İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Madem ülke menfaati için, anlatın o zaman halka

Madem ülke menfaati için, anlatın o zaman halka

19 Eylül 2011 Pazartesi, 08:58

Can Ataklı/VATAN

Sevgili okurlar, geçen haftayı Başbakan Erdoğan’ın “Arap baharı turu” ile geçireceğimizi düşünürken, hiç beklenmedik biçimde iktidarın Apo ve yurt dışında yaşayan bazı temsilcileriyle yaptığı görüşmenin ses kayıtları ortaya saçılıverdi. Bu herhalde MİT tarihinde görülmemiş olaydır. Arkasının gelmesi olasılığı da yüksektir.

İki büyük skandal

Ses kayıtlarının ortaya çıkması iki büyük skandalın da kamuoyu tarafından öğrenilmesini sağladı. Birincisi en sıkı korunduğu sanılan MİT’ten bu kadar önemli bir bilginin sızması. İkincisi ise hükümetin terör örgütüyle resmen görüştüğünün anlaşılması. Başbakan “hükümet değil, devlet görüşüyor. Aksini söyleyen şerefsizdir” demişti.

Yandaşlarda telaş

MİT’ten bilgi sızması AKP iktidarını telaşlandırdı. İlk gün kayda değer bir açıklama gelmedi. Ancak yandaşlar durumdan vazife çıkararak önce ses kasetinin kim tarafından yayınlandığını ve zamanlamasının önemli olduğu konusuna yoğunlaştılar. Hemen ardından ise “Savaşın bitmesi için doğru olan yapılıyor” yaygarası başlatıldı.

Terör örgütüyle görüşme

Bir devlet gerektiğinde kendisine çok ağır hasarlar verdirmiş bir terör örgütüyle masaya oturur mu? Görüşmeler gizli yapılabilecek ve kesin sonuç alınabilecekse elbette görüşebilir. Dünyada bunun örnekleri var. Ancak belli ki iktidarın terör örgütüyle yaptığı görüşmelerde hem sonuç alınamamış hem de bilgi sızdırma bilek güreşine dönüşmüş.

Sosis yapmak gibi

Bilinen sözdür, “sosisle siyasetin nasıl yapıldığını görmeye kalkmayın çünkü ikisi de mide bulandırır” denir. Devletlerin “gizli operasyonlar” yapması da böyledir. Kimsenin haberi olmaz ve olumlu sonuç alınırsa her şey yolunda gider. Operasyon kesin sonuç alınmadan deşifre olursa, bu hem suç olarak algılanır hem de siyasilere ağır sorumluluk yükler.

“İnfial yaratmadı”

Yandaş medyanın telaşlanan kalemşörleri birkaç gündür ısrarla “Beklenen olmadı. Halk bir infial göstermedi” dedikten sonra “Bu halkın artık barış istediğini, ne yaparsanız yapın sorunu çözün dediğini gösteriyor” vecizelerini saçıyorlar. Halkın ortak sesi medyadır, medya böyle olunca halkın ne düşündüğünü öğrenmek mümkün olmaz.

Acaba böyle mi?

Gerçekten halk 40 bin kişin ölümünden sorumlu terör örgütünün lideriyle hükümetin yaptığı görüşmeyi destekliyor mu? Bunun öğrenilmesi için yandaş kalemşörlerin heyecanlı yazılarına gerek yok, yapılacak şey “anayasada yapılacak yeniliklerin” hiç zaman yitirilmeden açıklanmasıdır. Bakalım o zaman da aynı tepki gelecek mi halktan?

Yeni anayasa

İktidar zaman kaybetmeden açıklamalı; Anayasa’daki “vatandaşlık tanımı”ndan Türk kelimesi çıkacak mı çıkmayacak mı, Anayasa’ya “Kürt” tanımı girecek mi, Güneydoğu için “özerklik” anlamına gelecek bir madde olacak mı? Bunlar açıklansın ondan sonra kamuoyunun nabzını tutanlar harekete geçsin, gerçeği ancak o zaman görebileceğiz.

Güvenilen yüzde 50

Tabii aslında AKP ve yandaşları şunu söyleyebilir; “Seçimden önce yeni anayasa vaatlerinde bulunurken, Anayasa’dan Türklüğün kalkacağını, özerklik ilan edileceğini, Apo’yu da kapsayacak bir af çıkarılacağını çeşitli yollardan halka anlattık. Türk halkının yüzde 50’si bunları bile bile AKP’ye oy verdi. Demek ki genel uzlaşma bu yönde.”

Bir daha anlatın

Ancak ben de diyorum ki; “seçim kampanyası adil olmadı. İktidar devlet gücünü alabildiğine kullanırken muhalefet sesini fazla duyuramadı. Ayrıca halkın geçim ve işsizlik derdi en üst noktada olduğu için yeni anayasayı bir demokratik kurtuluş olarak değil, bir fantezi olarak değerlendirdi, o halde vaatleri açıkça tekrarlamakta yarar var.”

Ama öyle değil

Göreceksiniz ki yandaşlar yine kalem oynatacak ama iktidar “çözüm arıyoruz” klişesinden öte bir şey yapmayacak. Hatta yine göreceksiniz, yeni anayasa konusundaki çalışmalar da yavaşlayacak. Çünkü iktidar terör örgütüyle yapılan görüşmelerin ve bu görüşmelerde örgüte verilen vaatlerin ortaya çıkmasını göze alamaz. İşin şakası yok.

Sertleşmenin nedeni

Bunu bu kadar net yazabilmemin temel dayanağı, başta Başbakan olmak üzere iktidarın Kürt politikasında “1993’lere rahmet okutan” sertliğe geri dönmesi. Şöyle bakın duruma; “Apo ve adamları ile defalarca görüşülmüş. Belli ki önemli uzlaşmalar da sağlanmış. Ama sonra ne olduysa olmuş, ya bu sözler tutulmamış ya da bunlar örgüte az gelmiş.”

Sözünü tutmayan kim

Mantıklı bakınca, cayan tarafın iktidar olduğu anlaşılıyor. Çünkü her şeye rağmen verilen sözlerin Türk halkına anlatılmasında ve halkın bunları hiçbir şey olmamış gibi kabul etmesinde müthiş zorluklar var. Seçime kadar halkı yanlış yönlendirmek mümkün, ama işin hayata geçirileceği aşamada halkın tepkisini hesaplamak zor.

Kimse anlamıyor

Bazıları yine “halka mı hakaret ediyorsun” türü saçmalıklarla bana karşı çıkabilir. Ama ısrarla söylüyorum ki, Türk halkı yaşadığımız olaylar konusunda son derece bilgisiz. Kimse olayları enine boyuna tartmıyor, medyadaki olağanüstü beyin yıkama propagandalarının etkisinde kalarak “Kan dökülmesin de ne olursa olsun” diyor. O kadar.

Peki ‘ne olsun’un cevabı ne

İşin püf noktası burada. Elbette kan dökülmesin. Kürt sorunu çözülsün. Tamam da nasıl? Sorun bakalım kalabalıklara, bu konuda bir fikirleri, oluşmuş bir kanaatleri var mı? Gidin o halka “Çözüm ülkeyi bölmek ya da Güneydoğu’da bize bağlı ayrı bir devlet oluşturmaktır, Apo’yu önce ev hapsine alalım sonra buraya yollayalım” deyin bakalım.

İktidarın paniği

Elbette yandaşlara ve Kürt Teali Cemiyeti gibi çalışan kimi medya mensuplarına göre hava hoş. Onlar “Anayasa’dan Türklük çıkarılsın, ayrı devlet ya da özerklik olsun, Apo affedilsin” diyebilirler. Ama iktidar bunu söyleyemez. AKP’nin arkasındaki yüzde 50 Orta Doğu’daki gibi “İslam devleti isteyenlerden” oluşmuyor. AKP de bunu biliyor.

Hedef şaşırtmaca

Başbakan Erdoğan’ın partisinin diğer sözcüleri ya da yandaşların aksine içeriğe hiç girmeden MİT Müsteşarı’na sahip çıkması ve “Hata yapmış olsa bile adam harcamam” demesi bu yüzdendir ve aslında hedef şaşırtarak halkın kafasını karıştırmak istemektedir. Çünkü en azından Erdoğan da bilir ki bu olayda harcanacak kişi MİT Müsteşarı değildir.

Önemsiz detaylar

En başa dönüyorum; yandaş kalemşörlerin “kim sızdırdı, zamanlama önemli, beklentinin aksine halk hiç tepki göstermedi” demeleri, iktidarın terör örgütüyle pazarlık etmesini mazur göstermez. Böyle bir görüşme “hesabı verilmesi gereken” bir suç kapsamındadır. En azından hangi kanunumuzda “terör örgütüyle görüşmek” yasal sayılıyor?

Ya adam harcamak

Başbakan anladığım kadarıyla “terör örgütüyle pazarlık yapmayı” bir tür ülke menfaati olarak görüyor. Bu nedenle de “yapanları harcamayacağını” söylüyor. Bu mantıkla bakarsak, geçmişte bir dizi gizli operasyona kalkışan devlet görevlilerinin hepsi bunu ülke menfaati için yaptıklarını söylemektedir ki, buradaki hassas terazi nedir?

Kim karar verecek?

Terör örgütüyle gizli pazarlık yapılması, burada bilinmeyen bir nedenle tekrar ayrı düşülmesi ve art arda şehitler gelmesi, bu operasyonun başarısızlığını gösterir. Ona rağmen yapılanı “ülke menfaati” olarak değerlendirme hakkı kimdedir? Yapılan ülke menfaati içinse daha önceki PKK mücadelelerinin suç olduğuna neden savcılar karar veriyor?

Yargıya bırakalım

O halde şu öneriyi getirmek istiyorum; Eğer bir operasyon gizli yapılıyorsa, hukuk dışına çıkılmış demektir. Terör örgütüyle görüşmek de yasal değildir, iktidar bir riske girerek ülke menfaati için bunu yaptığını söylemiş ancak yakalanmıştır. O halde konu yargıya intikal ettirilmeli ve savcılar bu gizli pazarlığın suç olup olmadığına karar vermelidir. Yarın konuyu biraz daha açacağım.

Başbakanlık Özel Temsilcisi

Son olarak dikkatimi çeken bir noktayı daha paylaşmak istiyorum. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın MİT’in resmi sitesinde fotoğraflı özgeçmişi var. Pek çok önemli görevde bulunan Fidan’ın görevlerinden biri de “Başbakanlık Özel Temsilcisi” olarak belirtiliyor. Bu unvana bugüne kadar hiç rastlamadık. Başbakanlık Özel Temsilciliği unvanı ne zamandan beri kullanılıyor ve başka özel temsilciler de var mı? Umarım cevap alırız.

Hepinize iyi haftalar diliyorum

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız