CHP, parti içi demokrasiyi getiren yeni bir tüzüğü hemen yürürlüğe koyarak örgütünü ve politikalarını yenileme yoluna girmelidir.
CHP Meclis’e girdi, yemin etmedi; yani görevine başlamadı. Bu anlayışın sürdürülmesi durumunda, Meclis Başkanlığı için aday göstermeyecek, başkanlık seçiminde oy kullanmayacak, Meclis Başkanlık Divanı oluşumuna ve komisyonlara üye vermeyecek, hükümet kurulması çalışmalarına katılmayacak, oy kullanmayacaktır.
CHP’nin içinde bulunduğu ruh halini ve siyasal anlayışını belirtmek için bir durumu çözümlemek istiyorum:
Meclis’te göreve başlamayı siyaseten uygun bulmayan CHP, evvelki gün, Geçici Meclis Başkanı Oktay Ekşi’ye tutuklu milletvekillerine yemin yolunun açılmasını öngören bir kanun teklifi verdireceğini açıklamıştı.
Bu kanun teklifini Oktay Ekşi’nin ne zaman imzalamasının düşünüldüğü önemliydi. Sayın Ekşi’nin geçici başkanlığının sürdüğü üç beş gün içinde mi, yoksa Meclis başkanı seçiminden sonra, milletvekillerinden biri olduğu zaman mı yasa teklifini vermesi düşünülüyordu?
Eğer geçici başkanlık sıfatı sürerken yasa teklifi verecektiyse Meclis başkanlarının yasa teklifi vermesi yolunu açacaktı. Şimdiye kadar Meclis başkanının bir kanun teklifini hazırlayıp başkanlığa (kendisine) sunduğu duyulmamıştı.
Eğer başkan seçiminden sonra Sayın Ekşi bir kanun teklifi hazırlayıp sunacaktıysa kanun teklifinin içeriğini açıklamanın ne anlamı vardı?
Hemen veya sonra verilecek böyle bir kanun teklifinin görüşülmesi ve yasalaşması olası mıydı? Ne zaman? CHP hangi öngörüyle ve niçin bu teklifi verecekti? CHP bütün bunları düşünmemiş, Ekşi’nin teklif vereceğini açıklamıştı.
CHP için bir örnek
Dün öğle saatlerinde, Sayın Ekşi’nin kanun teklifi hazırlayıp vermesinden vazgeçildiği duyuruldu. Geçici başkanın bir teklif vereceği sözü zaten adım atma heyecanıyla ve aceleyle üretilmişti, aceleyle vazgeçildi.
“Ekşi’nin kanun teklifi” sözü, CHP’nin yönetimi hakkında bilgi veren bir örnektir. Yönetim anlayışının küçük büyük örneğine aylardır zaten tanık olmaktayız. Verilmiş sanılan kararların olmadığı veya değiştirildiği, uygulanan kararların yanlış tanıya dayandığı, aslının olmadığı, uygulamanın sonuna gelindiğinde vazgeçildiği, uygulandığında yanlış bir şey yapıldığının anlaşıldığı birçok olay yaşadık. Örnekler, CHP’nin yönetilmediğini veya yönetim mekanizmasının, en azından doğru çalışmadığını göstermiştir. Evrensel iki kanunu (önermeyi) hatırlatayım: Yönetilmeyen bir yerde başarı rastlantısaldır. Bir kişiden fazla insanın çalıştığı bir kurumun yönetilmesi gerekir.
Bu kanunlar, yukarda verdiğim örnekle birlikte düşünüldüğünde, CHP’de bir yönetim sorununun bulunduğunu söyleyebiliriz.
Yönetilmeyen CHP
Okuyucularımın, CHP’ye oy verenlerin ve bütün CHP’lilerin öncelikle bu sorun üzerinde düşünmelerini istiyorum. Yönetilmeyen bir CHP ile siyaset yapılabilir, ülkeye yararlı olunabilir mi? Bugünkü haliyle CHP ile nereye kadar gidilebilir?
“CHP iyi yönetiliyor”, hatta “iyi kötü yönetiliyor” diyenlere hiçbir sözüm yok. Bunlara göre CHP aylardan beri görüldüğü gibi yürüyecek, onlar da mutlu olarak yaşayacaklardır! Onlar, ülkemizin çağdaş demokratik bir partiye ihtiyacının farkında değildirler ya da CHP’yi çağdaş demokrat bir parti sanmaktadırlar. Onlar için gerçekten hiçbir mesele yoktur; benim yazılarımı da okumaları gerekmez, zaten bana kızarak zaman kaybetmelerinin de yararı yoktur!
Oysa, benim gibi çağdaş, kalkınmacı, demokrasiyi içselleştirmiş, evrensel insan haklarına saygılı, ilerlemeci çağdaş bir parti bulunması gerektiğine inananlar, yönetilmeyen bir CHP ile ‘vaziyeti idare’ edemezler. Bu durumu kabul etmek bana göre sorumsuzluktur.
Bu nedenle ben, CHP’nin yeniden yapılanmasının her şeyin önüne konularak, gün geçirmeden denenmesini istiyorum.
CHP, parti içi demokrasiyi getiren yeni bir tüzüğün hemen yürürlüğe konulmasını sağlayarak bu tüzükle örgütünü ve politikalarını yenileme yoluna girebilir.
Böyle bir yenilenmenin olası olup olmadığı sorulmadan, yenilenme projesi yapılmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
|