İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Bu çocuğa yapılanın günahı kimin?

Bu çocuğa yapılanın günahı kimin?

22 Şubat 2011 Salı, 07:48

Ruhat Mengi/VATAN

Bu ülkede yıllardır toplum “sanki daha önce dini bilmiyormuş da yeni öğrenmiş gibi ve sanki sadece bir kesimi dindarmış da geriye kalanların dinine-inancına bazı partiler ile medyadaki destekçileri karar verecekmiş gibi” şartlandırıldı, kutuplara ayrıldı. Din böylece siyasetin göbeğine oturtularak kullanıldı, oy getirisi de tabii muhteşem oldu.

Her gün dinle inançla ilgili söylemler dilden düşmedi, konuşma aralarına hadisler, ayetler sıkıştırıldı. Peki, nasıl oluyor da dine bu kadar önem veren ve bu durumda “günahtan da korkması gereken” siyasetçilerin yönettiği, insanların din istismarına oy verdiği ülkede kadınlara ve küçücük çocuklara saldıran, onların ve ailelerinin hayatını karartan tecavüzcüler ve kadına-çocuğa şiddet uygulayan, öldüren suçlular “günahı ve sorumluluğu” hiç düşünülmeden serbest bırakılıyor, bu nedenle aynı olaylar giderek daha da sık görülmeye başlanıyor?

Ve toplumdan bu duruma isyan tepkisi duyulmuyor, hatta çocuk tecavüzlerini bile mazur göstermeye çalışabilenler çıkıyor?

‘TECAVÜZE TEŞVİK’ CEZALARI

Kendinden, çevresinden, ailesinden utanmayan ahlaksızlara istedikleri ortam “başta cezaları vermeyen hakimler” olmak üzere elbirliğiyle sağlanıyor? Dün yine Vatan’ın manşetinde “dedesi yaşında rezillerin, aralarında muhtar, korucu, memur ve askerlerin” bulunduğu 26 sapığın 7 ay boyunca tecavüz ettiği 13 yaşındaki çocuğun haberi vardı. Daha önce defalarca yazdığımız, 2002 yılında Mardin’de geçen bu skandalın sanıkları 8 yıllık davadan sonra komik denecek hafif cezalarla kurtuldular.

HELE FATMAGÜL... KESİN SUÇLU!

Bunu yapabilmek için de Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi (yazarken ben utanıyorum) yıllar öncesinde yapılmaya çalışılan ve bizlerin çabasıyla önlenen bir rezaleti “sanki uygulama hakkı varmış gibi” uygulamış ve “13 yaşındaki çocuk 26 yetişkin ahlaksıza karşı koyamadığı için” onun “tecavüze rıza gösterdiğini” savunmuş. Bu nasıl mahkeme ise kesinlikle “dizide Fatmagül’ün 4 tecavüzcüye karşı koyamayıp tecavüze uğramasını” da “Fatmagül’ün hatası” olarak görüyordur. Orada hem Fatmagül birkaç yaş daha büyük, hem de tecavüzcülerin sayısı daha az.. Allah kahretsin bu anlayışı, söylenecek en uygun söz bu!

Acaba Mardin’deki çocuğun ve benzerlerinin yaşadığı vahşetin ve kimbilir kaç kez Adli Tıp’ta aynı olayı tekrar tekrar yaşamak zorunda bırakılmalarının günahını kim taşıyacak? Sadece o sapıklar mı, yoksa ceza vermeyen hakimler, buna susan siyasetçiler ve toplum da ortak mı?

Onlar bunu yapınca kendini prof sanan birileri de, çocuklara bile vahşice tecavüz edilen ülkede çıkıp “tesettürsüz kadınlara tecavüzde kadının kıyafetinin rolü önemlidir” gibi çağdışı, akıl almaz, aynı zamanda suç olan bir sözü söyleme ve öğrencilerine öğretme cüretinde bulunur tabii.. Eğer bu ülkeyi yönetenlerden, hiç değilse milletvekillerinden bir tepki, kınama gelmezse daha da rahat bulur. ( Ankara Barosu’ndan başka suç duyurusu yapan, TKB Başkanı Sema Kendirci’den başka olayı takip eden de çıkmadı. Oysa bu ülkede “tek bir cümle için” zirveden suç duyurusu yapıldığı görülmüştür.)

‘ÇOCUĞUN RIZASI’NA İNANAN DA SUÇLU!

Hatırlatayım, 2002 yılından önce kanun yazan iki hukuk profesörünün TCK taslağına “çocuk tecavüzlerinde çocuğun rızası olup olmadığına bakılmalı” ve “kadınlara toplu tecavüzde, bir tecavüzcü mağdurla evlenmeyi kabul ederse hepsi cezadan kurtulmalı” gibi maddeler konduğunu fark etmiştik. Kadın örgütleri, hukukçular ve benim de aralarında olduğum birkaç kadın gazetecinin aralıksız tepkisi ve uzun mücadeleler sonunda bu maddeler kanuna giremedi .

Ama bana ‘bu maddeleri ancak ruh hastaları düşünür’ dediğim yazılarımdan dolayı Türk basın tarihinin en yüksek tazminat davaları açıldı. Çok sayıda gönüllü hukukçu beni savundu ve sadece “ruh hastası” sözü dışında hepsini kazandık, o da şu anda AİHM’de, onu da kazanacağız. Şu anda ise ‘yasalarda bulunmayan bu saçmalıkları hala kullanabilen mahkemeler varsa’ düşüncemin değişmediğini söylüyorum. Bana dava açacaklarsa yine kazanırım bilmiş olsunlar.

ADALET BAKANI’NI DUYMAK İSTİYORUZ

Mardin’deki bu vahşetin mağduru küçük kız Adalet Bakanı’na da bir mektup yazarak “Benim hayatım karardı, başka çocuklarınki de kararmasın” diye yardım istemiş, sonucu bu “neredeyse çocuğu suçlu çıkaracak” gerekçeli karar mı olmalıydı? Mardin olayı da aynen Ayşe Paşalı cinayetinin kadınların korunması için simge olması gibi (ne oldu, o korunma için yasadan ses yok) çocuk tecavüzlerinde simge bir olaydır. 2002 öncesinde Bakan Hikmet Sami Türk bu davalar ve yasalarla ciddi şekilde ilgilenmiş ve bunun çok yararı olmuştu, şimdi de mahkemelerin suçlulara hak ettikleri ağır cezaları vermek zorunda bırakılması ve doğru yasaların çıkarılması için Adalet Bakanı’nı insiyatif almaya çağırıyoruz.

Ortada somut bir suçun olmadığı soruşturmalarda “iddialar üzerine” şüphelilerin ömür boyu hapsi bile istenebildiğine göre ‘somut ağır suçluların hafif cezalarla kurtarılması’ kabul edilemez. Hele de yasayla önlenmişse!


***


El insaf artık!

Dün Vatan’ın 3’üncü sayfasında da Sakarya’da yol kenarında yürürken bir anne ile kızına çarpıp anneyi öldüren, genç kızı ise komaya sokan şoför Mustafa Sarı’nın serbest bırakıldığı haberi vardı. Öğrenci Dilara Sarıkaya’yı öldüren şoför de serbest.. Bu nasıl adalet, mahkemeler hakimler anlatsın da öğrenelim. Sakarya’da ölen Şükriye Tınmaz’ın kızı Dilek de, Dilara’nın ailesi de isyan ediyor, haksız olduklarını mı düşünüyor bu hakimler? Adalet Bakanlığı kesinlikle bu kararların ne hakla alındığını millete açıklamalıdır.


***


Hasta değil sapık!

Geçen hafta Okan Bayülgen’in programında tecavüz olayları tartışılırken konuşmacı psikolog çok ama çok doğru ve önemli bir noktaya dikkat çekti. Devamlı olarak tecavüzcülere “hasta” muamelesi yapılıyor, tedaviden filan söz ediliyor. Ne hastası, mesela Mardin’deki rezalette 26 tane hasta mı var ? Psikolog hanım da bunların suçu bilinçli olarak işlediğini ve “hasta” demenin çok yanlış olduğunu anlattı ki bu olaylara bakan deneyimli kadın hukukçular da aynı şeyleri söylüyorlar.

Önce bundan vazgeçilmeli, sonra da TV’lerde, gazete haberlerinde ‘tecavüz’ yerine devamlı olarak ‘taciz’ demekten. Anlıyorum utanıyoruz ama suçu küçülterek, küçücük çocuklara, kendinden güçsüz kadınlara zorbalıkla tecavüz eden sapıkları hafif suç işlemiş gibi göstererek utancı azaltamayız, ancak önlemek için gayret göstererek azaltabiliriz belki.

Demek ki ne diyeceğiz;

TE-CA-VÜZ !

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız