AKP, zulmü arttırarak saltanatı korumak, çıraklık ve kalfalık döneminden sonra, ustalık dönemini yaşamak için gözü karartmış halde hareket ediyor.
Başbakan Erdoğan seçim yaklaştıkça daha da saldırganlaşıyor. Her türlü yol ve yöntemi kullanarak iktidarda kalmak isteyen Başbakan, Türkiye’nin sorunlarının çözüldüğünü, çılgın projeler devrinin başladığını iddia ediyor; işsizlik, yaşam koşulları, tarım, dış politika, Kürt sorunu, Alevi sorunu... her şeyi yoluna koyduğunu söyleyip, halktan oy istiyor.
Polisi, askeri halk üzerinde hegemonya kurmak için harekete geçiriyor, halkın en küçük demokratik tepkisini ezip yok etmek için talimatlar yağdırıyor.
Medyanın kimi haber yapıp kimi hedefe koyması, kimleri görmezlikten gelmesi gerektiğini belirtiyor, buna uymayanları uyarıyor, hedefe koyuyor. Bağımsız adayları ve Blok güçlerini açıkça hedef gösteriyor.
Dün şikayetçi olduğu tüm kurumları, valileri, kaymakamları, emniyet müdürlerini, bürokratları, hakimleri, savcılara kendi çizdiği kulvarda yürümeleri için ne gerekiyorsa onu yapıyor. Yapmayanı tehdit ediyor.
Bu tablonun gösterdiği, Erdoğan’ın işinin önceki seçimler kadar kolay olmadığıdır. Kasımpaşalının foyasının her geçen gün daha çok meydana çıktığının farkına varıldığının o da farkında.
Bunun içindir ki telaşlı, kaygılı ve saldırgan. En küçük halk muhalefetine bile tahammül göstermiyor. Hopa’da olduğu gibi, hükümetin sömürü ve baskı politikalarına karşı tepki gösteren halka nefretle hitap ediyor, polisi ölümüne saldırıya geçiriyor.
Karadeniz Bölgesi halkının, suyuna, ürününe, toprağına sahip çıkmasını hazmedemiyor. Polisin gaz bombalarıyla saldırmasının ardından hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun arkasından ne üzüntü ne de başsağlığı dileyen Başbakan’ın gözü iktidardan başka bir şey görmüyor.
Erdoğan bir aşbakanda olması gereken üslup, tutum, adap gibi gereklilikleri de yok sayıyor; ağzına geleni söylüyor, önüne geleni açıklıyor, duyduğuna yanıt veriyor, olmadı uydurup anlatıyor.
Diyarbakır mitinginde de böyle yaptı. BDP’nin Elazığ’da işçi ve emekçi düşmanı, ırkçı ve faşist bir partiye oy vereceğini iddia edecek kadar ileri gitti. Görüntülerin yakında yayınlanacağını söyleyerek, nelerin peşinde, hangi stüdyoların kayıtlarının takibinde olduğunu göstermiş oldu.
Başbakan kaset açıklıyor, ses kayıtlarından söz ediyor, imalarda bulunuyor, hedefine koyduğu parti ya da kişiler hakkında şayialar yaratıyor...
Ona yetişmek, onun cinliklerini, projelerini takip etmek mümkün olmuyor; insanı hayrete düşürecek denli bir performans gösteriyor. Bu kadar cinlik, bu kadar proje, bu kadar koordineli çalışmadan dolayı her türlü ödülü hak eden bir başbakana sahip olmaktan dolayı ne kadar övünsek azdır!
Başbakan Diyarbakır mitinginde de yaptığı gibi dini, milliyetçiliği her zamankinden daha çok kullanıyor. Bazen bir tarikat şeyhi, bazen milliyetçi bir lider gibi hareket ediyor.
Ancak her şeye rağmen Başbakan güç ve destek kaybetmektedir.
Erdoğan, CHP ve MHP’ye yönelik olarak devreye soktuğu operasyonlardan dilediği başarıyı elde edememiş olduğunu her geçen gün daha çok fark ediyor. Kılıçdaroğlu’na Aleviliğini hatırlatarak “yuh” çektirecek kadar pespaye yöntemlere baş vuran, buna rağmen Kılıçdaroğlu’ndan gerekli tepkiyi görmediğini düşünen Başbakan, Blok bileşenlerinin de aynı tutumu alacağını düşünüyorsa yanılıyor.
Başbakan her şeye rağmen giderek irtifa kaybettiğini görmektedir.
Hırçınlığı, gözü karartmış halde halka ve tüm takiplerine karşı saldırıya geçmesi de bundan.
Seçimler yaklaştıkça Başbakan ve diğer düzen partilerinin liderleri daha da hırçınlaşacaktır. Halkı talepleri ve sorunlarından uzaklaştırıp seyirci, taraf ve alkışlayan hale getirmek için hep el ve ağız birliği edeceklerinden şüphe duyulmamalıdır.
Esas sorun ezilen ve sömürülen halk kitlelerin bu kayıkçı dövüşü karşısında tutum alıp, kendi yollarında ilerlemeleri için bu bir haftanın nasıl değerlendirileceğidir. Önemli olan, Blok çalışmasının aynı zamanda bir halk hareketine dönüşmesi için perspektif ve yönelime sahip olmaktır.
Bağımsız adayların bulunduğu her yerde Blok’un başarısı, Emek Partisi’nin seçime girdiği her yerde onun etrafında sürdürülecek mücadele ve seçimlerde elde edilecek başarı, önümüzdeki dönemin yol haritasına önemli veriler ve katkılar sunacaktır.
|