Bu yazı Alevidir!

30 Mayıs 2011 Pazartesi, 08:54

YAŞAR SEYMAN /Birgün

Başbakan kent kent gezdiği seçim mitinglerinde “Bu adam Alevidir” diyor. Niyet okuma gibi bir alışkanlığım yok. İnanın mesaj olarak aslında unutmayın ha bu adam Alevidir diyor. Beni seçmez CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verirseniz sizleri bir Alevi giderek öfke patlamasında bir ‘Kızılbaş’ yönetecek demesi yakındır.

O nedenle bir insana Alevidir demek yerine bir yazıya Alevidir diyorum.

Perşembe günü gazetemizin manşeti Alevi Federasyonu’nun Başbakana yazdığı mektuptaki vurucu cümleydi:

“Siz, tarihe, yalnız heykel yıkan değil, ülkenizdeki bir inancı yuhalatarak „nefret suçu”işleyen bir başbakan olarak da geçeceksiniz!

Aleviler bu mektup öncesi uzun süre beklediler. Türkiyeli Alevi olmayan aydınlar, örgütler yanıt verirler mi?

Boşuna beklediler ne bir ses ne bir yazı ne bir televizyon konuşması duymadılar. ..

Çünkü ‘tolerans’ ya da ‘hoş görü’ gösterir ya bizim aydınlar.

Sivil Toplumcu ve ‘41- 29 İstanbul Genç Sanat Tasarım Derneği Başkanı’, çiçeği burnunda dostum Nilgün Mirze’yle bir İstanbul öğleninde bu mektubu söyleştik. Nilgün Hanım, lütuf ederek kullanılan kendinde olmayana ‘tolerans’ ya da ‘hoşgörü’ye sözcüklerinin kullanılmasına karşı oluşuma katılıp düşüncesini paylaştı:

“İnsanların birey olma hakkını yok sayan bir terimi uzun yıllardır kullanıyorlar. Oysa insan onuruna ve varlığına saygı duyuyorsak; her insanın kendi düşünce kendi dini özgürlüğü olan birey olması gerektiğine inanıyorsak; o zaman toleranstan söz etmeye gerek yok. Bize düşen görev tolerans ya da hoş görü yerine birlikte yaşama kültürünü geliştirecek saygı ve sevgi ortamını yaratmalıyız.

Alevilerin Başbakana mektubuna imza atan örgütlerden Erikli Baba Kültür Derneği’ni onlarca yıl sonra Diyanet İşleri Başkanı ziyaret etti.

Ulusal medyamız bunu “Tarihi bir an” başlığı ile verdi. Dayanamadı “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir Diyanet İşleri Başkanı'nın ziyaretine ev sahipliği yapan Erikli Baba Kültür Derneği ve Cem evi, ibadetleri farklı olmasına karşın Bektaşi ve Alevileri aynı mekânda buluşturuyor.” Açıklama gereği duydular.

Oysa ulusal basın “Günaydın” demeli.

Diyemez çünkü özünde bunu ‘tolerans’ ve ‘ hoş görü’ olarak değerlendiriyor.

Ne hoş görüsü?

Ne toleransı?

Komik olmayın!

CHP Genel Başkanı’nın Alevi inancından olması kusur olabilir mi?

Oysa kusur bunu kusur görenlerindir.

Tıpkı bin yıldır Anadolu topraklarında yaşayan, sayıları milyonları bulan Alevileri tanımamaktır.

Bilinçaltının kirlilikleri taşımasıdır.

Ansızın bir gün “Mum Söndü” sözcüğünü kullanma aymazlığına düşmektir.

Oysa bilseler Alevilerin dedelerinin sıkça “karanlık ne kadar büyük olursa olsun, bir mum ışığı onu parçalar” derler.

İşte bu nedenledir ki Aleviler mum söndürmez mum yakarlar.

Karanlıkları parçalamak adına mum yakarlar.

Aleviler, etnik ve inanç üzerinde siyaset yapmayı yanlış bulurlar.

Çünkü Aleviler, “Yol bir, sürek bin bir” diyen öğretiye inanırlar.

Yunus Emre’nin sözlerini cemlerinde eksik etmezler.

“Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize”