ONLARDAN BİRİ”

06 Haziran 2011 Pazartesi, 09:12

Yaşar Seyman/Birgün

Ülkenin Başbakanı Hopa’daki protesto gösterilerinden ölen öğretmen Metin Lokumcu için “Onlardan biri!” diyor.

Diriye saygısı olmayanların ölüye saygısı olur mu?

Onlardan biri Ulaş’ın babası…

Bir Karadeniz çocuğu…

Kaç gündür ‘Denizin Çocukları’ şarkısını dinliyorum. ‘Onlardan biri’ için söylüyor sanki Karadenizli yaşlı kadın: ““Hey Gidi Yalan Dünya/ Şimdi arasak bulamazuk…”

Son yazılarımda Karadeniz türkülerinden, derelerinden, insanından, sevdasından, sevdamdan söz eder oldum sıra nasıl da çabuk ölüme geldi.

İnanılır gibi değil...

ULAŞ’IN BABASINI ÖLDÜRDÜLER

YETMEDİ; “ONLARDAN BİRİ” dediler…

Hopa’daki olaylar protesto kültürümüzün olmadığını öyle yalın bir biçimde gösteriyor ki, görmemek için görme duyusundan yoksun olmak gerek. Bir ülkede yaşayan herkesin en doğal hakkı olan protesto yapan yurttaşlarına Başbakan “eşkıya” dedi. Yetmedi ölen öğretmen Metin Lokumcu için “Onlardan biri” dedi. Yetmedi, öfkesi dinmedi. Ankara’daki protesto eylemine katılan genç için “Kız mı? Kadın mı?” demeden kendini alamadı. Öfkesi biraz daha kabarsa “O kari” diyecekti…

Başbakan Hopa’dan geçecek, Hopa sosyalist solun kalesi daha doğrusu Hopa gençleri 12 Eylül darbesinden payına düşeni almış şimdi de ‘derelerimi sattırmam’ diye ses veriyor. Protesto kültüründen yoksun emniyet güçleri ve amirleri, ne olur ne olmaz doğal bir protesto için bile sokağa çıkan insanı yatıştıralım diyor.

Nasıl mı?



“VERİN GAZI!

BASIN GAZI! BASIN BASIN!”

Protesto hakkına karşı polis bilinçsiz, öfkeli, dövmekten, öldürmekten başka şey bilmiyor. Oysa beş yüz insan sokağa çıksa pankart assa ne olur?

Başbakan hakkını arayan yurttaşına “eşkıya” derse; polis amirinin ‘Basın gazı!’ sıkın tazyikli suyu!’ demesinden daha doğal ne olabilir ki?

Protesto kültürü olmayan başbakanın yönettiği ülkede polisin protesto kültürü olabilir mi?

Polis her protesto eyleminde olduğu gibi Hopa’daki eylemlerde de aşırı güç kullanıyor. Bizler bu orantılı, orantısız polis gücünü 1 Mayıs’lar da daha geçen yıl Tekel İşçilerine kullandığı aşırı gücü ya da orantılı, orantısız her neyse unuttuk mu?

‘Ver gazı ver suyu’ ondan sonra göstericiden sakinlik bekle, pes doğrusu.

Başbakanın ve AKP iktidarının protestolara tahammül yok mu? Dikensiz gül bahçesi istiyorlar.

Başbakan bir televizyon programında programa katılan gazetecilerle söyleşirken; seçim otobüsündeki kadınlardan birinin çığlığına çok üzülmüş ve unutamıyormuş. Öfkesi bundanmış. İşin gerçeği sanki bu ayrıntıda saklı... Kendi otobüsündeki kadının çığlığından otobüsün dışındaki kadınların çığlığına uzanıp duyacak sevgiden yoksun biri. Çünkü bu Başbakan herkesin başbakanı hiç olmadı ki? Gösteri yapan insanlara ‘eşkıya’ demek doğru mu?

Denizin çocukları şarkısı sürüyor:

“Sen gidince asi çocuk

Döktü yaprağını ceviz

Koy verdin gittin bizleri

Tutuştu bak Karadeniz”


Hopa’daki protesto öyküsünün kendine ait birçok hüznü var…

En acısı sözün bittiği olay olan Metin Lokumcunun öldürülmesi…

Bu ölüm birçok gerçeği bir kez daha sergiliyor.

Ulaş Bardakçılar, Ulaşlar, Ulaşların babaları hala öldürülüyor…

***

Sevgili Artvinliler, 6 Haziran saat 17.00'de Artvin Barosu’nun düzenlediği ‘Şiddet Demokrasisi’ etkinliğinde Müjde Ar, Metin Feyzioğlu ve Yaşar Seyman sizleri bekliyoruz…