Sarkacın iki ucu: Diyarbakır ve İzmir

03 Haziran 2011 Cuma, 07:51

İsmet BERKAN/Hürriyet

ÇARŞAMBA sabahı erken saatte İstanbul’dan Diyarbakır’a uçtum, burada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingini izledim, özel olarak Diyarbakır ve genel olarak bölge hakkında izlenimler toplamaya çalıştım.
Aynı günün gecesi İstanbul’a döndüm ve dün sabah erken saatlerde de İzmir’e uçtum. Bu kez burada izlenimler derlemeye çalıştım.
* * *
Bir kere şunu söyleyeyim: İstanbul’dan Diyarbakır veya İzmir’e yapılan yolculuklar, sanki iki ayrı ülkeye yapılan yolculuklar.
Bir tarafı diğerine kayırmadan, objektif bir gözlem olarak söylüyorum bunu: Sadece sosyo ekonomik bir şeyden değil, kültürel değerlerden, ülkenin geri kalanına bakıştan da söz ediyorum.
Çarşamba günü Diyarbakır’da AK Parti’nin mitingi evet kalabalıktı, evet coşkuluydu ama anlaşılan o ki bu parti Diyarbakır başta olmak üzere bölgede ciddi bir biçimde zemin kaybetmiş.
2007’de AK Parti için bir bütün olarak Kürtlerin yoğun yaşadığı şehirlerde görülen oy patlaması bir ölçüde gerilemiş durumda. Örneğin AK Parti 2007’de Diyarbakır’da yüzde 41’i aşmıştı, bu seçimde beklenti oyların yüzde 25’e gerilemesi. Bu rakamı bana bizzat AK Partili yerel yöneticiler verdi.
Diyarbakır’da yaşanması beklenen bu oy gerilemesinin bölge çapında da olması bekleniyor. Yani Kürt oyları ve Kürtlerin temsili konusunda AK Parti seçimde bir hayal kırıklığı yaşayacak gibi gözüküyor.
* * *
Ama ilginçtir, aynı AK Parti bu kez Türkiye’nin Batısında bir ‘sürpriz’ bekliyor. Parti kurmaylarının verdiği bilgi, AK Parti’nin Antalya’da CHP’yi yakalayıp geride bıraktığı, İzmir’de ise farkın kapanmakta olduğu.
AK Parti’ye göre seçim sarkacı bir Diyarbakır’a gidiyor, bir İzmir’e.
Diyarbakır’da kaybettiğini acaba batıdan telafi edebilecek mi iktidar partisi?
Etse bile bu aynı şey mi olacak?
Kürt oyları konusunda daha çok konuşacağız. Ama ben bu seçimin en kritik seçimlerinden birinin Kürtlerin seçimi olacağını şimdiden söyleyeyim.
CHP İzmir, ‘Fark kapanmaz’ diyor
SABAH Hürriyet Treni için geldiğim İzmir’de önce eski dost Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’la karşılaştım. Hemen ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da trene geldi.
Sohbet ister istemez siyasetten ve İzmir’de partilerin durumundan açıldı. Aziz Kocaoğlu’na AK Partililerin söylediklerini ve ümitlerini aktardım. Başkan, ‘13 Haziran sabahı göreceğiz’ dedi ve ekledi:
‘2007’de İzmir’de CHP yüzde 34.5, AK Parti 32.5 aldı. 2009 yerel seçimine geldiğimizde CHP’nin oyu 48.9’a, AK Parti’nin oyu ise 29.8’e geldi. Bugün de oylarımızın yüzde 50’lere kadar geldiğini gösteren araştırmalar var.’
CHP İzmir’de çok iddialı ve gördüğünüz gibi AK Parti açısından çıtayı 2007’ye değil 2009’a koyuyor.
İktidarın İzmir’i cezalandırmış olmasının bedelini ödemekte olduğunu söylüyor buradaki CHP’liler.
‘Peki ya Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay’ diyecek oluyorum, ‘Her ikisi de çok iyi çalışıyor ama yaptıkları partilerindeki oy kanamasını durdurmaktan başka işe yaramaz, CHP ile aralarındaki farkı kapatamazlar’ cevabını alıyorum bir çırpıda.
Ergenekon partisi varmış meğer
İZMİR Tren Garı’ndan taksiye bindim, otelime gideceğim. Bir gürültüdür gidiyor, önümüzde kocaman bir seçim otobüsü bağıra bağıra propaganda yapıyor.
Önce ambleme takılıyor gözüm, yavrukurtların sembolü kurt kafası, altında da kocaman Ergenekon Partisi. Meğer böyle bir parti varmış, sonra internete girdim öğrendim.
Partinin genel başkanı da İzmir’den bağımsız milletvekili adayı.