|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
İktidar kasetlerden yakasını kurtaramaz
22 Mayıs 2011 Pazar, 07:42
Can Ataklı/vatan
|
|
Böyle rezalet olmaz. İleri demokrasi nutuklarının atıldığı, anayasa bayramlarının kutlanmaya hazırlandığı Türkiye’de iğrenç bir oyun oynanıyor. Bir siyasi parti evlere yerleştirilen gizli kamera görüntüleriyle çökertilmeye çalışılıyor.
Hiç kimse bunu MHP’nin içinden yapılan bir tezgâh olduğunu sanmasın.
Bu kadar örgütlü, çaplı bir operasyon, bir parti mensubu birkaç girişimci tarafından becerilemez.
Bu kasetlerin altında “derin bir gücün” olduğu kesindir.
Kimse safdillik yapmasın, kimse de koca milleti, aptal salak yerine koymasın.
Evlere girilmiş. Neredeyse BBG evi gibi her yere kamera yerleştirilmiş. İlgili kişiler evin neresine giderse oradaki kameralar harekete geçiyor. Görüntüler son derece net. Asla amatör işi değil.
İktidar ellerini ovuşturup gelişmeleri seyirci gibi izleyemez. En kısa zamanda bu rezil oyunun faillerini ortaya koymak zorundadır.
Aksi takdirde bu kasetlerden yakasını kurtarması mümkün olmaz.
Eğer kasetlerin arkasındaki gücü ortaya çıkaramazsa, eninde sonunda kendisi ile ilgili kasetler de saçılacaktır ortaya. Bugün muhalefeti yok etmeye çalışanların, yarın iktidarı da dize getirmek isteyeceği kesindir.
Siyasette “şantaj ve tehdit” başarıya ulaşırsa bunun nerede duracağını artık kimse hesaplayamaz. Bugün ortaya çıkanlardan rant sağlayanlar bilmelidir ki, aynı silah yarın da kendilerini vuracaktır. Şantaj ve tehdit oyununun gereğidir bu.
Son 6 istifa ile bu şantajın MHP içinden olmadığı da ortaya çıkmıştır bana göre.
Amaç bellidir; MHP bu kasetlerle vurulmak ve baraj altına itilmek istenmektedir.
Bugünkü yönetime karşı da olsa, hangi MHP’li partisinin baraj altında kalmasını, en az 4 yıl parlamento dışında olmasını “lehte” bir durum olarak görebilir. MHP’nin bir daha baraj altında kalması halinde tamamen yok olacağı ortadadır. O halde MHP’yi “yeniden dizayn etmek isteyenler” kaset operasyonunu seçimden sonra, parlamentoda hatta belki de iktidar ortağı iken partide temizlik yaparlar ve amaçlarına da ulaşırlardı.
AKP yandaşları ısrarla “kaset işi MHP’nin içinden” diyorlar ama failleri bulmak için de iktidarı zorlamıyorlar bile.
Başbakan da baştan savma sözlerle “yargının gerçeği ortaya çıkaracağını” söylüyor ama teknik takibi de savsaklıyor. Oysa Hayati Yazıcı adına bir yıl önce gönderildiği ileri sürülen e-mail’in faili çabucak bulunuverdi.
*****
Cezaevinden gelen üç mektup
Cezaevindeki gazeteciler denildiğinde akla hemen Nedim Şener ve Ahmet Şık geliyor, sonra Tuncay Özkan, Mustafa Balbay. Ama diğer gazetecilerden nedense pek söz eden yok. Sanki Soner Yalçın, Oda TV çalışanları gazeteci değil. Aydınlık Gazetesi’nin mensupları başka bir iş yapıyorlar.
Ama bir de adlarını bile bilmediğimiz, ama bildiklerimizin yaşadıkları koşullardan daha ağır şartlarda cezaevinde tutulan gazeteciler de var.
İkisi Tekirdağ 1 Nolu F tipi cezaevinden, biri de Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden üç mektup aldım. Üç gazeteci de Yürüyüş Dergisi’nde çalışırken polisin yaptığı baskınlar sonucu gözaltına alınıp sonra tutuklanmışlar.
Üçünün de söylediği ortak nokta şu: “Hapishanede tecrit altında tutuluyoruz. 24 Aralık 2010 tarihinden beri ne ile suçlandığımızı bile bilmeden yatıyoruz. Kimse bizim sorunumuza el atmayacak mı? Gazeteci deyince sizler sadece kendi arkadaşlarınızı mı sayıyorsunuz?”
Haksız bir sitem değil. Kimbilir, belki bizler de belli ilgi alanlarında yayın yapan, genç ve tanımadığımız gazetecilere karşı duyarsız kalıyoruzdur.
Mektupları okurken içim çok ezildi. Çünkü ceazevi müdüriyetinin “görülmüştür” damgası da olan mektuplarda, genç gazeteciler çektikleri sıkıntıları ve uğradıkları hakaretleri anlatıyorlar.
Fiziki sıkıntıları bir kenara bırakın, gazetecilere kitap bile verilmiyor, tahliye olan mahkûmlardan kalan kitaplar bile toplanıyormuş. Tecritte tutuldukları için herhangi bir sosyal çalışmalarına da izin verilmeyen genç gazeteciler “İleri demokraside yargısız infazın kurbanlarını görün artık” diye feryat ediyorlar.
Adalet Bakanı’nın seçim derdi yok nasıl olsa. Acaba bu sese kulak verir de biraz ilgilenebilir mi?
*****
Pazar fıkraları
Yıldırım Tuna fıkralarından küçük bir demet sunuyorum:
ATM
Şişko ve hayli göbekli yaşlı adam gelişmiş makinelerle dolu spor salonunda görevli antrenöre gidip, “Çok genç ve güzel bir kıza vuruldum” demiş, “Onu etkileyebilmek için hangi makineyi kullanmamı tavsiye edersiniz?” Antrenör ona dönüp baktıktan sonra “Spor salonumuzun hemen girişinde bir ATM var” diye cevap vermiş “Onu kullanın!”
Kurnaz tilki
Yolda yürürken eski bir lamba buldum. Parlatmaya çalışırken içinden bir cin çıktı. “Benden bir dilek dile hemen yerine getireyim” dedi. “Hiç ölmeden sonsuza kadar yaşamak istiyorum” dedim. “Bu tip dilekleri yerine getirmeme izin verilmiyor” diye cevap verdi, “Her hangi başka bir şey dile anında yapayım.” Ben de “Tamam” dedim, “O zaman parlamentomuza seçilenlerin bu ülkedeki herkesin birlik ve beraberlik içinde bağımsız ve özgür yaşayabilmesi için bir araya geldiklerini gördükten sonra öleyim.” Cin, “Seni gidi şeytan” dedi gülüp omzuma bir şaplak atarak, “Seni gidi kurnaz tilkiiii!”
Hayatın başlangıcı
Üç yaşlı adam oturmuş “Hayat ne zaman başlar” konusunda bir fikir tartışmasına girmişler. “En ufak bir şüphe yok ki hayat ‘gebeliğin oluştuğu anda’ yani sperm yumurtayla buluştuğunda başlar” demiş biri. “Yok..Yok..” diye itiraz etmiş diğeri, “Hayatın başlangıcı, bebeğin doğumu iledir.” Her ikisi de dönüp üçüncü arkadaşlarına bakıp ona sormuşlar, “Sence hayat ne zaman başlar?” diye. “Boşuna kafa yormayın beyler” demiş arkadaşları, “Esas hayat en küçük çocuğunuzun kolejden mezun olup okul taksitlerinin bitmesi ve evde bakmak zorunda olduğunuz köpeğinizin ortalardan yok olmasıyla başlar! ”
*****
Gani Yıldız’dan
Başbakan, 19 Mayıs Stadyumu’ndaki Gençlik ve Spor Bayramı Töreni’ne soğuk algınlığı nedeniyle katılamamış. Muhalefet liderleri ile Başbakan arasında esen rüzgârın soğukluğunu iyi anlatan bir işaret!
***
Çankaya Köşkü’ndeki 19 Mayıs kabulüne katılan gençlerden biri Cumhurbaşkanı’nı görünce heyecandan ağlamış. Keşke başka bir gencimiz de, “Sayın Cumhurbaşkanım, YGS sürecindeki tavrınızı ve ÖSYM Başkanı’na desteğinizi hâlâ anlayamıyorum” diyerek gözyaşlarına boğulsaydı!
***
Dilovası’ndaki kanser tehlikesini halka anlatan profesörümüz hakkında, “halkı paniğe sevk ettiği” gerekçesiyle soruşturma başlatılmış. Doğru, halkı şimdi paniğe sevk etmeye gerek yok; zamanı gelince kanser merkezlerine sevk ederiz, olur biter!
***
Düzce Müftülüğü, “İşi yavaşlatmak ve kârı azaltıcı eylemlerde bulunmak çalışanı dinsel sorumluluk altına sokar” diyen bir hutbe okutmuş. İş hayatıyla din işleri bu kadar karıştırılırsa bir sonraki hutbe, “Açlık grevini Ramazan’a denk getirin, bir taşla iki kuş vurun” olur!
***
Amerikan araştırma şirketi Pew’in yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de demokrasinin önemi geçen yıla göre yüzde 10 azalmış. Anlaşılan dillere destan ileri demokrasimiz vitesi geriye takıp hafifçe gaza dokunmuş!
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|