Gerçek demokrasilerde sürgün olmaz!

21 Mayıs 2011 Cumartesi, 10:33

Özlem BUĞDAY YAĞMUR/OLAY

Düşünün ki şu çağda, Emsalsiz bir ileri demokrasi (!) yaşarken ülkecek,


Şu dört başı mamur düzende (!) hala sürgün edilebiliyor insanlar!
Yaşam karşısında bir un tanesi halini alıncaya kadar,
Ya da alsın diye ordan oraya savruluyor!
Yalnızca ve yalnızca hak aradığı ve haksızlıklara karşı “Bu böyle olmaz” demeye cüret (!) ettiği için üstelik…

12 Eylül sürecinin mantığıdır bu!

Baştan aşağı antidemokratik bir mantıktır!
Hal böyleyken,
Hani?

Nerde 12 Eylül panzehirleri?

Nerde hesap sorucular?

Başka hesapların dümenindeki referandum sürecinde, “Hesaplaşılmalı da hesaplaşılmalı!!!”
Diye ömrünü yediniz milletin.
Azman işi bir hezeyanla cuntacı ilan ettiniz uyumlanamayanları!
Demokrasi hasletiniz nasıl da pik yapmıştı car car car ahkam keserken!

12 Eylül süreci (Tam da işaret etmeye çalıştığımız haliyle) açık hesap bekleyedursun.

Benzer bir mantık sürgün ederken insanları, o çok bilmiş halinizde şimdi nerdesiniz ?

Nerelere kaçtı ileri demokrasi hasletiniz?




***


Memur maaşıyla üç çocuk okutmaya çalışan ve dördüncüye sürgün edilmesi üzerine uğradığı haksızlığı anlatabilmek için açlık grevine başlayan Türk Haber Sen Şube Başkanı Orhan Avcı’dan söz ediyorum…
Aynı zamanda da,

Avcı’ya destek vermek için O’nunla aynı utanç çadırında ve aynı zamanda açlık grevine başlayan Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu’ndan…

Açlık grevlerinin 50. saatinde artık rahatsızlanmıştı Orhan Avcı…
Onun yerine,

“Açız ama iyiyiz.”
Diyen Selçuk Türkoğlu ile görüştüm.
Her şeye rağmen kendilerini iyi hissetmelerinin öncelikli sebebi, “Sözün bittiği yerde” kamuoyunun verdiği destek…
Üçüncü günündeki eylemlerine MHP ve CHP açık destek veriyor.
Sendikalar, sivil toplum örgütleri ve bu güne kadar derdini anlatacak yer bulamayan vatandaş destek veriyor.
Kadınlar, gençler, öğrenciler destek veriyor.
En güzeli de,
Açlık grevindeki sendikacıların yanına dakka başı gidip,
“Abi çay vereyim?..”
Diye soran çaycı işlerin kesat olmasına rağmen destek veriyor.

***
Bu durumda geriye kalanı uzun uzadıya betimlemeye lüzum yok.
O kendini de, memur maaşıyla üç çocuk okutmaya çalışan bir babanın dördüncüye sürgün edilişindeki zihniyeti gayet iyi bilir!!!

Son söz:

Referandum sürecinden biliyoruz ki, AKP içinde de çok ciddi 12 Eylül mağdurları var idi! Ve sırf bu sebeple o dönemin çirkin yüzüyle hesaplaşılmasını istediler.
O vakit soru şu:

12 Eylül mağduru onca AKP’linin arasında, ordan oraya sürgün edilmekten ötürü hayatı altüst olan ve bu gün gelinen noktada halden anlayan bir Allah’ın kulu yok mudur?...