusunda iki önemli notum var:
1- Arapçanın yanı sıra, hatta Arapça kadar önem verilmesi gereken diğer “yükselen dillere” dikkat edilmesi gerekiyor. Bunların başında da Çince geliyor. Unutmayalım ki geleceğin yükselen ülkesi Çin’dir. Ardından da hemen yanı başımızdaki komşunun Rusçası geliyor.
2- Yabancı dil öğretilecekse doğru dürüst öğretilmelidir. Yıllarca yabancı dil okuyan öğrencilerin doğru dürüst bir cümle dahi kuramadıklarını görüyoruz. Herşeyden önce doğru dürüst öğretmen yetiştirelim, iyi bir öğretim altyapısı sağlayalım, sonra eğitime geçelim.
MEB Talim Terbiye Kurulunun dikkatine…




\'Devlet birgün Kürtlerden özür dileyecektir...\'
Hasan Cemal’in son kitabının adı : BARIŞA EMANET OLUN.
Son derece sağduyulu, vatanını seven bir demokratın kaleminden çıkmış bu yaklaşıma eleştirisel bakanların dahi okumaları gereken bir kitap . Hızla üstünden geçtim. Henüz tümünü okuyamadım. Kitabı ileride daha geniş şekilde ele alıp sizlerle paylaşacağım.
Pazar günkü Milliyet’te Miraç Zeynep Özkartal’ın Hasan Cemal ile yaptığı söyleşi beni yıllar öncesine götürdü. Türk toplumunun nereden nereye ne kadar hızla geldiğini gördüm. Doğrusunu söyleyeyim bu toplumun Kürt sorununu aşma yeteneği konusunda güvenim arttı.

Bakın nerelerden nerelere geldik...
1987’de devlet Güneydoğu’daki kimi saldırılar için “Bu olayları Apo’cu haydutlar yapıyor” derken ilk defa; “Hayır, bunun adı Kürt sorunudur ve sadece askerle çözülmez” dediğimde yer yerinden oynamış ve mahkemelere düşmüştüm.
1988’de Öcalan ile ilk defa Bekaa Vadisi’ndeki kampta görüştüğümde neredeyse PKK sorununu çıkaran insan benmişim gibi devletin güvenlik ve yargı kurumlarından ve TSK’dan idam cezasına çarptırılmış gibi muamele gördüm.
1993’te “PKK, Kürt sorununun doğurduğu bir örgüttür ve ne yazık ki bu sorunun varlığını bize insanlarımızı öldürerek kabul ettiriyor...Asala’nın da diplomatlarımızı öldürerek Ermeni sorununu hatırlattığı gibi…Bu sorunlarımızla yüzleşmemiz için mutlaka darbe mi yememiz gerekiyor?” deyince, devletin her kurumundan ve o kurumlara biat eden yazarlarımızdan büyük tepki görmüştüm.
1997’de “Birgün Öcalan’ı veya PKK’nın önde gelenlerini TBMM’de görebiliriz. Böyle bir durumla karşılaşırsanız hiç şaşmayın. Tarih bu örneklerle dolu…” diye yazınca 28 Şubatçılar tarafından andıçlandım.
1998’da Öcalan’ın yakalanmasından sonraki bir 32. Gün programında, “Bir süre sonra, Mandela gibi ev hapsine çıkarılması ve ardından da serbest bırakılma kampanyası başlayacaktır “ deyince kendimi yine mahkemede buldum.
Hayatım hep bu mücadeleyle geçti.
Hasan Cemal’i şimdi gıptayla izliyorum. Hem yaptıklarını hem de bu gazeteciliğini kitaba dönüştürerek toplumla paylaşmasını. Görüşlerindeki dengeye saygım artıyor. Daha da önemlisi, Türkiye’nin bu konudaki farklı görüşleri algılamasındaki büyük değişimi gözlemek büyük keyif veriyor. Artık daha anlayışlı, daha uzlaşıcı bir kesim oluşuyor. Demek ki geçmişin tüm çabaları boşa gitmemiş.

Alışıyoruz... Alışıyoruz...
Milliyet’teki söyleşi ve kitapta son derece önemli ve doğru saptamalar var …
Hasan Cemal son derece açık ve haklı şekilde artık PKK’ya farklı baktığını ve farklı sıfatlar kullandığını söylüyor. En önemlisi de “… Birgün gelecek devlet Kürtlerden özür dileyecektir…” diyor.
Doğrudur. Belki bizlerin yaşamı içinde göremeyeceğiz. Ancak ilerde T.C Devleti Kürt kökenli vatandaşlarımızdan özür dileyecektir. Artık PKK ile Kürt sorununu birbirinden ayırmayacaktır.
Türk toplumu giderek Kürt sorununu anlıyor ve Kürtlerin varlığına, Kürtlerle bu ülkeyi paylaşma fikrine alışıyor. Hasan Cemal’in bu gelişmelere katkısı büyük oluyor.
Bunlar Cemal’in kitabıyla ilgili ilk saptamalar. İleride daha ayrıntılı şekilde paylaşacağız . Zira böylesine tek bir yazıyla geçilecek bir kitap değil…(Everest yayınları 0212 513 34 20 www.everestyayinlari.com

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız