İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Devletleşen ırkçılık

Devletleşen ırkçılık

24 Haziran 2011 Cuma, 10:13

A. Cihan Soylu/Evrensel

Milliyet gazetesi mahreçli bir “haber”(!); onu kaynak gösteren çeşitli diğer gazete ve yayın kuruluşları tarafından da yayıma konarak yaygınlaştırıldı. Buna göre, “ BDP’nin desteklediği sosyalist kökenli Levent Tüzel, Sırrı Süreyya Önder ve Ertuğrul Kürkçü’nün, ‘yemin metninde ırkçı söylemler bulunduğu; yemin metni içinde yer alan, ‘Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma’, ‘Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma’ ve ‘Büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim” ifadelerini düşüncelerine ters sayarak milletvekili yeminini okumak istememekteydiler.
Milliyet başta olmak üzere bu “iddia”yı ileri süren yayın kuruluşları, gazeteler, İnternet siteleri böyle bir enformasyon için herhangi kaynak göstermediklerine göre, bu iddia, adı geçen milletvekillerine, Barış ve Demokrasi Partisine, “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku”na karşı bir şantaj girişimi olarak da alınabilir. Ya da örneğin, bu türden bir haber yapanlar belli bir açıklamadan değil ama bu milletvekillerinin sahip oldukları dünya görüşünün milletvekillerine dayatılan “yemin metni”ndeki antidemokratik-şoven karakterli düşüncelerle temelden çeliştiğini bilerek, kendi yorumlarını haberleştirmişlerdir. Her iki durumda da ortada en azından bir istismar vardır. Bu gazeteler ve İnternet siteleri etik olmayan bir yönteme baş vurmuşlar, bir tür sabotaj ve şantaj yöntemiyle Türk milliyetçiliğinin etkisindeki kesimleri adı geçen milletvekillerine ve BDP’ye karşı kışkırtmaya girişmişlerdir.
Bu sabotajcı girişimi bir yana bırakarak belirtirsek, devrimcilerin ve sosyalistlerin burjuva kapitalist “değer ve ilkeler”e bağlı kalma, bağlılık gösterme zorunlulukları yoktur. Burjuvazinin sınıf olarak ve temsilcilerinin de çeşitli araçlar kullanarak egemen hale getirdikleri ve dayattıkları “ilke”ler işçi ve emekçilerin sömürülmesi ve baskı altında tutulması, hak yoksunluğu, eşitsizlikler ve gaspın dayatılması üzerinden şekillenmişlerdir. Burjuvazinin sınıf olarak ‘kolektif’ çıkarları bu “ilke” ve “değerler”in sürdürülmesini gerektirmekle birlikte, kapitalist çıkar üzerinden şekillenen rekabet her tür entrika, hile, yolsuzluk, kayırma, rüşvet vb. araçlarla bunların ihlalini süreklileştirmek üzere doğurmaktadır. Bu bakımdan, yukarıda adı geçen “miletvekili yemini”nde sözü edilen “ilke” ve “sadakat” konuları da dahil burjuvazinin “bağlılık” gösterdiği tek şey kendi çıkarıdır.
Burjuva basınının adlarını “ifşa ederek” “yemini okumak istemiyorlar” diye sıraladığı milletvekilleri ve ‘Blok Kolektifi’nin bu “yemin okuma” konusunda nasıl bir tutum alacakları ya da aldıkları bu makalenin konusuyla doğrudan ilişkili değildir. Tutumlarını onların kendileri, kendi karar organları belirleyeceklerdir. Biz burada, her yanıyla şantaj ve sabotaj kokan uydurma gazete(ler) haberini veri alarak söz konusu “yemin metni”nin kendisi üzerinde durmak istiyoruz.
Yukarıda birkaç cümlesi-cümleciği aktarılmış “yemin metni”, temel unsurlarıyla dayanaksız, mantığıyla antidemokratik, ülkenin ve halkın gerçek çıkarlarıyla çelişik ve çatışmalı bir anlayışı ifade etmektedir. Böyledir, çünkü; “Atatürk ilke ve inkılapları” diye ifade edilenlerin, özgürlük, demokrasi ve halkın çıkarları açısından burjuvazinin sınıf hakimiyeti ve emek sömürüsünü esas aldıkları gerçeği bir yana, bu “ilke ve inkılaplar” bugün zaten ve bizatihi tekelci gericilik tarafından ortadan kaldırılmışlardır. Bağımsızlık yerine emperyalizme piyonluk, iş birlikçi taşeronluk egemendir. “Sadakat”la bağlı kalınması istenen Anayasa Vashington’un Türkiye’deki kulları tarafından tank-tüfek zoruyla yapılmış, dayatılmış ve kabul ettirilmiş bir anayasadır. Tüm içeriği ve tek tek maddeleriyle işçi sınıfının, emekçilerin ve tüm ezilenlerin haklarının baskı altına alınmasını, Kürt ulusunun varlığı ve haklarının inkarını içermektedir. İçeriğiyle, felsefesiyle, amaçlarıyla antidemokratik ve gericidir. Böyle bir anayasaya sadakat az çok tutarlı herhangi bir demokrat ya da “insan” için bile ‘zul’dur! Bu bir yana, bugünkü tüm sermaye partileri bu anayasanın değiştirilmesinin “zaruri olduğunu” seçim öncesinde de bugün de söyleyip duruyorlar. Böyle bir anayasaya “sadakat”lerini bildirdiklerinde, AKP-CHP-MHP milletvekillerinin örneğin bir tutarlılık sergilemiş olacaklarını düşünmek, kendi kendini aldatmaktan başak bir şey ifade etmez.
Peki “Büyük Türk Milleti” önünde ya da üzerine birilerine yemin ettirmek, bunu içeren bir yemini dayatmak ne kadar yerinde ve doğrudur? Türkiye’yi ABD ve Batı emperyalistlerinin hizmetine sokan anlaşmalara imza atmak mı, ülke topraklarını komşu halkların bombalanmasının üssü haline getirmek mi, uluslararası sermayenin ülke kaynaklarını yağmalaması için tüm olanakları sağlamak mı, hangisi “şereflice” bir tutumu ifade ediyor?
Ya da, “Büyük Türk Milleti” bir tek/tekil özne olarak ifade edildiğine ve Kürt ulusu(Milleti) başta olmak üzere ezilen ulus ve ulusal toplulukların inkarını dayattığına göre, Kürt bir milletvekilinden bu yemini etmesi ne kadar samimi, yerinde ya da gerçeğe uygunluk gösterir? “Ben bu yemini Kürt ve Türk halkının kardeşliği için ediyorum” dediği için polis gücüyle milletvekillerini parlamento kapısından alıp zindanlara götüren anlayışın farklı bir tezahüründen başka bir şey değildir bu.
“Büyük Türk Milleti” ifadesinin bir yemin metnine konması, şoven bir tutumun, ezen ulus milletçiliğinin ırkçılık düzeyinde devlet yönetme yönetmeliklerine-tüzüklerine-anayasal hukuksal belirlemelerine hakim olması demektir. Bu, ırkçılığın devletleşmesi; tersinden söylenirse devletin ırkçılaşmasıdır ve 1924’ten beri hakim politikanın ‘ulusal’ karakterini oluşturmaktadır.
Irkçılık, bir ulusun çıkarları adına başka ulus ve halklara düşmanlık, onların aşağılanması, haklarının reddi demektir. Türk milliyetçiliği, Türk devletinin belirleyici markasını oluşturuyor. Adı geçen yemin metnine ruhunu veren de odur.
Ancak her baskın ve hakim milliyetçilik ısrarı karşı milliyetçilikleri güçlendirmeye mahkumdur. Şovenizmin devlet ideolojisinin temel unsurlarından biri olduğu yerde ne eşitlik ne de özgürlük söz konusu olur. Özgürsüzlüğün, hak inkarı ve eşitsizliklerin, sömürü ve burjuva sınıf baskısının “ilke”leştirildiği ve zor yoluyla dayatıldığı yerde ise, bağımsızlık, tam hak eşitliği, siyasal özgürlük ve sömürüden kurtuluş kavgası her platformda, kendi yolunu açarak, uygun araç ve yöntemlerle sürer ve önünde sonunda zafere ulaşır. Kara propaganda, yalan ve entrikalar, şantaj ve baskı kuşatması bunu engelleyemez.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız