İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Anlamsız savaş, popülist siyaset

Anlamsız savaş, popülist siyaset

17 Temmuz 2011 Pazar, 07:19

Kadri Gürsel

Süre giden bir savaşta birbirini öldürenler açısından en trajik dönem, sonucun belli olduğu andan sonrasıdır. Ya da o savaşın nasıl sonuçlanmayacağının artık malum olduğu andan ötesi...
Çünkü bu andan itibaren o savaşta ölümler, hiç olmadığı kadar yürek paralayıcı, kabul edilemez ve anlamsız olurlar.
Madem ki savaş siyasetin askeri araçlarla sürdürülmesidir, o halde askeri durum bir sonucu ya da arzulanan sonuçlara ulaşmanın imkânsızlığını ilan ettikten sonra siyaset üzerine düşeni yapmaz ve o savaşa son vermez ise genç bedenlerin toprağa düşmesi daha da katlanılmaz bir durum olur.
Ve işte bu yüzden geçen perşembe günü Silvan kırsalında 13 asker ve 7 PKK’lının ölmesi, nasıl vuku bulmuş olursa olsun, şimdi her zamankinden daha katlanılmaz, yürek paralayıcı ve anlamsızdır.
Sadece bu 20 genç insan için değil, şu son 12 yıldır ölenler için de bu böyle.
Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği tarih olan Şubat 1999’da artık nihayet iki tarafın da istediği biçimde sonuçlanmayacağı belli olmuş bir savaşta, bu ülkenin yoksul Türk ve Kürt gençleri hâlâ birbirlerini öldürüyorlar.
Niçin?
Siyaset müessesesi görevini yapmadığı için.
1999’dan 2011’e doğru gelirken, Türkiye’nin iç barışıyla ilgili tayin edici kararların alınmasında güç ve yetki, özellikle de 2007’den itibaren artan oranda, askeri ve bürokratik vesayet organlarından siyaset kurumuna geçmiş ve bu süreç bugün artık kesinlikle tamamlanmıştır.
Son 50 yılın en güçlü seçilmişi Recep Tayyip Erdoğan ve onun mutlak egemenliğindeki AKP iktidarının, bu ülkenin en hayati sorunu olan Kürt meselesini çözmemek için bugün sığınacağı bir mazeret kalmamıştır.
Asker, Kürt sorununun çözümüne engel değildir artık. 40 küsur generalin hapse atılması suretiyle, ülkeyi yönetme hevesinin bedeli ödettirilmekte olan bir “askeriye” var bugün.
Emniyet, yüksek yargı, adli yargı, AKP ve Cemaat’ten müteşekkil fiili iktidar koalisyonunun kontrolü altında... Üniversiteler de öyle.
Medyanın yarısından fazlası iktidarın sesi olmuş; geriye kalanı da korkutulmuş ve sindirilmiş.
“Parlamentodaki muhalefet” derseniz, siyasi taktik ve düşünsel zenginlik bakımından AKP iktidarını zorlayacak çapta değil. Kısacası, kolay lokma...
Bölgesel konjonktür de özellikle 2008’den beri Kürt sorununun çözümü için uygun.
Kürt sorunu babındaki bu mükemmele yakın şartlarda, AKP’nin gül bahçesindeki tek diken, “Kürt sorunu çözülmesin ama terör belası son bulsun” şeklinde, neredeyse 30 yıldır aynı insiyaki tepkiyi vermeye devam ede gelen önemli miktardaki Türk seçmenidir.
Başbakan Erdoğan’ın gönlünde yatan aslan “başkanlık sistemi”... Bir “yeni rejim”in ilk başkanı olmak... Bunu biliyoruz. Başkan olamayacaksa, cumhurbaşkanlığına gönül indirecek.
Peki, hem başkan olmak isteyen hem de Kürt sorununu çözmek gibi bir tarihi görev ve sorumluluk ile yüz yüze kalmış olan Sayın Erdoğan, bu düzlemde Kürt sorununun çözülmesini içine sindiremeyen seçmenle nasıl bir etkileşim içine girecek?
Bir popülist lider hüviyetiyle, bu milliyetçi seçmeni kızdırmamak için şerbeti onların nabzına göre verip, artık nasıl mümkün olacaksa, Kürt sorununda vaziyeti idare etmeyi mi yeğleyecek?
Yoksa bir tarihi lider kimliğiyle bu seçmeni, Kürt sorunu çözüm yoluna sokulmadan terör belasının son bulamayacağı gerçeğini nihayet içselleştirmeye ikna mı edecek?
Önceki gün söylediklerine bakınca, popülist tercihin ağır bastığını görüyoruz.
Öyle olmasa, 90’lı yılların militarist jargonuyla BDP’yi kast ederek, onlara “terör örgütünün uzantıları” demezdi. Siyasileşmiş, kentleşmiş ve kitleselleşmiş bir Kürt sorununda “uzantı” kalmış mıdır? Bunun üzerinde herkes düşünmelidir.
Öyle olmasa, “farklı stratejiler” uygulamaktan dem vurmazdı. 30 yıldır uygulanmamış strateji mi kaldı? “Farklı strateji” yoktur; eski “güvenlikçi stratejiler” vardır ve onların da başarısızlığı ortadadır.
Başbakan’ın popülizm tercihi ağır basmasa, “Önce terör örgütü silah bıraksın” demezdi. Bugünkü şartlarda Kürt hareketine silah bıraktırmanın, soruna siyasi çözümün bir aşamasında ancak mümkün olabileceğini eminim kendisi de bilmektedir.
Kürt sorununa çözümün önündeki en büyük engeli teşkil etme “görevini” askerden devralmak, Sayın Başbakan’ın gücünün zirvesindeyken benimseyeceği tercih olmamalıdır.
Not: 4 Ağustos’a kadar ara veriyorum.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız