Tayyip Bey, Kemal Bey, Devlet Bey

24 Haziran 2011 Cuma, 07:27

Ertuğrul ÖZKÖK /Hürriyet

KEMAL Bey Allah aşkına kimseyi umursamayın.
Çok başarılı bir seçim kampanyası yaptınız.
Halka dokundunuz.
CHP’ye yeni bir ruh verdiniz.
Lütfen, hem partiniz hem ülkemiz için aynı yolda yürümeye devam ediniz.
MEDET UMMAYIN İçinde bulunduğumuz şu gergin olaydan medet ummayın.
Ne olur; “Bırakalım hükümet çuvallasın” diye düşünmeyin.
Uzatın elinizi; uzatın gönlünüzü;
En çok da samimiyetinizi.
Kürt meselesi, hepimizin meselesidir. Ya hepimiz üstüne çıkarız, ya hepimiz altında kalırız.
Yüzde 26’nın oyunu aldınız.
Yüzde 100’ün gönül oyunu alın.

DENİZ BEY Allah aşkına bırakın artık.
En kritik zamanlarda size destek veren bir vatandaş olarak bütün kalbimle sesleniyorum.
İnanınız ki, artık dönüş yok.
Partiyi tekrar ele geçirseniz ne olacağını siz de biliyorsunuz.
Parti elinizde kalacak...
Çünkü eski CHP kalırsa, yeni Türkiye hicret edecek.
Buyurun gelin, nehir kenarı güzel.
Bakarsınız yaz umduğumuzdan da güzel geçer.
MEDET UMMAYIN Allah aşkına, CHP’nin aldığı yüzde 26’dan medet ummayın.
Hele hele şu günlerde hiç ummayın.

TAYYİP BEY Büyük bir seçim başarısı kazandınız.
Benim gözümdeki büyük devrimci Turgut Özal’ın alamadığı oyu aldınız ve yüzde 50’ye ulaşmış “Büyük Türk liderleri kulübüne” girdiniz.
Dokuz yılda çok güzel işler yaptınız. Türkiye zenginleşti.
“Helalleşmeyi sürdürün.”
Başkaları elini uzatmasa da siz uzatmaya devam edin.
Türkiye’nin yarısının oyunu aldınız, öteki yarısının da gönül oylarını alın.
Kürt meselesini çözelim.
Ülkemizin üzerindeki şu gerginliği kaldıralım.
İkinci bir Onuncu Yıl Marşı’nı bu defa hep birlikte söyleyelim.
Hep birlikte “Çıktık açık alınla, 80 yılda her savaştan” diye haykıralım.
En büyük savaşımızın, medeniyet ve demokrasi savaşı olduğunu bütün dünyaya ilan edelim.
Uzatın elinizi...
Sandığınızdan, beklediğinizden daha kalabalık sayıda el göreceksiniz.

DEVLET BEY Benim sandık oyumu alamadınız, ama gönül oyum hep sizeydi.
Siz hiçbir zaman “kandan medet ummadınız”.
Ülkenin her şehrinde, her kasabasında şehit cenazeleri kaldırılırken, Edirne’den Kars’a kadar muazzam bir ağıt korosu ülkeyi dolaşırken, hep “Sakin olun” çağrısı yaptınız.
Yapmaya devam edin.
Siyaset denizler gibidir, geç ısınır, geç soğur.
Uzatın siz de elinizi, hepimiz uzatalım.
Geçmişte en karanlık günlerden medet ummadınız.
Şimdi de ummayın.
Çözümde sizin de payınız olsun.
Orada burada “milliyetçilik” kelimesi ayaklar altına alınırken, dünyaya “milliyetçiliğin” medeni bir duygu olabileceğini, yurtseverlik anlamına gelebileceğini ispat edin.

AHMET BEY Sevgili Ahmet Türk, biz sizi hep “Makul Türkiye”nin makul insanlar kulübü üyesi olarak gördük.
Kafamızdaki portre budur.
Size yapılan o iğrenç saldırıya hep birlikte karşı çıktıysak, nedeni, kafamızdaki o güzel insan yüzüdür.
Biz onu hiç karalamadık, siz de karalamayın.
Ne demişti Demirel: “Demokraside çareler tükenmez.”
Vallahi tükenmez.
Sakin olun, sükûnete davet edin.
Biraz düşünelim, biraz helalleşelim.
Emin olun çare gelecek.
Anlıyorum, o milletvekili sizin de ananızın ak sütü.
Merak etmeyin, bu toplum onu gasp ettirmez. Yolunu bulur.
Hem Türkleri, hem Kürtleri tatmin edecek, ne sizlere ölçüsüz bir “zafer” veya “hezimet”; ne biz Türklere “egemenin zaferi” veya “çoğunluğun hezimeti” duygusu vermeyen bir çözüm...
Bulacağız.
Ne diyordu Sezen Aksu:
“Bakarsın yaz umduğumuzdan iyi geçer...