İmambakır Üküş: Gerçek Gündem ve Barış Yarkadaş, CHP konusunda sürekli manipülatif, gerçek olmayan bir yayın çizgisine sahip
Günlerdir suskun olan, sesi soluğu çıkmayan Barış Yarkadaş; kurultay toplama talebinden vazgeçilir geçilmez, hemen iftira ve yalan kampanyasına kaldığı yerden devam etmeye başladı…
Günlerdir imzaların tamamlanmasının yarattığı korku ve gerilim onu susturmuşken, kurultaydan vazgeçilmesiyle birlikte, yeniden kurultay ve muhalefet aleyhinde yazmaya başladı.
***
Herkesin her konuda farklı görüşleri ve tercihleri olabilir. Demokratik haktır. Kimse bir şey diyemez.
Ama yalan ve iftira, bir hak değil, bir suçtur. Hem etik anlamda hem de yasal anlamda.
Beğenmediğin, doğru görmediğin her şeyi eleştirebilirsin. Olan ne varsa, yazabilir; haber haline getirebilirsin… Ama yalan ve iftira asla olmaması gereken şeylerdir.
***
Yandaş basın, besleme basın, boyalı basın veya tetikçi yazar-gazeteci… Bunlar çok sık duyduğumuz, okuduğumuz şeyler…
Ne yazık ki, günümüzde medya bir yanıyla sermayenin egemenliğinin yarattığı; sermaye-siyaset sarmalı dolayısıyla bu durumda… Bundan çıkması da epey zor görünüyor…
Bir diğer yan da, bazı kesimlerin tetikçiliğini yapan, yalnızca onlar lehine “haber” yapan bir anlayış da giderek “olağanlaşıyor”…
***
Gerçek Gündem ve Barış Yarkadaş, CHP konusunda sürekli manipülatif, gerçek olmayan, yalnızca Gürsel Tekin merkezli, onunla sorunu olan herkese düşmanlık güden bir yayın çizgisine sahip…
Bu işe öylesine kendisini kaptırmış ki, daha önceleri yazdıklarını –hem kendisinin hem de Gürsel Tekin’in- unutacak kadar.
***
Bu tavırlarını bizzat önseçim için yürüttüğümüz kampanyada da görmüştük. Yapılan basın toplantısında olmayan, söylenmeyen sözleri, kendisi uydurmuş ve bunun üzerine eleştiriler yazmıştı. (Bu konuda gönderdiğim açıklama ise tabii ki yayınlanmadı.)
Şimdi de, Kurultay için imza toplama süreciyle ilgili, yine parti içinde kin ve düşmanlık yaratmayı amaçlayan uydurma şeyler yazıyor…
***
İmza toplamak da, imza vermemek de demokratik bir haktır. Ve daha önemlisi “hepsi partililerimizdir.” (K. Kılıçdaroğlu)
İmza verenlere karşı düşmanca yayın yapmak neden? Bu kin ve öfke niye?
B. Yarkadaş’ın aklında bir “ikili plan” kalmış, (önce etrafını, sonra Kılıçdaroğlu’nu devirmek) ama emin olun, bu imza toplayanların “planı” değildir. İmza toplama girişimindekilerin ezici bir çoğunluğu Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında hemfikirdir… Acaba bu “ikili plan” başka arkadaşların “kafasında” ve oldukları “sohbet” ortamında olmasın.
***
İmza sayılarına gelince, 613 noterden geçmiş imza Ankara’ya ulaşmışken, bizzat bu imzalar toplandığı için, Barış Yarkadaş’ın sesi soluğu kesilmişken, bir “el” –ki bence bu “el”, adaylar sürecinde de rol almıştır- devreye girince bir “uzlaşma” oldu, olduruldu…
Zaten basın açıklamasında yer alan iller ve bölgelerin delege sayısına bakarsanız da, sonucu görürsünüz…
***
İmza verenlere, toplayanlara karşı bütün medyada toptan linç kampanyası başlatıldı… Hürriyet, Milliyet, Vatan, Sabah, Yeni Şafak, Zaman başta olmak üzere, Deniz Baykal ve Önder Sav’a karşı geçmişte biriktirilmiş bütün öfke ve kin kusturulmuş durumda…
Doğan, Ciner yandaş medya grubunun, CHP yönetiminden gitmesi istenen, Erdoğan Toprak, Hurşit Güneş, Gürsel Tekin, Binnaz Toprak, Muhammet Çakmak’a sahip çıkmasından doğal ne olabilir ki?
Milletvekili listelerine bakın ne demek istediğimi anlarsınız… Ve kimin, kimi temsil ettiğini göreceğiz…
Zaman’da, Yeni Şafak’ta çarşaf çarşaf Fethullah Gülen “gerçeği”ni anlatan ve “bilge”liği keşfeden bu arkadaşlara, herhalde sol ve sosyal demokratların söyleyecek bir şeyleri olacaktır.
Kimin, kiminle ne ilişkisi var, daha çok yazacak ve tartışacağız…
Ama kesin olan bir şey var; Medya imzacılara karşı acımasız bir kampanya yürüttü… Ve haklı da(!)
***
B. Yarkadaş’ta her nedense bir Ercan Karakaş ve Enver Aysever fobisi oluşmuş durumda. CHP içinde her ne olursa olsun, mutlaka bu iki ismi de bulaştırmadan duramıyor…
Bu kez de, Kurultay için imza olayı da, hiçbir ilişkileri olmamasına rağmen, olayın içine dahil ederek aleyhlerine yazıyor yazıyor…
Birincisi, Enver Aysever delege değil. İmza vermesi mümkün değil. Ayrıca, Enver Aysever, imzacılarla hiçbir ilişkisi olmadı. Hiçbir yerde de, buna ilişkin açıklama yapmadı.
Ama “Ergenekoncu”, sağcı Sinan Aygün ve diğer benzer özellikli Gürsel Tekin’in adaylaşmaları için ısrar ettiği isimlere olan tepkisiyle istifa etmesi bir gerçektir. Acaba, bu gerçek ve arka plan mı rahatsız ediyor…
***
Seçim günü çok kişinin cep telefonuna, Ercan Karakaş’ın katılacağı TV programlarıyla ilgili mesajlar gitti. Seçim sonuçlarıyla ilgili TV’lerde çok sayıda yorumcu yer aldı. Ercan Karakaş da bu yorumculardan biriydi. Yoksa, özel olarak TV’lere koşmuş durumda değil…
Ercan Karakaş’ın imza vermediği ve imzaya açılan metnin, tüzük değişikliği ve seçim sonuçlarının değerlendirilmesini içermediği için eleştirdiğini ve bunu her ortamda yaptığını en iyi B. Yarkadaş’ın bilmesi lazım.
***
Acaba, Ercan Karakaş’ın adının örgütten sorumlu genel başkan yardımcısı olarak geçmesine bir tepki mi bu, anlamak mümkün değil…
***
Biz, istanbulgercegi.com’da yalnızca gerçekleri yazdık. Haberlerde, kesinlikle yanlı-taraflı olmadık.
Kurultay haberleri konusunda da aynı tavrımızı sürdürdük. Destek açıklamalarını da yayınladık, eleştiri haber ve yazılarını da…
Yazdığımız her haberle ilgili, tarafların da bilgisine başvurduk. Varsa bir açıklamaları mutlaka yayınladık.
***
İstanbul, Ankara ve İzmir il başkanlarının değişeceği haberini ilk biz yaptık. İsmi geçenleri de yazdık. Onlarla yaptığımız görüşmeleri de yayınladık… Ali Topuz, Murat Karayalçın haberlerimiz Ulusal Basında da yer aldı… İzmir il başkanı ise, “Ankara ve İstanbul değişiyor ama İzmir’de sorun yok” dedi. Onu da biz yayınladık…
9 Temmuz’da MYK’da değişim ve MYK üyelerinin istifasını genel başkana sunduğunu yazdık. Haberimiz bütün ulusal medyada yer aldı…
Kurultaydan vazgeçildiği ve basına verilen metni ilk biz yayınladık…
***
Haberlere yorum katmadık, olduğu gibi paylaştık. Yorum içeren değerlendirmelerin ve açıklamaların tamamını ise imzalı yayınladık…
***
Gerçekleri, her zaman gerçekleri yazacağız. Bu gerçek, bizim aleyhimize bile olsa…
Yalan ve iftira ise asla…
|