İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

İkna Odaları’ndan ‘İkna Meclisi’ne

İkna Odaları’ndan ‘İkna Meclisi’ne

30 Haziran 2011 Perşembe, 07:42

Nuray Mert

Otoriterlik’ sadece bir devlet veya rejim sorunu değildir. Otoriterlik, her şeyden önce veya her şey bir yana, bir zihniyet meselesidir. Öyle görünüyor ki, Türkiye’nin temel meselesi bu.
Türkiye’de halihazırda iktidar olanlar, otoriter bir devlet ve rejim anlayışının mağduru idiler. Özgürlük talep ettiklerinde, ‘önce biat edin!’ deniliyordu. Önce ‘irticacı olmadığınızı kanıtlayın’, ‘önce yasalara uyun’, ‘önce başınızı açın, sonra konuşun’ deniliyordu. Üniversiteye girmeye hak kazanmış öğrenciler ‘ikna odaları’nda, mevcut anlayışa, mevcut yasalara biat etmeye ‘davet’ ediliyordu. Oysa sorun mevcut yasalarda, ‘irtica tehdidi’ adına kısıtlanan özgürlük anlayışında idi. Hâlâ, bu eşiği bile tam aşmış değiliz. Bu kafada olanlar güçlerini yitirdiler, ama çoğunun kafası değişmiş değil.

Yeni bir ‘muktedirler dili’
Diğer taraftan, eski dayatmaların mağduru olanlar, haklı olduklarını düşündükleri oranda direndiler, iktidar oldular. Ne hazin bir tecelli, şimdi onlar karşılarına çıkana, ‘önce biat et!’ diyorlar. Meclis’te yemin etmeyenlere, özellikle de, Meclis’i boykot edenlere karşı özetle söyledikleri budur. Bu, iktidar, hatta devlet ve rejim anlayışı değişiyor ama otoriter zihniyet değişmiyor demektir.
Mevcut koşullar altında, ‘önce Meclis’e gelin, çözümü burada konuşalım’ teklifi, bir diyalog teklifi değil. Mantık, ‘ikna odası’ mantığı! Çünkü öncesinde ‘YSK’nın kararı demokrasiyi zorluyor’ denmemiş. Çünkü ‘jüritokrasi bir kez daha milletin iradesinin önünü kesiyor’ denmemiş. Çünkü ‘biz de bu yolardan geçtik, bu mantıktan çok çektik ama demokratik mücadele ile aştık, gelin birlikte bir kez daha aşalım’ denmemiş. Tam tersine, yeni bir ‘muktedirler dili’ kurulmuş, bu dilden konuşulmaya başlanmış, ‘önce yasalara uyun’ denmiş, ‘aday yapacak başkasını bulamadınız mı?’ denmiş, ‘siz de sağlam ayakkabı değilsiniz’ denmeye getirilmiş.

‘Uzlaşma’ başka, ‘biat’ başka
Bunları söylemenin, böyle hizalanmanın, zamanında Refah Partisi ve Fazilet Partisi kapatılırken, Erdoğan mahkûm edilirken, AKP’ye karşı kapanma davası açıldığında, ‘onlar da şunu yapmasaydı, bunu söylemeseydi’ demekten, diyenlerden ne farkı var? Biz tüm bunlara neden karşı çıktık? Neden ‘haksızlıktır, zulümdür’ dedik? Ben kendi adıma, o zaman da, mevcut yasaları otoriter buluyordum, meşruiyetini kaybetmiş görüyordum, şimdi de. Sizler için ne değişti?
Muhafazakârların özgürlük alanı, mevcut iktidar partisi, toplumsal meşruiyete dayanarak direndiği için, genişlemedi mi? ‘Sadece direnmedik, aynı zamanda uzlaştık’ diyebilirler. Doğrudur, demokrasi aynı zamanda müzakere ve uzlaşma zemininde hareket etmeyi gerektirir. Ama ‘uzlaşma’ başka, ‘biat etmek’ başkadır. Uzlaşmak; özgürlük alanını daraltmak değil, genişletmek adına karşılıklı taviz ve anlayış göstermek, bunun gereğini yapmaktır. Biat etmek ise, ya korkup tırsıldığı için ya da siyasal hesap uğruna doğru olduğuna inandığından vazgeçmektir.

Otoriter siyaset anlayışı hep diri
Şu anda, BDP öncülüğünde Bağımsız adaylara teklif edilen ‘uzlaşma’ değil, ‘biat’ etmektir. Biat, bir siyasal heyetin sadece ‘siyasal onuru’nu değil, ‘demokratik temsil’ kabiliyetini zedeler. O adaylar, Kürtler adına özgürlük taleplerini seslendirsinler diye seçildiler, ‘gel deyince gelsinler, git deyince gitsinler’ diye değil. Böyle davranırlarsa önce seçmenleri tepki gösterir, toplumsal meşruiyetleri zedelenir.
Hal böyleyken, bırakın iktidar partisini, kendini bağımsız demokrat diye tanımlayanların bile, demokratik bir tepki türü olan ‘boykot’a bin bir kulp bulmaya çalışmaları hem siyasi körlük, hem de büyük haksızlık. Aslında, şaşmamak gerek, çünkü burası devirlerin değiştiği ama otoriter siyaset anlayışının diri kaldığı bir ülke. Sonuçta, ‘ikna oda’larından, ‘ikna meclisi’ne giden yol kısa oldu. Ama belli ki, demokrasi yolu çok uzun ve engebeli olacak.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız