|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Leyla Zana: Savcı beni dövmek istemişti
03 Haziran 2011 Cuma, 08:22
ORAL ÇALIŞLAR/Radikal
|
|
Leyla Zana, 1994’te gözaltındayken tutuklanmasını isteyen savcıyla yaptığı tartışmayı, ilk kez, bu hafta çıktığı bir TV programında anlattı. İMC TV’de Ertuğrul Mavioğlu’nun yönettiği (ve benim de katıldığım) programda Zana, geçmiş günlere döndü ve son gelişmeleri değerlendirdi.
‘Değerlendirmeler’e geçmeden, Zana’nın ‘yakın tarih’ini hatırlamakta yarar var: Kürt hareketinin sembol isimlerinden olan Zana, 16 yaşında dönemin Diyarbakır Belediye Başkanı Mehdi Zana ile evlendi. Eşi 1980 askeri darbesinde tutuklanan Zana’nın yaşamının önemli bölümü Diyarbakır Askeri Cezaevi kapısında geçti. Askeri zulmün, cezaevlerindeki terörün tanıklığını yaptı.
Okuma yazmayı kendisi öğrenen Zana, 1991’deki seçimlerde 30 yaşında Diyarbakır milletvekili oldu. Saçına bağladığı, Kürtlüğünü sembolize eden sarı-kırmızı-yeşil örgü, Meclis’te tepkiyle karşılandı. Milletvekilliği yemininin ardından kullandığı, Türk-Kürt kardeşliğine vurgu yapan Kürtçe cümle, sıra kapaklarına vurularak öfkeli bir şekilde protesto edildi. 3 Mart 1994’te ABD’de yaptığı bir konuşma gerekçesiyle dokunulmazlığı kaldırılan Zana, bazı milletvekili arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı. 10 yıl hapiste kalan Zana, 2004’te serbest bırakıldı. (Bu seçimlerde ise Diyarbakır’dan yeniden aday.)
‘Örgüm, yaşlı bir kadının hediyesiydi’
Saçına bağladığı üç renkli örgünün öyküsü şöyle: “1991 seçim çalışmalarında bir gelinle karşılaşmıştım. Damat yanında değildi. Damadı sordum. Annesi boynuma sarıldı ve ağlayarak ‘Gitti’ dedi. Ben ‘Herhalde gerillaya katılmıştır’ diye düşündüm. ‘Madem böyle bir şey yapacaktın neden evlendin’ diye içimden söylendim. Sandığım gibi değildi. Arabasına sarı-kırmızı-yeşil eşarplar bağladığı için gözaltına alınmıştı. Anne sarı-kırmızı-yeşil eşarplardan örgü yaptı. ‘Bana söz ver. Madem Meclis o renkleri yasakladı, sen bu renklerle haykıracaksın’ dedi. Ben de ona ‘Hayatıma da mal olsa o renkleri üzerimde taşıyacağım ve bu sözü çiğnetmeyeceğim’ diye söz verdim. Meclis alanına da getirdim.”
1994’te gözaltına alınışındaki bir gerginliği de şöyle aktardı: “İfademi alan savcı, öfkeli bir dille Meclis’te kurduğum Kürtçe cümleyi hatırlattı: ‘Siz Kürtçe hakkı istiyorsunuz, aynı şekilde Lazlar ve Çerkesler de anadillerini öğrenmek isterlerse ne olacak?’ Ben de ona ‘Onlara da aynı hakları verirsiniz, bu ülkenin bir zenginliği olur’ cevabını verince çok sinirlendi ve yerinden kalkıp beni dövmek amacıyla üzerime yürüdü. Diğer savcı onu geri çekerek durdurdu.”
‘Bizim içimizde de değişime direnç var’
AK Parti hükümetinin değişime katkılarını göz ardı etmediğini de belirten Leyla Zana, “Ancak hiçbir temel isteğimiz yerine getirilmedi” diyor. Kendi kendilerini yönetmek istediklerini, bir ayrılık taleplerinin olmadığını, ama Kürtlerin artık ‘eski Kürtler’ olmadığını vurguluyor.
Türkçeyi sonradan öğrendiğini ve iki dilli olmanın zenginleştiriciliğini ifade eden Zana şöyle diyor: “Daha çok dil bilsem bundan da mutlu olurdum. Ama Kürt çocuklarının giderek Kürtçeden kopmasına, Kürtçenin unutulup gitmesine izin vermek istemiyoruz. Devletin anadilimizin öğrenilmesine destek vermesi gerekiyor. Türklerin içinde olduğu gibi bizim içimizde de değişime direnç olduğu bir gerçek. Olmaması mümkün mü? Ama değişim dalgası direneni de değiştiriyor. Türkler değişti, biz de değiştik. Yeni ve demokratik bir kültür, toplum içinde yaygınlaşıyor.”
Zana’nın birçok farklı kesimin tepkisini ve ilgisini çeken yeni projesi şöyle: “Şimdi de bir çılgınlık yapıp Meclis’e acaba türban takıp mı gitsem? Başbakan çok umut verdi ama üniversiteden pek çok genç kızın hayatını kararttı. Bırakın eğitimini bitirsin, ondan sonra tartışılsın. Parlamento her alanda tektipliği öngörmüş. Herkes koyu renk elbiseyle gitmeli, kadınlar etek giymeli. İnsan hakları gaspından bu Meclis vazgeçmeli. Yemin metni de etnik kimlikten sıyrılmalı, birkaç dilde yapılabilmeli. Başbakan istese bunu rahatlıkla yapabilir.”
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|