Ananızın ak sütü kadar helal olan hakkınız elden gidiyor!

18 Eylül 2011 Pazar, 07:03

Mustafa Mutlu/VATAN

Henüz 14-15 yaşlarındayken öğrendiğim “temel bir çelişki” vardır ki; hiç değişmedi...

“Emek-sermaye çelişkisi!”

12 Eylül darbesinden sonra emekçilerin haklarını aramaları zorlaştırıldı, sendikalara üye olanlar cezalandırıldı, sendikalar sermayedarların adamlarına emanet edilerek sendikal mücadele ortadan kaldırıldı.

Ve bu temel çelişki unutturuldukça, “öncekinden biraz daha fazla kazananlar”, hep sermayedarlar oldu!


***


Yine öyle oluyor...

Bizi “dinle” uyutmaya çalışıyorlar...

Toplumu, “laikler-Müslümanlar” diye bölüyorlar...

“Alevi-Sünni farklılığı”nı, kültürel zenginlik olmaktan çıkarıp, çatışmaya dönüştürmek istiyorlar...

“Laiklik, dinsizlik değildir” diye başka ülkelerin halklarına nutuk atıyorlar ama...

Bu ülkede, “Müslüman insan, laiklikten yana olmaz” lafıyla düzen değiştiriyorlar!

Hak arayan emekçilere ise hep “acıyarak” bakıyorlar...

“Karınları tok, sırtları pek tutulması gereken zavallılar” muamelesi yapıyorlar...

Ne zaman “milli gelirin adil bir şekilde paylaşılması” konusunda bir fikir ortaya atılsa, İslâm’ın bu konudaki buyruklarını unutuveriyorlar!

Kendilerini ise “verebildikleri kadar sadaka vererek” rahatlatıyorlar!

İşsiz bıraktıkları insanları polise dövdürüp, kışın ayazında buz gibi havuza attırıyorlar...


***


“Din”le ilgili çelişkilerin etki etmediği yerde, “milliyetçilik” kozunu kullanıyorlar...

Kardeşçesine bir arada yaşayan insanları, farklılıkları ön plana çıkartarak savaştırıyorlar...

Yani... Hayatlarını emekleriyle kazanan insanları, ellerinden geldiği kadar çok gruba bölmeye ve düşmanlaştırmaya çalışıyorlar ki; örgütlenip haklarını istemeye kalkmasınlar!

Tüm bunları; asla harcayamayacakları kadar çok para kazanmak için yapıyorlar...

“Sadece daha çok para kazanmaya koşullanmış yaratıklar” oldukları için, “komşusu açken, tok yatanı Allah affetmez” terbiyesiyle büyüyen bu ülkenin insanlarını, bölüp bölüp sömürüyorlar!

Bunun için; onurlarını, namuslarını, hatta vatanlarını bile satmayı kendilerine yedirebiliyorlar!

Dedim ya...

14-15 yaşından bu yana bilirim bu “temel çelişki”yi...

Ve hâlâ bazı saf insanların görememiş, anlayamamış olmamasına “insan” denilen canlı türü adına... Üzülürüm!


***


Durup dururken aklıma gelmedi bu “temel çelişki...”

(Aslında hiç aklımdan çıkmıyor ya... Neyse!)

Güneydoğu’da bölücü örgütün “devlet ilan etmesine” ramak kala, kendilerini Arap topraklarına atanların ve “Müslüman dünyasının liderliği”ne soyunanların...

Durup dururken Suriye’ye ve İsrail’e savaş resti çekenlerin...

İçeride yaptıklarını görmenizi istiyorum artık!

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz hafta içinde bir açıklama yaptı ve kıdem tazminatının kaldırılacağını, yeni bir modele geçileceğini açıkladı...

Bu model daha önce Avusturya’da hayata geçirilmiş... Özü şu:

İşçi ya da memur; kıdem tazminatını patronundan değil, oluşturulacak bir fondan alacak...

Patronlar bu fona her işçi için belli bir miktarda para yatıracaklar...

Tabii; devlet de memurları için!

Böylece; işten atıldığınız ya da emekli olduğunuz zaman devletin ya da patronun kasasından toplu bir para çıkmamış olacak!

Ne kadar “iyi ve adil bir sistem” değil mi?


***


Siz öyle sanın:

Bu sistem Avusturya’da hayata geçirildiğinde ne olmuş biliyor musunuz?

Viyana İşçi Odası’nın Danışmanı Kadim Ülker’in dün VATAN’da yayınlanan demecine göre tazminatlarda yarı yarıya gerileme olmuş!

Eski sistemde 10 yıl çalışan bir işçi 6 bin euro tazminat alırken, bu sistemde 2 bin 700 euroya düşmüş...

Eski sisteme göre 25 yıl çalışılınca alınan tazminat tutarı, yeni sisteme göre ancak 37 yılda alınabiliyormuş!


***


Paranın da paraya tapanların da vatanı, milliyeti, dini, imanı yoktur!

Onların tek Allah’ı paradır...

Sadece, kendilerine daha çok kazanma yolu açanları severler...

Şimdi...

Bu pazar gününün sakinliğinde arkanıza dayanın ve düşünün:

Siz hiç patronların oluşturduğu derneklerin; laik, demokratik, sosyal hukuk devletinden sapma gösteren uygulamalara ya da bölücü terör örgütünün estirdiği terör rüzgârına tepki gösterdiğini gördünüz mü?

Görmediniz... Göremezsiniz!

Çünkü onların canı sadece paralarına ve kazançlarına göz dikildiğinde yanar...

Ve sadece o zaman bağırırlar!

İktidarlar da bu “uysal ama obez çocukları” bol bol besler ki...

Sesleri çıkmasın!


***


Halkın yüzde 50’sinin bu “basit gerçeği” anladığı gün, bu ülke dünyanın en yaşanılası ülkesi olur!


*****


Günün Sorusu

CHP Genel Başkanı, Petrol-İş Sendikası’nın 26. Olağan Genel Kurulu’nda iktidarı sert sözlerle eleştirirken salondaki bir kişi, “Siyasi mesajlar veriyorsunuz” diyerek tepki göstermiş...

Bu iktidar yandaşı arkadaş acaba aynı sözleri Başbakan’a söyleyebilir miydi? Söylese, başına neler gelebilirdi?